KıbrısKöşe YazarlarımızManşet

Mağusa ve Girne’de yüzü gülen CTP’den Lefkoşa’da üst üste büyük strateji hatası!






Hepimiz biliriz ve dünyada da kanıtlanmıştır ki; siyasi adayların başarısı, iyi bir ekiple çevrelendiklerinde çok büyük oranda artar.

Tabi tam tersi olduğunda yani o ekip kurulamadığında da başarısızlık ihtimali ortaya çıkar.

İyi danışmanlar, konusunda uzman ve tecrübeli fikir üreticileri, ekip çalışmasına yatkın, toplumun nabzını iyi tutan, gelişmelerden haberdar olabilen, strateji planlanmasında öngörü sahibi olan ve bu planlamaya katkı koyabilen kişilerden oluşan bir ekip; halkın önüne çıkarılan aday için bir hazine kadar değerlidir.

Artık dünyada; bırakın konuşma metinlerini ve medyaya verilecek fotoğrafları; adayın hangi konuda hangi cümleleri kurması gerektiğini, o cümlelerden sonra gelebilecek destek ya da eleştiri ihtimallerini dahi en ince ayrıntısına kadar değerlendiren ekipler var siyasilerin etrafında.

Buna rağmen gaflar havada uçuşup potlar da kırılabiliyor tabi. Bunun en büyük sebebi; kontrol edilemeyen, ekip başarılı olsa da tabiri caizse ele avuca sığmayan adayların kendileri de olabiliyor.

Ama gerçek değişmiyor; İyi bir ekip sizi başarıya taşır.

***

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP), Lefkoşa Türk Belediyesi (LTB) adayı Sıla Usar İncirli‘nin kampanyasında öyle ciddi bir strateji hatası yaptı ki; seçimin bu kadar büyük bir farkla kaybedilmesinde bu hatanın da pay sahibi olduğuna inanıyorum.

İncirli’nin LTB adaylığı için doğru isim olup olmadığı, Lefkoşa’da TDP ve Mehmet Harmancı ile ittifak yapılmamasının doğru mu yanlış mı olduğu tartışmaları bir kenarda dursun, yapılan bu strateji hatası önce basın mensupları ve biz gazeteciler tarafından fark edildi.

Basın bu duruma bir müddet mesafeli durdu, iki sol adayın yarıştığı bu seçimde, seçmenlerin ve partililerin aksine iki adayın fanatiklerinin diğerini alay konusu edebileceği, kışkırtma yaratacak haberlerden kaçındı.

Bence burada basın ciddi bir sınav verdi ve büyük ölçüde de bu sınavı başarıyla tamamladı. (İstisnalar kaideyi bozmaz)

***

Gelelim bu strateji hatasına;

Biliyorsunuz; her partinin bir basın bürosu olduğu gibi bağımsız adayların da seçime özel basın büroları kurulur. Adayın haberleri, buluşmalarının yeri ve saati, vaatleri, projeleri ve açıklamaları bu basın büroları aracılığıyla kamuoyuyla paylaşılmak üzere medyaya ulaştırılır.

Ve adettir ki; genel seçimlerde Genel Başkanların, yerel seçimlerde ise hem Genel Başkanlar hem de o partinin Belediye Başkan adaylarının nerede, saat kaçta, hangi sandıkta oy kullanacağı bilgisi yine basın büroları tarafından servis edilir.

Basın, adayın oy kullanacağı bölge ve okula gider, o sandık başında adayı bekler, oy kullanılırken fotoğraflar çekilir ve oy kullanımından sonra da adayın güne dair açıklama ve temennisi alınır.

***

Dr. Sıla Usar İncirli’nin Yenikent’te ikamet ettiği biliniyor. Bu bölge ise Gönyeli Belediyesi (Şimdiki adıyla Gönyeli-Alayköy Belediyesi) sınırları içine giriyor. Yani normal şartlarda Lefkoşa için aday olan İncirli’nin oyunu Gönyeli-Alayköy Belediyesi Başkanlığı için kullanması bekleniyor.

Buraya kadar her şey normal aslında. Yani kimse çıkıp “Lefkoşa sınırlarında oturmuyor, kendisine de oy veremeyecek” demiyor, bunun konusunu dahi etmiyor.

Çünkü biliniyor ki; bu iki bölge birbirine çok yakın ve evet Gönyeli sınırları içinde oturan biri de Lefkoşa Türk Belediyesi için aday olabilir. Bunun öyle haber değeri falan da yok küçücük bir ada yarısında.

Sadece rakiplerin ateşli seçmenleri tarafından eleştiri malzemesi olarak kullanılabilir o kadar.

***

Ancak CTP burada ciddi bir hataya düşüyor ve bu normal sayılabilecek ve kimsenin dikkatini çekmeyecek hali, gizlenmesi gereken bir hale sokarak dikkat çekmesini sağlıyor.

İncirli’yi oy verme süreci boyunca basından köşe bucak kaçırıyor. “Lefkoşa’yı, Amiral gemisini alacağız” diyen bir CTP adayını seçim günü kimsecikler ortalarda göremiyor.

