InstagramKöşe Yazarlarımız

Hak Her Türlü Aranır






Hayvan Üreticileri’nin eylem şekli bazı arkadaşları ve kesimleri gerdi!..
Bilindik “Böyle eylem mi olur” söylemiyle üreticileri yerden yere vuruyorlar!..

Oysa bu arkadaşların gözü sadece Dikilitaş’a çevrili olmasa ve dünyada bu tür eylemler nasıl ve ne şekilde yapılıyor biraz araştırsalar, ülkemizde yapılan eylemlerin naifliğini ayakta alkışlayacaklar!..

Fransa, Yunanistan, İspanya ve diğer ülkelerde bu tür eylemler öyle 1-2 gün değil haftalarca sürüyor ve ortalık savaş alanına dönüyor!..

Zaten “Eylem” dediğiniz şey bir nevi anarşizmdir ve son kurşun olarak kullanılması elzem olan bu tepkinin dozu bıçak ile kemik arasındaki mesafe kadardır!..

O nedenle “Böyle eylem mi olur, böyle hak arama mı olur” saçmalığını geçelim…

*

Ha olaya “Bu üretici tarihte ne zaman bu şiddetli eylemleri toplumsal bir olayda gösterdi” şeklinde bir yaklaşım ve/veya bir eleştiri olursa, işte bunun altına imza koyarım!..

Toplumsal hiçbir olayda mandırasından çıkmayan…
En hassas konularda dahi taraf olmaktan kaçınan…

Hükümet istedikleri desteği ve katkıyı yaptığı sürece “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” modunda olan üreticiler, sadece ve sadece kendi çıkarları için Başkent Lefkoşa’yı kilitliyor, yakıyor, yıkıyor!..

Örneğin siz hiç hayvancının irademize yapılan müdahale ile ilgili açıklama yaptığını duydunuz mu?

Peki, kaçak Kur’an kurslarına tepki verdiğini?
Hastane ve okul yerine külliye yapılmasına karşı çıktığını?

Bu tür konularda en ufak bir tepki vermeyen hayvan üreticisinin, et ithali konusunda memleketi yangın yerine çevirmesi aslında bencilliğin ve benciliğin ülkemizde hangi aşamada olduğunu gösteriyor!..

*

Vatandaş mı?
En ucuz et nasıl sağlanırsa vatandaş ona destek verir!..

Örneğin ben çok acil olmadığı sürece eti güneyden alıyorum…
Neden?

Çünkü daha ucuz ve ev bütçem açısından daha ekonomik!..

Ancak güneye geçemeyen çok sayıda insanımız da mevcut ve bu insanların et ithal mi değil mi inanınız umurunda bile değil!..

Çünkü o noktayı çoktan aştılar!..
Tek dertleri çocuklarının önüne ayda 1-2 kez olsun et götürebilmek ve onların sağlıklı beslenebilmesini sağlamak!..

*

Hayvan üreticisi eyleminde ve tepkisinde haksız mı?
Ne münasebet!!!

Elbette haklı ancak iş kapıya dayanınca ses vermek, ölü gözünden yaş beklemek gibidir!..

Girdi maliyetleri öyle yüksek ki, üretici, zarar etmemek için fahiş fiyatlarla ürettiği ve kestiği eti, fahiş fiyatlarla kasaplara satıyor, kasaplar da kar edebilmek için o fahiş fiyatlara kendi karını bindirip altın değerine ulaşan eti vatandaşa sunuyor!..

Oysa bu girdiler bu raddeye gelmeden önce örneğin EL-SEN senelerdir bu günlerin geleceğini haykırıyordu!..

Gelin destek olun yatırımlar yapılsın ki enerji fiyatları ucuzlasın, aksi takdirde AKSA’ya muhtaç kalacağız ve çok pahalıya elektrik satın alacağız” diye çağrıda bulunan EL-SEN’e tek bir gün bile üretici destek vermedi!..

Umurunda bile olmadı!..
Yalan mı?

Şimdi ise içerisinden çıkılamayacak hale gelen bu girdi maliyetlerinden şikayet ediyorlar!..
Kimse kusura bakmasın ama bu yaşadıklarımızın tek bir sorumlusu yoktur!..

En az biat edenler kadar biz sessiz kalanlar da suçluyuz!..

Geçmişteki sessizliklerimizin bedelini şimdi bağıra bağıra ödüyoruz ve aynı şekilde sessiz kaldığımız sürece gelecekte de bu bedeli daha yüksek sesle bağıra bağıra ödemeye devam edeceğiz!..

*

Eylemin sonucu ne mi olur?

Hayvancı gününü kurtaracak bir söz, bir adımla geri çekilir, ta ki yine hükümet taleplerini yerine getirmesin! İşte o zaman Lefkoşa’yı yakmak için yine yollara dökülürler!..

O arada ülke elden falan gitmiş umurlarında dahi olmaz!..
Yeterki teşvik, katkı ve destek tam olsun, o zaman vatan da sağ olur hükümet de başarılı!..









Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu