InstagramKıbrısSağlıkSürmanşet

Topel: Bilgi nefestir; astımla etkin mücadele eğitim ile olur!




Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği (KTTB) Erişkin İmmünoloji ve Alerji Uzmanı Dr. Musa Topel, “Dünya Astım Günü” nedeniyle yayımladığı mesajında, astım hastalığının ne olduğunu, belirtilerini, tedavi yöntemlerini ve alınabilecek önlemleri madde madde sıraladı

Topel: Astım sıklığı çocuklarda yüzde 9.1 olarak bulundu

Birlik adına yazılı açıklama yapan Topel, astımın dünya üzerinde sıklığı diğer alerjik hastalıklar gibi son yıllarda giderek artan, temelde havayolu kısıtlılığı ile giden kronik bir solunum yolu hastalığı olduğunu söyleyerek, son yıllarda yapılan çalışmalarda astım sıklığının yaklaşık olarak çocuklarda yüzde 9.1, adolesanlarda yüzde 11, erişkinlerde yüzde 6.6 olarak bulunduğunu kaydetti.

Topel, “2019 yılında yapılan The Global Burden of Disease çalışmasında dünya genelinde yaklaşık 262 milyon insanın astım tarafından etkilendiği, bunun da yaklaşık olarak 100 bin kişide 3 bin 416 vaka oranına tekabül ettiği gözlemlenmiştir” dedi.

“Ataklar halinde seyreden bir hastalık olarak izlenir”

“Bu sebepledir ki astımın her sene önemi daha iyi anlaşılmakta ve tedavisi için yeni gelişmeler olmaya devam etmektedir” diyen Topel, astımla ilgili farkındalığı arttırmak amacıyla; her sene mayıs ayının ilk salı gününün “Dünya Astım Günü” olarak kabul edildiğini hatırlattı.

Topel, “Astım denilince akla ön planda nefes darlığı gelmekle birlikte; astımın temelinde hava yollarında bir takım tetikleyici faktörlere bağlı olarak ortaya çıkan ve aşırı duyarlılığa neden olan iltihap mevcut olup, genellikle ataklar halinde seyreden bir hastalık olarak izlenmektedir” dedi.

Tetiklenmeye neler sebep olur? Belirtiler nelerdir?

Topel açıklamasına şöyle devam etti;

“Ataklar kendiliğinden stres kaynaklı ortaya çıkabileceği gibi, viral-bakteriyel enfeksiyonlar, egzersiz, soğuk-sıcak hava, hava kirliliği, duman-toz, sigara dumanı, alerjik maddeler gibi birçok ajanla da tetiklenebilmektedir.

Astım düşündüren şikayetler arasında; istirahat halinde veya hareketle tetiklenen nefes darlığı, aralıklı olarak atak şeklinde gelen öksürük krizleri, hastanın soluk alıp verirken dışardan da duyulabilecek şekilde şiddetli olan hışıltılı-hırıltılı solunumu olmasıdır.

Bunların yanı sıra; keskin kokularla, parfüm-temizlik malzemesi kokularıyla gelişen nefes darlığı-öksürük şikayeti olması da astım açısında değerlendirilmesi gereken semptomlardır.

Astım hastalığı çocukluk çağından itibaren görülebileceği gibi, erişkinlik hayatında sonradan da ortaya çıkabilmektedir.

Tanı koyma süreci ve testler

Tanısı için; hastanın şikayetlerinden şüphelenildikten sonra astımdaki hava kısıtlılığını göstermek için yapılacak solunum fonksiyon testleri çok kıymetlidir.

Astım hastalığı diğer birçok akciğer hastalığının aksine geri dönüşümlü olarak hava yolları kısıtlılığı içermesi nedeniyle bazen tek bir test sonuçsuz olup, kontrol testlerle veya hastanın evdeki soluk verme hacimlerini bir süre takip etmek amacıyla kullanılacak PEF-metre isimli cihazla takibi yapılması da tanı açıdan önemli olabilmektedir.