CTP önce Genel Başkan Tufan Erhürman‘ın nerede, hangi saatte ve hangi sandıkta oy kullanacağı bilgisini ayrıntılarıyla basına geçerek, diğer adaylar için beklentiye girilmesini sağlıyor.

Ardından ise İncirli’nin nerede oy kullanacağı hakkında, “Biz size video göndereceğiz” diyerek bilgi vermeden “İncirli seçim günü sandık sandık dolaşacaktır” diye not geçiyor.

Birinci anomali burada yaşanıyor; CTP’nin “Geri alacağız” diyecek kadar çok istediği ve “Amiral gemi” olarak gördüğü Lefkoşa için yarışan adayının, nerede, saat kaçta ve kaç numaralı sandıkta oy kullanacağı bilgisini paylaşmıyor.

***

İncirli’nin nerede oy kullanacağı CTP tarafından adeta “sır gibi” saklanırken, seçim günü bazı gazetelerde de “İncirli Hamitköy’de oyunu kullandı” haberleri servis edilmeye başlanıyor.

Haberlerde tek bir fotoğraf var, ne okul ne sandık numarası belli değil, İncirli’nin sandığa oy atarken fotoğrafı falan da yok.

“Yenikent’te oturduğu bilinen, Gönyeli-Alayköy Belediyesi için oy kullanması beklenen İncirli’nin Hamitköy’de ne işi var?” diyor insan.

***

Sonra CTP Basın Bürosu’ndan ikinci yanlış hamle geliyor; Genel Başkan Erhürman’ın “CTP Genel Başkanı Erhürman, eşi Nilden Bektaş Erhürman ile oyunu saat 11.15’te, Gönyeli Dr. Suat Günsel İlkokulu’nda kullandı” şeklinde en ince ayrıntısına ve fotoğraflarına kadar oy kullanma haberi basına geçildiği halde, İncirli’nin, nerede, saat kaçta ve hangi sandıkta oy kullandığı bilgilerinin verilmediği, oy kullandığı ana ait fotoğraf ya da videolarının olmadığı haber basına servis ediliyor.

Başta da söylediğim gibi; normal şartlarda hiçbir basın kuruluşunun kullanmayacağı, seçmenin bile dikkatini çekmeyecek olan bu durum, “Aman İncirli’nin kendisine oy veremeyeceği anlaşılmasın” telaşıyla bizzat İncirli’nin ekibi tarafından gündeme taşınmış oluyor.

Tabi burada, basını ve halkı yanıltmak ve kafa karıştırmak gayesi de var. İşin bu tarafı daha da kötü bir izlenim yaratıyor.

***

Ve tabi; kimilerine göre Gönyeli sınırları içinde bulunan Dr. Suat Günsel İlkokulu’nda oy kullanacak olan İncirli’nin nerede oy kullandığı an itibariyle kimse tarafından bilinmiyor.

Bu kadar şeye gerek var mıydı?
Bu yanlış hamleler neden yapıldı?
Kime ne kazandırdı bilinmez…

Ancak işe yaramadığı gün gibi ortada olan bu durum; bu sayede artık net bir haber değeri de kazanıyor.

***

CTP’nin “negatif” ağırlıklı bir kampanya izlemesi de yaptığı bir diğer strateji hatasıydı.

Hali hazırda Lefkoşalı tarafından çok sevilen ve neredeyse partisiz bir halk örgütlenmesinin etrafında birleştiği büyük bir gücü vardı Harmancı’nın.

CTP, kendi projelerini anlatmaktan çok Lefkoşa’nın ve Harmancı’nın eksikliğinden, yönetim beceriksizliğinden dem vuruldu kampanya boyunca.

Tek bir sokak lambasına kadar konuşuldu.

Özellikle sonradan bir “hata” olduğu anlaşıldığı için dillendirilmeyen “Lefkoşa’yı geri alacağız” söylemi de seçmenden tepki aldı.

Federalist ve barış yanlısı bir adayın yönettiği Lefkoşa, kimden geri alınabilirdi?

Dolayısıyla yanlış hamleler silsilesinin de dünkü farkta payı büyük. Mağusa ve Girne’yi UBP’nin elinden “geri alan” CTP, “Amiral gemisi” Lefkoşa’yı kaybetmenin sarsıntısıyla tam anlamıyla bir zafer ilan edemedi.

“Harmancı CTP’nin desteğiyle kazanmıştı” argümanı da tarih oldu.

Ancak AKP’nin stepnesi ve onun çıkarları uğruna yapılan Maraş politikasını güden bir anlayıştan Mağusa’nın sıyrılması en az Lefkoşa kadar büyük önem taşıyor.

Elbette bunu da bize zaman gösterecek…

Zira Lefkoşa’da “Bu bizim yetkimiz dahilinde değildir demeyeceğiz” diyen ve yetki alanında olmayan şeylerle ilgili de siyasi baskı ve girişim yapacağını söyleyen CTP’nin, Maraş konusunda da cesaretli, BM kararlarına uygun ve Kıbrıslıtürklerin çıkarına olan bir barış politikasını ortaya koymasını bekleyecek seçmen.

Çıkarılacak dersler,
Çalışılacak alanlar çok.

Yaşayıp göreceğiz…











Başa dön tuşu