GüncelInstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Eylem: Tanınma çağrısıyla altına imza atılan uluslararası anlaşma yine yok sayılıyor!




Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), Türkiye Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan‘ın New York’ta gerçekleşen Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurul toplantısında “KKTC’nin tanınması” çağrısını eleştirerek, bu çağrıyla Türkiye’nin altına imza attığı uluslararası anlaşmaları yok saymaya devam ettiğini vurguladı

Eylem: Bunu ifade eden anlayış, yıllardır uluslararası anlaşmaları yok sayıp suç işleyen anlayıştır

Genel Başkan Selma Eylem imzasıyla yayımlanan bildiride, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tanınma çağrısının uluslararası anlaşmaları yok saymaya devam ettiği hatırlatılırken, bu politik ısrarın 1960 Garanti anlaşmasının bir ve ikinci maddelerini aykırı olduğuna atıfta bulunuldu.

Eylem açıklamada, “Garanti Anlaşmasının birinci maddesi, Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini sağlamayı ve Anayasasına saygı göstermeyi taahhüt eder. İkinci maddesi ise Türkiye, Yunanistan ve İngiltere’yi Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, güvenliğini, ve Anayasanın temel maddeleri ile kurulan düzeni tanımak ve garanti etmekle, doğrudan veya dolaylı olarak başka bir ülke ile
birleşme veya bölünmeyi yasaklamakla yükümlü kılar.

Böyle bir anlaşma altına imza atmış, böyle bir yükümlülüğü, sorumluluğu almış garantörlerden birinin mevcut ateşkes koşullarını, bölünmüşlüğü savunduğunu bir kez daha ortaya koyması kabul edilebilir değildir. Bunu ifade eden anlayış, yıllardır uluslararası anlaşmaları yok sayıp suç işleyen anlayıştır” ifadelerini kullandı.

“Ada yarısını ele geçirip ‘alt yönetim’ haline getiren ve Kıbrıslı Türkleri yok oluşa sürükleyen politikalar üreten bu anlayıştır”

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, Erdoğan’ın ısrarla devam ettirdiği bu politikanın altında başka nedenler yattığını belirterek, bu anlayışın “adanın kuzeyinin taşıma nüfusla demografik yapısını değiştiren, sistematik asimilasyonla, siyasi, sosyal, ekonomik, kültürel dayatmalarla, işbirlikçi hükümetler aracılığıyla her kurumu, her alanı yağma, talan, peşkeşle mafya, tarikat ve sermayenin ele geçirmesini sağlayarak, kamusal hizmetleri bitirip eğitim ve kültürel dönüşümle toplum mühendisliği çalışması yaparak, ada yarısını insan kaçakçılığı, kara para aklama, kumarhane, gece kulübü, her alanda sahtekarlıkla, sorma gir hanına dönüştürerek kriminal suçların cenneti haline getiren, kısacası ada yarısını ele geçirip ‘alt yönetim’ haline getiren ve Kıbrıslı Türkleri yok oluşa sürükleyen politikalar üreten bu anlayış” olduğunu belirtti.

“Türkiye’nin tanımadığı bir yapının tanınması çağrısı yapması takiyedir”

“Türkiye Cumhuriyeti’nin hukuken ve fiilen tanımadığı bir yapının tanınması çağrısı tam bir takiyedir” diyen Eylem,
bu politik ısrarın altında ulaşılmazın istenerek statükonun kalıcılaştırılması, meşrulaştırması, yarattığı statükonun, nemalanmanın, nemalandırmanın devamı isteği, arzusu ve hedefi” olduğunu kaydetti.

“Ne yama, ne rehin” olmayı asla kabul etmiyoruz”

Sözlerinin devamında Kıbrıs Türk Toplumu olarak bizler “ne yama, ne rehin” olmayı asla kabul etmiyor, Kıbrıs Cumhuriyetinde var olan siyasi eşitliğimizi, kendi ülkemizde irademizi geri talep ediyoruz. Uzun yıllar varoluş mücadelesi verdik, vermeye devam edeceğiz. Ülkemiz için, çocuklarımız, geleceğimiz için direnmeye devam edeceğiz” diyen Eylem, Kıbrıs’ta federal çözüm ve barış için, tüm uluslararası anlaşmaların tüm taraflarca tanınması ve çiğnenmemesi için mücadeleye devam edeceklerini söyledi.

Eylem, açıklamasını “tüm barış taraftarı örgütleri birlikte hareket etmeye, federal çözüm ve barış için mücadeleyi yükseltmeye ve uluslararası camiaya da uluslararası anlaşmaları yok sayanlara, biz Kıbrıslı Türklerin hakları üzerinden hak iddia ederken kansız soykırım uygulayanlara karşı gerekli tavrı ivedilikle almaya davet ederiz” şeklinde tamamladı.









Başa dön tuşu