Öğretmen sendikaları, Doğu Akdeniz Üniversitesi Akademik Personel Sendikası (DAÜ-SEN), Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Kuzey Kıbrıs Kampüsü‘nde (KKK), gerçekleşen işten çıkarmalar ve mali krizle ilgili üniversite yönetiminin çalışanların sendikasıyla iletişime geçmesi gerektiğini vurguladı
“Büyük bir devlet, prestijli bir üniversite; Kuzey Kıbrıs’taki “patron üniversitelerinin” yarattığı sisteme yenildi
“ODTÜ KKK’da Yaşananlar Yükseköğretimde Çöküşün İlanıdır” başlıklı ortak yazılı açıklama yapan üç sendika, büyük bir devlet, prestijli bir üniversite; Kuzey Kıbrıs’taki “patron üniversitelerinin” yarattığı sisteme yenildiğini belirtti.
Açıklamada, “Kuzey Kıbrıs’ta yükseköğretim alanı her geçen yıl nitelik açısından dibe doğru ilerlemektedir. Üniversiteler sürümden kazanan ticari işletmeler mantığı ile yönetilmektedir. Daha çok öğrenci, daha ucuz eğitim, daha az maaş, daha çok üniversite izni, daha az araştırma, daha az proje, sıfır nitelik… Devlet otoritesinin ve aklının yokluğunda, ‘çok serbest’ bir ticari alana dönüşen yükseköğretim, tamamen denetim dışı kalmıştır ve çöküşe doğru gitmektedir” denildi.
“Bu kampüs için on milyonlarca dolar değerinde büyük bir yatırım yapılmıştır”
Açıklama şöyle devam etti;
“Bu çöküşe doğru gidişin en önemli işaretlerinden biri de ODTÜ KKK’da yaşanan son gelişmelerdir. Devletler arası protokol (TC-KKTC) ile iki devletin ortak projesi olan ve Kuzey Kıbrıs yükseköğretim alanında kaliteyi artırmayı hedefleyen bu proje bir çöküşün eşiğine getirilmiştir.
Türkiye’nin en iyi, en prestijli üniversitelerinden biri olan ODTÜ iki devletin ortak projesi olarak Kuzey Kıbrıs’ta son derece nitelikli bir kampüs açmış, bu kampüs için on milyonlarca dolar değerinde büyük bir yatırım yapılmıştır.
Fakat geldiğimiz noktada tüm bu yatırımlara ve ODTÜ’nün sahip olduğu itibara rağmen ODTÜ KKK son derece başarısız bir yönetim ile bugün ciddi bir mali ve ekonomik kriz içine düştüğünü ilan eder noktaya gelmiştir.
“Üniversite küçülmeye yönelmiş ve işten durdurmalara başlamıştır”
Yıllarca kampüs kapasitesinin çok altında öğrenci sayısıyla yaşatılmaya çalışılan yapı, devlet desteğini de kaybetme noktasındadır. Devlet desteğini kaybeden üniversite, yönetimin kararıyla küçülmeye yönelmiş ve işten durdurmalara başlamıştır.
Bu durum Kuzey Kıbrıs’ta kaliteli eğitim çabasının Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarafından da başarılamadığının göstergesidir. Büyük bir devlet, prestijli bir üniversite Kuzey Kıbrıs’taki ‘patron üniversitelerinin’ yarattığı sisteme yenilmiştir.
“Bu kriz sadece ODTÜ KKK’nin krizi değil Kıbrıs’ta kaliteli yükseköğretim arayışının krizidir”
Tüm bu süreçte, çalışanlar ve temsilcileri sendika ile diyalog kurmaktan kaçınılmış, kaliteli ve çağdaş bir üniversite için olmazsa olmaz olan “sosyal diyalog” anlayışı yok sayılmıştır. Emeğe değer verilmemiş, insana saygı gösterilmemiştir.
ODTÜ KKK’nde yaşanan kriz sadece ODTÜ KKK’nin krizi değil Kuzey Kıbrıs’ta kaliteli yükseköğretim arayışının krizidir.
Yükseköğretim alanında yozlaşma, değersizleşme, haksız rekebet ve denetimsizlik artmaktadır. Hükümetler tarafından yüksek öğretimde nitelik arayışı anlamsızlaştırılmıştır.
“Yükseköğretim alanı bir kitle turizmi alanı değildir”
Ülkemizi geçmişte ve bugün yönetenler daha fazla öğrenci ve daha fazla üniversite diyerek bu önemli alanın niteliğini ve gerçek anlamını yitirip her geçen gün değersizleşmesine vesile olmuşlardır. Yükseköğretim sorunlarına çözüm getirilmek yerine bu sorunların birçoğu hükümetler tarafından görmezden gelinmekte veya yok sayılmaktadır.
Bir kez daha vurgulamak isteriz ki; Yükseköğretim alanı bir kitle turizmi alanı değildir, yabancı işgücü sağlayan bir alan da değildir.
Yükseköğretim alanı nitelikli, meslek sahibi, üretken bireyler yetiştireceğimiz, toplumun ihtiyaç duyduğu alanlarda araştırmaya ve bilimsel verilere dayalı çözümler üretecek bir alandır.
“Çalışanların ekmeği ellerinden alınmamalıdır. ODTÜ’ye ve devlete yakışan budur”
Böyle bir alanı Türkiye Cumhuriyeti Devleti bile, ODTÜ gibi prestijli bir üniversiteyle başaramazsa, bilinmelidir ki bu durumu değiştirmek için müdahalede geciktiğimiz her gün bizleri yükseköğretim alanının iflasına bir adım daha yaklaştıracaktır.
İki devlet de adadaki devlet üniversitelerine sahip çıkmalıdır. Kaliteli yükseköğretim alanının yaratılması ve korunması devletin yokluğunda mümkün olmayacaktır.
ODTÜ yönetimi çalışanların temsilcisi sendika ile diyalog kurmalı, karşılaşılan zorluklar sosyal diyalog ile aşılmalıdır. Kaynaklar doğru kullanılmalı, çalışanların ekmeği ellerinden alınmamalıdır. ODTÜ’ye ve devlete yakışan budur”