İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında yürütülen ve hapis ve siyaset cezası ile sonuçlanan davanın Türkiye‘nin getirildiği durumun özeti olduğunu söyledi
İmamoğlu: Hangi çılgın millete ait herhangi bir sürecin önüne set kurabilirmiş?
Hakkında verilen hapis ve siyaset yasağı kararı açıklanmadan önce “Karar ne olursa olsun herkesi Saraçhane’ye bekliyorum” çağrısı yapan İmamoğlu, kısa sürede on binlerce kişinin toplandığı alanda konuşma yaptı.
İmamoğlu şunları kaydetti;
“Saraçhane’ye, evinize hoş geldiniz. İstanbul kimin demiştik? Sizin sizin; 16 milyon İstanbullunun.
Hangi çılgın millete ait herhangi bir sürecin önüne set kurabilirmiş? Hangi çılgın zincir vurabilirmiş? Hiçkimse.
Bu akşam biz birlikteyiz, yarın çoğalarak daha fazla bir arada olacağız, daha fazla birlikte olacağız.
Şimdi birlik ve beraberliğimizin güzel bir anına bu akşam başlatıyoruz. Yarın çok daha büyüyecek. Genel Başkanlarımız burada olacak ama bu akşamın taçlanması için İyi Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener’i davet ediyorum”
Akşener: Yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat!
Mikrofonu alan Akşener şunları söyledi;
“Hey gibi Saraçhane, ne çektiniz be, ne çektiniz. Bundan yıllar evvel, burada okuduğu bir şiirle mahkum olan bir Büyükşehir Belediye Başkanı vardı (Recep Tayyip Erdoğan).
O Başkan, buradan sizlere seslenip, ‘Bu şarkı burada bitmez’ demişti. Doğrudur, o şarkı burada bitmedi ama ben Meral Akşener olarak söylüyorum, ‘Bu şarkı da burada bitmeyecek’.
Bugün iktidarda yarından çok korkan bir irade var. İnsanlar korktuğu zaman ceza verirler, zulüm yaparlar, haksızlık yaparlar.
Onun için bugün Ekrem Başkan için verilen bu kararın arkasında bir büyük korku var, sizden duyulan korku, millet iradesinden duyulan korku, demokrasiden duyulan korku var.
Evet onlar korkuyor ama biz korkmuyoruz. Yaşasın hürriyet kahrolsun istibdat!
Yıllar evvel bu meydanda şiir okuduğu için ‘Muhtar olamaz’ denilen bir Başkan vardı ama Cumhurbaşkanı oldu. Çünkü millet iradesine el uzatmıştı o günün vesayetçileri.
Bugün bu kararı verenler siyah cübbelerini haksızlığa kılıf edenler, verdikleri kararın başında ‘Türk milleti adına’ yazacak. Siz Türk milletisiniz, ne yapacaksınız; sandıkta gereğini yapacaksınız.
Sizin iradenizle seçilmiş Ekrem Başkana bir tiyatro neticesinde veirlen bu cezayı sandıkta yırtacaksınız, demokrasiyle yırtacaksınız.
İmamoğlu: Bu dava Türkiye’nin düştüğü durumun özetidir
Bu akşam burada buluşmamızın temel sebebi yaşadığımız büyük hukuksuzluk. Hayatımızda aklımıza gelmeyecek şeyleri yaşıyoruz.
Yarın Genel Başkanım Kemal Kılıçdaroğlu da burada olacak. 6’lı masanın liderleriyle birlikte İstanbulluların evinde olacağız.
Yarın halkımızı buraya davet edeceğiz. Dertleşeceğiz, konuşacağız. Ama önümüzdeki aydınlık günlere birlikte bakacağız.
Bu dava Türkiye’nin düştüğü durumun özetidir. Bugün utanç duyduğumuz bu anı bize yaşatan bu yargı sürecinin o kötü kararını yaşayıp sizleri de buraya davet etmeyi istemezdim.
Ama sizin kararınızın yok sayıldığı bir ortamın bir alışkanlık haline geldiği anda bu ülkeyi yaşanılmaz hale getirenlerin ekmeğine yağ sürmüş olurduk.
Bu mahkeme bu dava Türkiye’de adaletin kalmadığının ispatıdır. Bu dava ülkeye adalet ve demokrasi gibi en ulvi değerleri getirmek istemeyen insanların yönettiği bir davadır.
