InstagramKıbrısManşetSiyaset

Baraka: 1 Mayıs’ı mangal yakma günü olarak sunanlara inat




Baraka Kültür Merkezi, işçinin, emekçinin ve ‘ezilen’ tüm kesimlerin hak ve özgürlüklerini ifade ettiği 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı nedeniyle tüm halkı 1 Mayıs yürüyüşüne davet etti

Baraka: Günlerin getirdiği baskı, zulüm ve kandır

Baraka Kültür Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada, Kıbrıs’ın kuzeyinde kapitalizmin hoyrat biçimde yükselen neoliberal politikaları, çalışma yaşamında güvencesizlik, kuralsızlık, taşeronlaşmalarla karşılık bulduğu dile getirilirken, bu örgütsüz ve sendikasız yapının özel sektör emekçileri başta olmak üzere, işçi, köylü, kamu emekçisi ayırt etmeksizin herkesi olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekildi.

Artan döviz ve peşinden gelen faiz ve zamlar, düşük maaşla, uzun ve esnek çalışma saatlerine maruz kalan emekçileri her geçen gün daha da zorladığının ifade edildiği açıklama, tüm bu ağır şartlara rağmen hükümetin ve muhalefetin sermaye ile bağlarını koparamadığına parmak basıyor.

“Muafiyetler ve aflarla aynı sermaye semirtilip büyütülüyor”

Baraka Kültür Merkezi’nin bildirisi şöyle devam ediyor:

“Hükümet, ayan beyan sermayenin güdümüyle hareket ederken, sistem içi sözde muhalefet ise kör bıçak misali sermayeyle bağlarını kesemiyor. İkisi aynı paranın iki yüzü gibi, ne adına asgari ücret denen kepazeliği en düşük kamu maaşına eşitlemeyi, ne özelde sendikasız işçi çalıştırılmasının yasaklanmasını, ne de servet vergisini hedefliyor.

Dahası, hükümet edenler pervasız biçimde büyüyen sermayeyi hiçbir şekilde denetime tabi tutmuyor. Yetmiyor, emekçiler günden güne yoksullaşırken hükümet eli ile teşvikler, hibeler, muafiyetler ve aflarla aynı sermaye semirtilip büyütülüyor.

“İtibardan tasarruf olmaz aklı”

Gericilik ve muhafazakarlaştırma politikalarının etkisiyle, bir yandan kadına yönelik şiddet, çocuk istismar vakaları, cinsel yönelim, etnik köken, ırka yönelik ayrımcılık artarak devam ederken, diğer yandan kültür-sanat faaliyetleri için zaten sınırlı olan imkânlar geriletiliyor. Sosyal konut, okul, hastane, yol gibi önemli ihtiyaçlar göz ardı edilerek kaynaklar, “itibardan tasarruf olmaz” gerici aklı ile külliyeye harcanıyor.
Yaratılan sistem sonucu halk açlık seviyesine sürüklenirken, planlı biçimde bilim ve sanat faaliyetleri yozlaştırılıyor. Faşist düşünceler topluma yayılmaya çalışılarak barış ve halkların kardeşleşme mücadelesine de ket vuruluyor.

“O halde gelin sokağa çıkalım ve tüm mırıldandıklarımızı haykırışa dönüştürelim”

Tüm bunlara ve çok daha fazlasına rağmen emekçiler, bıkmadan, usanmadan, yüreğinin güneşli günleri özleyen diğer yarısına sığınıp, sanatın dönüştürücü gücüne yaslanmaya ve içten içe o melodiyi mırıldanmaya devam ediyor. Bunu gören ve çözümü örgütlü mücadelede arayan bizlere de “o halde gelin sokağa çıkalım ve tüm mırıldandıklarımızı haykırışa dönüştürelim” demek düşüyor…

Susmayıp hep bir ağızdan “ancak bu böyle gitmez, sömürü devam etmez, yepyeni bir hayat gelir, bizde ve her yerde” diyelim!

“1 Mayıs’ı mangal yakma günü olarak sunanlara inat”

Emekçi halkın kurtuluşu için sokakta bir arada var olmasına, hiç olmadığı kadar ihtiyaç duyuluyor bu dönemde. O dizelerde coşkuyla söylediğimiz yepyeni hayatı birlikte örmek, 1 Mayıs’ı “mangal yakma günü” olarak sunanlara inat, pişirecek ete de aşa da rahatça erişeceğimiz günlere ulaşmak, “Sanat ve Bilimin Işığında, Emeğin Kurtuluşu, Devrimin Yürüyüşüdür 1 Mayıs” diye sokakları inletmek için sizleri sokağa çağırıyoruz.

1 Mayıs sabahı saat 09.00’da Lefkoşa Çağlayan Parkı’nda Baraka kortejinde buluşuyoruz. Sözümüzü tüm gücümüzle haykırarak önce Kuğulu Park’a, daha sonra ise ara bölgedeki etkinliğe yürüyeceğimiz eylemde buluşalım!”









Başa dön tuşu