Yeşil Barış Hareketi (YBH), “2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü” nedeniyle yayımladığı açıklamada, bu yılın temasının “Bozulmuş sulak alanları canlandırın ve eski haline getirin” olduğunu hatırlatarak, ülkedeki sulak alanların “can çekiştiğine” dikkat çekti
YBH: 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü: Yaşamın varlığı sulak alanlara bağlıdır
Yazılı açıklama yapan YBH, sulak alanları korumak amacı ile kabul edilen, uluslararası “Ramsar Sözleşmesi”nin imzalandığı 2 Şubat 1971 tarihinin “Dünya Sulak Alanlar Günü” olarak belirlendiğine dikkat çekerek, her yıl sulak alanların doğa için önemine dikkat çekmek adına seminerler, saha ve atölye çalışmaları gibi etkinlikler düzenlendiğini belirtti.
Açıklamada, “Her yıl bir temanın işlendiği Dünya Su Günü 2023 teması; ‘Bozulmuş sulak alanları canlandırın ve eski haline getirin’ şeklindedir. Dünya kara yüzeyinin yalnızca yaklaşık yüzde 6’sını kaplamalarına rağmen, tüm bitki ve hayvan türlerinin yüzde 40’ı sulak alanlarda yaşar veya ürer ve dünyadaki tüm hayvan türlerinin yüzde 12’si sulak alanlarda barınır” denildi.
“Sulak alanlar; ormanlardan üç kat daha hızlı yok oluyor”
Açıklama şöyle devam etti;
‘Dünyanın Böbrekleri’ olarak nitelenen bu alanların taşkın kontrolü, yeraltı sularının beslenmesi, su arıtma, fırtınalardan koruma, besin depolama, iklim değişikliğinin kontrolü, gıda kaynağı olma, turizm faaliyet alanı sağlama gibi birçok işlevi vardır.
Kıyıdaki sulak alanlar, dünya iklimini değiştiren ‘karbonu’ tropikal yağmur ormanlarından ’55 kat daha hızlı’ tutar ve depolar. Amma ne yazık ki bu sulak alanlar, çoğunlukla insanların yarattığı sorunlar nedeniyle ormanlardan üç kat daha hızlı yok oluyor.
“Dünyada bir milyardan fazla insan geçim kaynakları için sulak alanlara bağımlıdır”
Sulak alan çeltiklerinde yetiştirilen pirinç; 3 buçuk milyar insanın yani her üç insanın, değişmez ve olmazsa olmaz temel besin maddesidir. Dünya çapında bir milyardan fazla insan yani yaklaşık her sekiz kişiden biri geçim kaynakları için sulak alanlara bağımlıdır.
Böylesine büyük bir önemi olan ‘Sulak Alanlar’ ne yazık ki ülkemizde ağırlıklı olarak çöp ve atık alanı olarak kullanılmakta, iş araçları ve dozerlerle çiğnenmekte, yakılmakta, bilinçsizce tahrip edilmektedir.
“Kimyasal zehirlerle kirletilen sulak alanlarımız ‘can çekişir’ durumdadır”
‘Gelişme’ adı altında açılan yeni yerleşim alanlarının büyük çoğunluğu bu alanların içinde yer almaktadır. ‘Sivrisinek mücadelesi’ adı altında ve/veya tarımsal faaliyetlerde kullanılan çeşitli kimyasal zehirlerle kirletilen sulak alanlarımız ‘can çekişir’ durumdadır.
Ülkemizin ‘çevreden sorulu makamları’ dâhil, hiçbir makamı ne yazık ki sulak alanlara gerektiği gibi sahip çıkamamakta veya çıkmamaktadır. Sahip çıkmak bir yana, bu alanlar da ‘yağmalanacaklar’ listesine dâhil edilmiştir.
Bütün bu saldırılara derhal son verilmeli, yaşam kalitemizi artırabilmek, doğaya nefes alma şansı yaratmak, tahrip ettiğimiz sulak alanları da restore etmek için hep birlikte kolları sıvamalıyız”