Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı, gazetemizin gündeme taşıdığı “18 yaş altı çocuklara sözde dini eğitim” verdiğini iddia eden Sevgi ve Kardeşlik Derneği (Sevkad) ile ilgili haberimizle ilgili Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu‘nun ifadelerinden yola çıkılarak, “İzinsiz ise yasal değildir” yorumunda bulundu ve müdahale edilmesi gerektiğini vurguladı
Esendağlı: Mali konuları denetleme ile ilgili Kaymakamlığın yetkisi var
Özgür Web TV‘de yayınlanan Özgür Yorum programında Damla Dabis‘in sorularını yanıtlayan Esendağlı, yeni Dernekler Yasası’nın 2016 yılında yapıldığını ve dernekleri yaptıkları faaliyetlere ilişkin herhangi bir kısıtlama getirmediğini söyledi.
Bunun demokratik çoğunluk ilkesine uygun olduğunu, özellikle Sivil Toplum Örgütü olarak faaliyet gösteren derneklerin faaliyetlerinin kısıtlanmaması açısından olumlu olduğunu söyleyen Esendağlı, “Mali konuları denetleme ile ilgili Kaymakamlığın yetkisi var. Bunlara uyulmaması halinde verilecek para cezaları da. Çok kısıtlayıcı ya da ‘Bu paralar nereden geliyor?’ sorularına cevap bulabileceğimiz bir mevzuat yok” dedi.
Yasal mevzuatta eksiklik olduğunu düşünmüyorum”
Derneklerin, sivil toplumun demokratik haklarını kullandığı örgütler olduğunu, kısıtlayıcı, bağlayıcı ve hükmedici yasal kuralların demokratik ilkeler bakımından sıkıntılı olabileceğini kaydeden Esendağlı, bu anlamda yasal mevzuatta eksiklik olduğunu düşünmediğini ancak bu noktada Mahkeme’ye verilen bir yetki olduğunu anlattı.
Esendağlı, “Bu yetki şöyle; “Derneklerin, ulusal güvenlik, kamu güvenliğin sağlanması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın ve genel ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amacıyla Bakanlık veya Kaymakamlığın açacağı dava üzerine Mahkeme derneğin kapatılmasına karar verebilir” diyor. Yani derneklerin faaliyetlerine ilişkin kısıtlamalar, Anayasa’da da belirtilen genel menfaatler ve değerler üzerinden getirilmiş” dedi.
“Adına kurs da deseniz, etüt de deseniz, Bakanlıktan izinli olması gerekir”
Bu güne kadar böyle bir davanın açıldığını ve böyle bir kararın verildiğini duymadığını, zaten yasaya göre bu davaları özel kişilerin değil İçişleri Bakanlığı ve Kaymakamlığın açabileceğini aktaran Esendağlı, bu durumda da devleti temsilen davayı Savcılığın açması gerekeceğini belirtti.
Esendağlı, “Ancak hangi faaliyetler bu sayılan değerlere aykırı kabul edilir, bunu da sorgulamak lazım. Ben Eğitim Bakanı’nın Meclis’te yaptığı açıklamasından anladığım kadarıyla; tartışma konusu olan yer ile alakalı bir eğitim izni yok. Bu bir eğitim faaliyetiyse, adına kurs da deseniz, etüt de deseniz, okul da deseniz, Eğitim Bakanlığı’ndan izinli olması gerekir” dedi.
“Kur’an dersi de olsa, Matematik dersi de olsa, izinsiz ise yasal değildir, müdahale edilmelidir”
Bakanlığın söz konusu derneğin bu faaliyetiyle ilgili “Haberim yok” dediği noktada, ortada illegal, yetkisiz eğitim verme, çocukları bir yerde toplayıp bir şeyler öğretme girişimi olarak değerlendirilebilecek bir durum olduğunun kabul edildiğini ve buna müdahale edilmesi gerektiğini vurgulayan Esendağlı, içeriğine hiç bakılmadan, Kur’an dersi de olsa, Matematik dersi de olsa, bu noktadan bir adım öteye geçmeye gerek olmadan, “İzinsiz ise yasal değildir” sonucuna varılacağını kaydetti.
Esendağlı, “Bizim ülkemizdeki yasalara göre ailelerin kendi inandıkları dini çocuklarına öğretme hak ve özgürlüğü var. Bu yasal düzen içinde ülkede yaygın inanılan din olan Müslümanlık bir şekilde okullarda da veriliyor. Uluslararası hukuk bağlamında baktığımızda da bu eğitimlerin verilmesinin çocuk haklarına aykırı olduğu noktasında bir hukuki noktaya varmak mümkün değil. Ama kişisel fikrim, olgunluğa ulaşmayan bir çocuğa dini eğitim vermek onların hakkının ihlalidir yönünde. Bu benim hayata bakış açımdır” dedi.