Yeni Kıbrıs Partisi (YKP) Genel Sekreteri Murat Kanatlı, 25 Haziran ara seçimi için “hayırlı seçimler” diyerek, halkı tepki göstermeye çağırdı
Kanatlı: Bu seçim sürecinde de bazı reklam şirketleri zenginleşecek
Parti adına yazılı açıklama yapan Kanatlı, YKP olarak yaptıkları parti içi toplantılar ve Parti Meclisi içindeki değerlendirmeler neticesinde ara seçimde taraf olmayacaklarını duyurduklarını hatırlattı, YKP olarak her seçimi kendi koşullarında değerlendirerek kararlar ürettiklerinin ve bu kararları verirken de kılavuzlarının toplum ve bütün dünya üstündeki yaşamın daha eşite, daha özgüre, daha adile doğru evirilmesi olduğunun altını bir kez daha çizdiklerini kaydetti.
Kanatlı, “Geçmiş deneyimlerden biliyoruz ki; bu seçim sürecinde de bazı reklam şirketleri zenginleşecek, yine kimse bunların kaynağı nedir diye ciddi ciddi sorgulamayacak” dedi.
“Kimseye hayırlı olmayacak bir ara seçim…”
Kanatlı açıklamasına şöyle devam etti;
“Bugünkü mevcut durumda, kimseye hayırlı olmayacak bu ara seçime ‘hayır’ denmesi, böylesi bir alternatifsizlikte sistem içi alternatiflerden bir kopuş olarak düşünülmesi ve bunun için örgütlenilmesi önümüzdeki tek seçenektir.
Sınırlandırılmış, etki alanı daraltılmış bugünkü temsili sisteminin reddinin örgütlenmesi, ‘bu kişiler beni temsil etmiyorlar’ çağrısı yapılması, biliyoruz ki; ilk etapta yalnız bir karşı duruştur.
Bu karşı duruşun, taban örgütleri yaratılarak, toplumsal hareket güçlendirilerek alternatif üreten bir sürece dönüştürülmesi gerektiği bilincindeyiz, bunun için çalışmaya devam ediyoruz.
“Oy vermek ne işe yarayacak?”
Bu süreçte de ‘sandığa gitmemek ne işe yarayacak?’ sorusuna muhatap oluyoruz. Soruyu tersten soralım; oy vermek ne işe yarayacak?
Meclis tam anlamı ile denetleme ve yasama görevini her hali ile yerine getirebiliyor mu?
Muhalefet tüm bilgilere ve belgelere ulaşarak istediği şekilde görevini yapabiliyor mu?
Meclis’e tüm bilgiler geliyor ve herkes görevini yerine getiriyor diyemeyeceğimize göre oy vermek ne işe yarayacak?
Meclis toplanamıyor, toplandığında da dayatma yıkım paketleri içindeki yasal düzenlemeler, özelleştirme yasaları geçiriliyor, protokoller uyum yasaları geçirilip TC ile entegrasyon adım adım ilerletiliyor.
Daha fazla dini uygulama sosyo-ekonomik yaşama uyarlanıyor. İtiraz edince de ‘hükümet, halk iradesi ile seçildi, saygı gösterin’ deniyor yani oy vererek bir anlamı ile sorumluluk da alınmış olunuyor.
“‘HAYIR’lı seçimler demek için hareket zamanı”
Tüm bunlar karşısında seçime katılım oranının düşmesi, sandığa gitmeyen veya gidip de yakanların toplamı kadar ‘biz size onay vermeyen yüzde şu kadarız ve itiraz etmeye devam ediyoruz’ deme hakkının ifadesidir.
Bundan rahatsız oldukları kesindir ki çeşitli araçlarla sürekli sandığa gidin çağrısı yapıyorlar, ilerde geçirecekleri yeni TC yıkım paketlerine onayda, ‘irade bendedir’ diyerek aleyhimize kullanma niyetindedirler.
Tepkimizi ve tarafımızı bugünden belli etmek için sandığa gitmemek bu nedenle önemlidir. Böylesi koşullarda 25 Haziran’da ‘HAYIR’lı seçimler demek için hareket zamanı”
