KıbrısManşet

Özkızan: Gelmiş geçmiş tüm hükümetler kamusal eğitim için ne yaptılar?




Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Celal Özkızan ve Bağımsızlık Yolu Üyesi Yusuf Özgü Sertel, Emeğin Gündemi programına katılarak “Çadırda Eğitim ve Kamuculuk” konu başlığını irdelediler

Özkızan: Eğitime herhangi bir sektör muamelesi yapılıyor

Özkızan, ülkedeki tüm parti ve diğer siyasi yaklaşımlara bakıldığı zaman eğitime herhangi bir sektör muamelesi yapıldığını, çoğu zaman da var olan durumun kabul edildiğini veya ufak iyileştirmelere dayalı bir yaklaşımın var olduğunu gördüklerini anlattı.

“Kamusal yatırım yapmak bir hastane veya okul inşa edip bırakmak değildir” diyen Özkızan, önceliğin kamusal mı yoksa özel sermayeye dayalı bir ekonomi mi kurulacağına bağlı olduğunu ifade etti.

Özkızan, deprem ve kamuoyunun yarattığı baskı altında hükümetin maddi kaynak ayırarak, Türkiye’den isteyerek veya iç borçlanmaya giderek bir iki okul binası yaptıracağını, öğretmen atayıp “işte yaptım” diyeceğini ancak bunun kamusal eğitimi geliştirmek olmayacağını, kamusal vizyonun gerekli olduğunu belirtti.

“Örgütlü bir mücadelenin avantajı bugünü dünden planlamaktır

Özkızan, Kıbrıs Türk Orta eğitim Öğretmenler Sendikası’nın (KTOEÖS) Kasım ayında, ülkedeki okulların altyapısının içler açısı olduğunu, bazılarının ise yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu açıkladığını hatırlattı.

Namık Kemal Lisesi’nin tavanının da geçtiğimiz sene yıkıldığını söylenen Özkızan, burada siyasetin önemine vurgu yaptı.

“Örgütlü bir mücadelenin avantajı bugünü dünden planlamaktır” diyen Özkızan, ülkede ise ancak duyguların yoğunlaştığı, trajedinin yaşandığı zaman harekete geçildiğini söyledi ve siyasetin, hayat normal akışında giderken örgütlü yapısı ve programından dolayı daha ortada hiçbir şey yokken, bir şeyleri hayata geçirebilme becerisi olduğunun altını çizdi.

“Gelmiş geçmiş tüm hükümetler kamusal eğitim için ne yaptılar?”

“Öyle bir eğitim düzeni yarattılar ki bu şartlarda tek seçenekleri çadır oldu” diyen Özkızan, “Esas yoğunlaşılması gereke, gelmiş geçmiş tüm hükümetlerin kamusal eğitim için bugüne kadar ne yaptıkları ve nasıl olur da çadırda eğitim verilmek zorunda kalındığı olmalıdır” dedi.

Ülkedeki muhalefetin yarattığı tartışmaların eksikliğine dikkat çeken Özkızan, hükümetin kurumsal yapısının eksiksiz, son dakika çözümlerinin yetersizmiş gibi gündem yaratıldığını söyledi.

Ülkedeki muhalefetin de uzun vadeli plan veya programının olmadığını anlatan Özkızan, meselelerin çoğu zaman sloganla idare edildiğini söyledi, halktan yana, kamucu politikaların geliştirilmesi, planlanması ve bir program dahilinde olması gerektiğini vurguladı.

Özkızan, “Uzun vadeli program ve kalkınma planlarına dayanan bir siyaset üretmemiz gerekiyor, muhalif çevrelerin de bu sorumluluğu vardır. Hükümetin rezilliğinin rahatlığına yaslanıp, muhalefet olmanın sorumluluğunu unutmamamız lazım” açıklamasını yaptı.

Sertel: Rezil düzenin ifşasını izledik

Bağımsızlık Yolu Üyesi Yusuf Özgü Sertel ise insani anlamda bu rezil düzenin ifşasını izlediklerini söyleyerek, Türkiye’de yaşanan deprem felaketinden sonra toplumda yaşanan tedirginlik dolayısıyla herkesin binalarının sağlamlığı konusunda endişe yaşadığına dikkat çekti.

Özellikle okul binalarının kötü durumda olmasını eleştiren Sertel, bu duruma bir günde gelinmediğini, gelmiş geçmiş tüm rejim partilerinin sorumlu olduğunu aktardı. Temel haklardan biri olan kurumsal eğitimin, ultra zengin okul sahiplerinin daha fazla zengin olması için bu noktaya getirilmesini kabul etmeyeceklerini belirtti.

“Çadır yerine çok daha farklı çözümlerle yola çıkılabilirdi” diyen Sertel, “Plastik kokusu, dar, karanlık bir ortamın içinde çocuklar eğitim almak zorunda kalmazdı” ifadelerini kullandı.

Sertel, Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun “Ülkenin durumu bu, yüzleşeceğiz” açıklamasını da eleştirdi. Sertel, açıklamanın AKP’nin fıtratcı, kader yaklaşımına benzer bir açıklama olduğunu söyledi.

KKTC’nin kurulduğu günden beri UBP’nin hükümette olduğunu söylen Sertel, bunun açıklamanın da hiçbir şey yapmadıklarının itirafı olduğunu söyledi.

“Özel sermayeli eğitime teşvik, hibe verildiği için kamu okulları geliştirilemiyor”

Özel okul sahiplerine teşvik, muafiyet ve hibe verilmesinden dolayı, kamu okullarının geliştirilemediğini söylen Sertel, “Bu noktada olmamızın sebebi ultra zenginleri daha da zengin etmek isteyen bu siyasi anlayıştır” dedi.

Eğitimin temel hak olduğunu ve piyasa anlayışından çıkarılması gerektiğini vurgulayan Sertel, önce kamusal okulların altyapısının geliştirilmesiyle işe başlanabileceğini söyledi. Sertel, okullara istihdam yapılmadığını, öğretmenlerin üzerine ekstradan ders yükü bindirildiğini söyledi.









Başa dön tuşu