Astım tanısı alan hastalarda aynı zamanda eşlik edebilecek ve astım kontrolünü bozacak alerjik hastalıklar, reflü, diğer akciğer hastalıkları, obezite açısından da değerlendirilmeler yapılması gereklidir.

Özellikle alerjik duyarlanma saptanan astım hastalarında uygun alerji tedavisi için hastanın bir “İmmunolojive Alerji Hastalıkları” uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve gerekli hallerde alerjen immunoterapisi çok kıymetlidir.

Ne gibi önlemler alınabilir?

Astım tanısı konulduktan sonra tedavisi ve takibi için en önemli faktör, hasta ile iyi bir “hasta-doktor” işbirliği yapılarak hastalığı getirilerinin ve dikkat edilmesi gereken noktaların hastaya anlayabileceği bir dille anlatılmasıdır.

Özellikle hastaların ilaç uyumunun artırılması uzun vadede hastalığın seyrine önemli pozitif katkılarda bulunmaktadır. Hastaların alabileceği önlemler arasında;

-Belirlenen alerjik duyarlılıklardan mümkün olduğunca uzak durabilme

-Tetikleyici olabilecek sigara, hava kirliliği olan ortamlardan uzak durulması

-Kullanılıyorsa sigaranın bırakılması

-Obezitesi olan bireylerde kilo verilmesi

-Özellikle toz alerjisi olan hastalarda evde halı, yünlü örtüler, peluş oyuncaklar gibi üzerinde toz tutabilecek eşyaların ortadan kaldırılması, temizlik yaparken HEPA filtreli elektrikli süpürgeler kullanılması, herhangi bir kimyasal madde kullanımı sırasında maske kullanılması, hayvan alerjisi olanlarda ev içinde hayvan beslenmemesi

-Bazı astım hastalarında egzersiz sırasında astım tetiklenebileceğinden takip edilen doktor önerilerine göre egzersiz planlanması ve egzersiz sırasında ilaçların yanında bulundurulması

-Özellikle 65 yaş üstü veya ek hastalıkları (diyabet, hipertansiyon, bağışıklık yetersizliği, onkolojik hastalıklar vb.) olan bireylerde grip ve pnömokok aşılarının yapılması bulunmaktadır.

Hangi ilaçlar, hangi doktorlar?

Astımda kullanılan en önemli ilaç grupları arasında; ağza püskürtme veya nefes şeklinde içe çekme yöntemiyle kullanılan nefes açıcı (bronkodilatör) inhaler ilaçlar bulunmaktadır. Bunların yanı sıra ağız yoluyla da hap şeklinde alınabilecek ilaçlar ve özellik atak sırasında geçici rahatlama sağlayacak kurtarıcı ilaçlar da mevcuttur.

Bunlara rağmen sık atak geçiren hastalar ağır astım vakaları olarak değerlendirilmeli ve yeni nesil biyolojik ajanlara başlanması açısından “Göğüs Hastalıkları” veya “İmmünoloji ve Alerji Hastalıkları” uzmanlarına yönlendirilmelidir.

Astım hastalığı doğası gereği geri dönüşümlü olmakla birlikte hem sıklığının artması hem de geçirilen her atakla astımın hava yollarına kalıcı hasar vermesi olasılığı bulunması nedeniyle takip ve tedavi açısından önemli bir hastalık grubudur.

Astım ilaçlarla kontrol altına alınabildiği takdirde hastaların uzun yıllar sorunsuz yaşayabileceği hastalara anlatılmalı ve özellikle ataklar esnasında hastaların başvurabileceği yazılı eylem planları hastalarla paylaşılmalıdır.

Bireyler kadar toplum iş yükü etkilenmesi ve sağlık harcamalarının ataklar yüzünden artması da göz önünde bulundurulduğunda astım açısından gerekli önlemlerin alınması halk sağlığı açısından büyük öneme sahiptir”









Başa dön tuşu