Türkiye‘de AKP rejimine karşı birleşen, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), İYİ Parti, Saadet Partisi, Demokrat Parti, DEVA Partisi ve Gelecek Partisi‘nin oluşturduğu “Altılı Masa” onuncu toplantısında “ortak Cumhurbaşkanı adayının tespiti için istişarelere başlanması” kararı aldı
Dokuz saati aşan en uzun toplantı…
Çalışmaları tamamlanan “seçim bildirgesi” niteliğindeki “ortak politikalar metni” ile “geçiş sürecinin yol haritası”nın ise 30 Ocak’ta düzenlenecek tanıtım toplantısı kamuoyuna açıklanacağı bildirildi. Seçim ittifakı ile ilgili çalışma yürütmek için de komisyon kurulması kararlaştırıldı.
Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun ev sahipliğinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, 2023 yılının ilk toplantısı için bir araya geldiler.
Dokuz saati aşan en uzun toplantıyı gerçekleştiren liderler, geçiş sürecinin yol haritası ve “ortak politikalar” metnine son noktayı koydu.
Toplantıda, başörtüsüne ilişkin Anayasa değişikliği, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki yargı kararı, ortak cumhurbaşkanı adayı için istişare sürecinin başlatılması, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti ve erken seçim konusunda izlenecek tutuma kadar kapsamlı konular ele alındı.
Toplantı sonrasında yapılan dört sayfalık ortak açıklamada, bundan sonra izlenecek yol haritası konusunda takvime de yer verildi:
“Bugün tamamlama aşamasına getirdiğimiz Geçiş Süreci Yol Haritasını ve Ortak Politikalar Metnini 30 Ocak’ta yapacağımız ortak bir tanıtım toplantısı ile kamuoyunun bilgilerine sunacağız. Bu iki metin ile birlikte partilerimizin siyasi işbirliği mimarisi önemli ölçüde tamamlanmış olacaktır”
Ortak aday için istişare kararı
Toplantının en önemi gündem başlıklarından birisini de cumhurbaşkanı adayını belirlemek için sürecin başlatılması kararı oldu.
Toplantı öncesinde, “aday konusunun” gündeme gelebileceğini açıklayan Karamollaoğlu, toplantıda da sürecin başlatılmasını önerdi.
Açıklamada da “ortak aday” için sürecin başlatılacağı belirtilirken, “seçim ittifakı” için de komisyon kurulması kararlaştırıldı:
“Çetin siyasi şartlar altında bir yıllık yoğun bir çaba ile ortaya koyduğumuz bu vizyonun hayata geçirilmesinin iki gerekli şarta bağlı olduğunun da bilincindeyiz. Ortak Adayımızın Cumhurbaşkanı seçilmesi ve TBMM’de Anayasa reformu için gerekli çoğunluğun elde edilmesi.
Bu temel şartların sağlanabilmesi için;
Seçim güvenliği için oluşturulan komisyonun aralıksız çalışarak sandıkların tamamındaki her oyun korunmasını temin edecek tedbirlere yoğunlaşmasına,
Ortak bir komisyon tarafından genel başkanların kararlarına baz teşkil etmek üzere TBMM’de anayasal çoğunluğu elde edebilmek için milletvekili seçimlerinde uygulanabilecek alternatiflerin çalışılmasına ve nihai kararı vermek üzere genel başkanlara sunulmasına,
Genel Başkanlar arasında ortak Cumhurbaşkanı adayının tespiti ile ilgili istişarelerin başlatılmasına, karar verdik.
Cumhurbaşkanı adayı ve Milletvekili seçimleri konusunda tam bir uzlaşı kültürüyle hareket edecek ve seçimlerden sonra hem yürütmede hem yasamada yeni bir dönemi başlatacağız”
Daha sık toplanılacak
Açıklamada bu çalışmaların kısa sürede tamamlanabilmesi Altılı Masa’nın daha sık toplanmasına karar verildiği ve bir sonraki toplantının da 26 Ocak’ta İYİ Parti’nin ev sahipliğinde gerçekleştirileceği bildirildi.
6 Nisan’dan önce yapılacak erken seçime destek
Toplantıda, iktidar kanadının seçimin öne çekme hazırlığı da ele alındı ve ortak tutum belirlendi:
“Geçen sene bir siyasi mühendislik çabası olarak devreye sokulan seçim sistemi ile yapılacak hiçbir erken seçime destek vermeyeceğiz. 2018 seçimlerinde geçerli olan sistemle gerçekleşecek -yani 6 Nisan’dan önce yapılacak- bir erken seçime ise destek vermeye hazırız”
İmamoğlu kararı: Siyaset mühendisliğine karşı dayanışmayı sürdüreceğiz
İmamoğlu hakkındaki siyaset yasağını da içeren yargı kararı ve “terör soruşturması” da liderlerin gündemindeydi. Açıklamada da bu girişimlerin seçim sürecini etkilemeye dönük olduğu vurgulandı:
“Yargının siyasallaşması karşısındaki tutumumuzu Saraçhane’de sergilediğimiz dayanışmayla bir kez daha göstermiş olduk. Sayın Erdoğan’ın kendi yaşadığı mağduriyeti başkalarına da yaşatacak adımlar atması güç yozlaşmasının en hazin örneklerinden birini teşkil etmektedir. Seçim sürecini etkilemek üzere yargıya müdahale niteliği taşıyacak benzer siyaset mühendisliği çabalarına karşı da bu dayanışmayı kararlılıkla sürdüreceğiz.”