“Bu bozuk düzeni kuran bir avuç insan mertçe mücadele etmeyi bırakmışlardır”
Hatta ‘Devlet biziz, millet biziz, her şeyin sahibi biziz’ diyen insanların aymaz ve utanmaz biçimde süreci etki altına aldıkları bir davadır.
Hukuku yok sayarak, millet iradesiyle kavga ederek bu sürecin bir avuç insanın istediği yörüngeye oturtmak isteyenlerin ortaya koyduğu iradeyi yöneten bir davadır.
Keşke bu dava bir hukuk davası olsaydı, adalet önünde bir yargılanma süreci olsaydı. Aslında bu dava var olan süreçte bozuk düzen diye tarfileyeceğimiz bir düzenin davasıdır.
Aldıkları her karar kendi çıkarları içindir. Milletimizin yaşadığı zorluklar, yoksulluk, eğitim ve adalet gibi birçok sorunun üstünü kapatmak için ortaya koydukları çirkin bir irade sürecinin sonucudur.
Çocuklarımızın gelecek umudunun kalmadığı ortamda ortaya sudan sebeplerle, uydurma gerekçelerle dava üreterek, hukuku da zedeleyerek hepimizi yaralayan bir süreçtir bu dava.
Bu bozuk düzeni kuran bir avuç insan artık mertçe, dürüstçe ve cesurca mücadele etmeyi bırakmışlardır.
“Seçimi vermek istemediler, söke söke aldınız”
Bu bozuk düzen 31 Mart gecesi Anadolu Ajansı üzerinden o verileri kapatıp seçimi elimizden almaya cesaret ettikleri gün başlamıştır.
Hukuka karşı, demokrasiye karşı asla ve asla mücadele edemeyecekler. İstanbul’da büyük bir irade ortaya koydunuz. Kocaman bir demokrasi tokadı attınız. Seçimi vermek istemediler, söke söke aldınız.
6 Mayıs’ta seçimi iptal ettiler, tokadı misli misli attınız ama doymadılar. Bugünkü davada verdikleri ceza, ortaya koydukları irade çirkin bir sonuçtur.
‘Millet’ diye diye yola çıkanlar bugün ‘Millet biziz, devlet biziz’ diyorlar ama sonuç alamayacaklar. Yarın yine burada olacağız. Umudunuz eksilmesin.
“İstanbul’da başardık, Türkiye’de de başaracağız”
Milletçe ayağa kalkacağız, bizi ezmeye çalışanları sandıkta perişan edeceğiz. onlar bizi gerçek ve kızdırmak istiyorlar. Ama biz ne yapacağız biliyor musunuz; bizim ideallerimiz var, bizim 2023 ideallerimiz var.
Omuz omuza, gece gündüz çalışacağız. Milletimizi aydınlık günlere taşımak adına, 2023 yılında seçimlerde, bu ülkenin üzerine çökmeye çalışan bu zihniyeti hep birlikte göndereceğiz.
İstanbul’da başardık, Türkiye’de de başaracağız. Bugün bizi yıldırmak isteyenşere buradan söyleyeyim; aradan 3 buçuk sene geçmiş olabilir ama benim hala gençliğim var, hala umudumuz yüksek.
Milyonlarca ceketini çıkarıp kollarını sıvayacak Türk milleti var. Sizler söz almak istiyorum; 2023’de her şey çok güzel olacak.
Bugün o mahkemeye müdahale edenler duysun; Her şey çok güzel olacak”
Neler olmuştu?
İmamoğlu’nun Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkan ve üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla yargılandığı davada karar akşam saatlerinde verilmiş ve İmamoğlu 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezasına çarptırılmış ve siyaset yasağı getirilmişti.
Karar, TCK Madde 53’e dayandırıldı. Madde 53, belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma anlamına geliyor. Eğer karar temyizde kesinleşirse İmamoğlu, belediye başkanlığından alınacak. Kararın istinaf yolu ise açık.
Dava neden ve nasıl açıldı?
İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde bir konuşma yaptı.
İBB Başkanı konuşmasında “seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, kampanya süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarda bulunduklarını” söylemişti.
İmamoğlu, “iktidarın İstanbul’da seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini” savundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nu kastederek “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil” dedi.
İmamoğlu aynı gün İstanbul’da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun bu sözlerinin hatırlatılması üzerine, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK’nın yazılı suç duyurusunda bulunması ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.
Savcılığın hazırladığı iddianame, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesin tarafından kabul edildi ve İmamoğlu için hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci başladı.