Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Cansu N. Nazlı, özel üniversitelere verilen muafiyetlerin ve teşviklerin bir an önce kaldırılması ve vergilendirilmesi gerektiğini vurguladı
Nazlı: Özel üniversitelere verilen muafiyetler ve teşvikler bir an önce kaldırılmalı ve vergilendirilmeli
Kanal T’de Ahmet Kaptan’ın sunduğu Kaptanın Günlüğü programına katılarak gündemi değerlendiren Nazlı, katıldığı televizyon programında yaptığı açıklamada, yıllardır ülkedeki üniversitelerin kayıt dışı işçi getirmenin bir kapısı haline geldiğini, bundan rant sağlandığını dile getirdiğini.
Nazlı, öğrenci vizesi ile ülkeye giriş yapanların özel bir üniversiteye belli bir dönemlik harcını ödediğini, sonrasında ise okula devam edip etmediğinin takip edilmediğini belirtti.
Özel üniversitelere verilen muafiyetlerin ve teşviklerin bir an önce kaldırılması ve vergilendirilmesi gerektiğini vurgulayan Nazlı, buradan elde edilecek gelirle de kamusal eğitimin ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini savunduklarını dile getirdi.
Nazlı, sahte diploma meselesinde ise rant kapısı haline getirilen özel üniversitelerin artık suç oluşturacak fiillere de karıştığını bunun endişe verici olduğunu aktardı. Cansu sahte diploma konusunun iki boyutu olduğunu vurguladı.
Bu işten yasadışı para kazanıldığı gibi, belli meslekleri sahte diploma ile icra edebilecek kişilerin aramızda bulunduğunu, bunun da sıkıntılı bir durum olduğunu kaydetti.
Basında yer alan, bir günde notlar değiştirilerek alındığı iddia edilen diplomaların psikoloji bölümünden olduğuna dikkat çeken Nazlı, bu şekilde psikoloji lisansı alıp belki de eğitimini tamamlamadığı halde aramızda psikolog olarak hizmet verenlerin olduğunu söyleyerek tehlikeye dikkat çekti ve toplum sağlığı ile ilgili ciddi bir endişe yaratabileceğini ekledi.
“Hükümetler tarafından halkın değil güç sahiplerinin menfaati savunuluyor”
Nazlı, geçmişte devletin belirli makamlarında bulunmuş insanların sahte diploma olayına karışmasının ciddi anlamda güvensizlik ve umutsuzluk yarattığını belirtti.
Üniversiteleri denetlemekle yükümlü YÖDAK’ın başındaki kişinin diplomasi ile ilgili de yargılamadan geçildiğini hatırlatan Nazlı, böylesi bir kurumun diğer üniversiteleri nasıl denetleyeceği soru işaretlerini yarattığını söyledi.
Nazlı, ülkemizde üniversite mezunu bir sürü genç iş bulamıyorken, özelde kendi mesleği olmayan bir işte çalışmak zorunda kalıyorken, düşük ücretle uzun saatler, sendikasız güvencesiz çalışıyorken sahte diploma olayının kamu vicdanını yaralayıcı boyutu olduğunu da belirtti.
Bağımsızlık Yolu’nun yıllardır iktidar olan hükümetler değil özel üniversite, özel hastane, kumarhane ve hotel sahipleridir dediğini hatırlatan Nazlı, esas gücün bu kesimlerde olduğunu söyledi. Toplumsal yaşam içinde iktidarın bu kesimler olduğunu belirten Nazlı, hükümetlerin bu güç sahiplerinin paravanı olduğunu, halkın değil güç sahiplerinin menfaatini savunduklarını vurguladı.
“Geçim sıkıntısını önlemek için kamucu politikalar şart”
Nazlı, halkın son zamanlardaki en büyük sorunu olan geçim sıkıntısıyla ilgili Bağımsızlık Yolu’nun sunduğu önerilerini aktardı. Bunlardan bir tanesinin, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun lağvedilmesi, asgari ücretin en düşük kamu maaşına eşitlenmesi ve hayat pahalılığı oranında arttırılması taleplerinin olduğunu belirtti.
Bir diğer önerilerinin ticari faaliyetlerine kattıkları gelirlerinden olmayacak şekilde ultrazenginlerden servet vergisi alınması olduğunu söyledi. Nazlı, alınan servet vergileri ile de halkın en çok para harcadığı eğitim, sağlık, ulaşım ve enerji gibi alanlarda kamusal olanı geliştirmek için finansman sağlanacağını söyledi.
Hane halkına belli bir miktarda elektriğin ücretsiz olarak verilmesini savunduklarını da belirten Nazlı, El-sen ile yaptıkları görüşmeyle bunun mümkün olduğunu aktardı. Aksa ile yapılan yüksek miktarlardaki sözleşmeler olmasaydı, hem Kıb-Tek’in altyapısının kolaylıkla geliştirilebileceğini hem de hane halkına belli bir KW’a kadar ücretsiz elektriğin verilebileceğini vurguladı.
Nazlı, market giderlerini ucuzlaşmak için de üretim, dağıtım ve tüketim kooperatiflerini savunduklarını belirtti. En çok kar sağlayanın tüccar olduğunu vurgulayan Nazlı, dağıtım kooperatiflerinin bunun bir alternatifi olacağını ve halka daha ucuza ulaşmanın yolunun bu olduğunu söyledi.
“Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlık verme konusunda keyfi bir tutum sergiliyor”
Nazlı, Bağımsızlık Yolu olarak Kimliksizler Derneği’ne destek verdiklerini belirtti. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ne anayasasına, ne vatandaşlık ile ilgili düzenlemelerine ne de insan haklarına uymayan aykırı bir tutum sergilediğini söyledi. Kıbrıs Cumhuriyeti idaresinin vatandaşlık verme konusunda keyfi bir tutum sergilendiğini anlatan Nazlı, bunun kabul edilemez olduğunu ifade etti.
Seyahat ve eğitim özgürlüğünü ihlal eden bir uygulama olduğu kadar ayrımcılığı da kapsadığını aktardı. Kimliksizler Derneği tarafından Avrupa Parlamentosu Dilekçeler Komitesi’ne müracaat yapıldığını söyleyen Nazlı, komitenin bu başvuruyu kabul ettiğini ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nden bu konuyla ilgili izahat istendiğini anlattı.
Bunu olumlu bir gelişme olarak nitelendiren Nazlı, dün açıklanan habere göre de bu durumda olan 14 kişiye vatandaşlık verildiğini söyledi. Nazlı, son gelişmeler ışığında belirli kriterler konulduğunu ve bu kriterlere uyanlara vatandaşlık verileceği yönünde haberlerin basına yansıdığını aktardı.
“Kadına yönelik şiddet ceza yasasında bir suç olarak tanımlanmalı”
Kadına yönelik şiddeti ilgili her bölgeye kadına yönelik şiddet önleme ve danışma merkezleri kurulmasını talep ettiklerini belirten Nazlı, sığınma evlerinin de her bölgede kurulması gerektiğini vurguladı. Alo 183 ihbar hattına altyapı kazandırılması ve vardiyalı sisteme de geçilmesi gerektiğini de söyledi.
Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin eksik birimlerinin tamamlanması gerektiğini savunduklarını da belirten Nazlı, Bağımsızlık Yolu olarak kadına yönelik şiddetin ceza yasasında bir suç olarak tanımlanmasını, suça ağır teminat koşulları getirilmesini ve yüz kızartıcı bir suç olarak tanımlanmasını savunduklarını ifade etti.