İktidara başörtüsü çağrısı: Uzlaşı ile çıkması desteklenmeli
AKP ve MHP’nin hazırladığı başörtüsüne anayasal güvence içeren anayasa değişikliği önerisi konusunda da Altılı Masa’da ortak tutum belirlendi.
İktidarın, metin üzerinde müzakereye açık olması ve muhalefetin de önerilerini dikkate alması halinde, değişikliğe destek olunacağı mesajı verildi.
Başörtüsü yasağının bir daha gündeme gelmesini engelleyecek hukuki bir teminatın sağlanması konusunda ‘tam mutabakata sahip içinde olduklarını’ belirten liderler, iktidara ‘uzlaşmaya açık ol’ çağrısı yaptı:
“Ancak, insan hakları ve inanç özgürlüğü ile ilgili bir konuyu ve başörtüsü gibi bir sembolü ‘gollük pas’ olarak gören zihniyete de esastan karşıyız. Başörtüsü yasağı dolayısıyla ağır mağduriyetler yaşayan kadınlar için hakaret niteliği taşıyan bu tanımlama sayın Erdoğan’ın bu meseleyi bir seçim malzemesi olarak gördüğünü açık bir şekilde ortaya koymaktadır. İktidar samimi ise, bu düzenlemeler konusunda muhalefetten gelecek önerilere önyargısız şekilde yaklaşarak metinlerin uzlaşı ile çıkmasını desteklemelidir”
“Hak gaspı”
Açıklamada, ekonomik gelişmelerin de ele alındığı belirtilerek, ücret ve maaş artışlarında TÜİK verilerinin esas alınması “millete karşı ağır bir hak gaspı” olarak nitelendirildi:
“Seçimleri kaybedeceğini anlayan hükümet, panik içinde henüz mürekkebi dahi kurumamış olan 2023 bütçesinde yer vermediği ve 24 saat geçmeden değişen adımlar atarak devlet ve bütçe yönetimindeki ciddiyetsizliğini ve umursamazlığını ortaya koymaktadır. Öte yandan hükümet çalışanların zaten hakkı olan EYT düzenlemesini ve alım gücündeki erime karşısında hiçbir anlam ifade etmeyen maaş artışlarını bir müjde gibi sunmaktadır. Bu durum, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte ortaya çıkan keyfiliğin, kuralsızlığın ve kamu yönetimindeki çöküşün en somut örneğidir”
Sinan Ateş cinayeti: Takipçisi olacağız
Toplantıda, eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayeti de ele alındı ve saldırı kınandı.
Yapılan açıklamada da cinayet sonrasında başta Cumhurbaşkanı, İçişleri Bakanı, Adalet Bakanı ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli olmak üzere ilgili yetkililerin “ derin bir sessizlik” içine girdiğine dikkat çekildi:
“Daha önce siyasilere, akademisyenlere ve gazetecilere yönelik saldırıların faillerinin hiçbir ceza almadan serbest kalmalarının da verdiği cüretle kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran çetelerin elini kolunu sallayarak gezdiği, mafyatik yapıların karşılıklı infazlar gerçekleştirdiği bir ülkede kamu düzeninden ve demokratik hukuk devletinden bahsetmek mümkün değildir.
“Bu cürümleri işleyenlerin ve onların arkasındaki güçlerin hak ettikleri cezaları almasının takipçisi olacağız. Kimse ülkemizi her kesimden gençlerin feda edildiği yetmişli yılların karanlıklarına da, seksenli yılların darbeci 12 Eylül şartlarına da, doksanlı yılların faili meçhullerine de geri götüremeyecektir.
Bizi bir araya getiren en önemli saik olan özgürlükçü kamu düzeni ve hukuk devleti ilkeleri ülkemizde egemen oluncaya kadar ortak bir mücadele vermeye kararlıyız. Bu bağlamda, otoriter düzeni sürdürmek için seçimlere olağanüstü şartlarda gitme senaryolarına karşı adil ve objektif seçim şartlarının korunması yönündeki çabalarımızı da yoğunlaştıracağız”
Ayşe Sayın
BBC Türkçe