Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Genel Sekreteri Tahir Gökçebel, Eğitim Bakanlığı‘nın zaten kalabalık olan sınıfları daha da zora sokacak şekilde Türk Maarif Kolejleri‘nde (TMK) kurultay sonrası puan düşürerek -hem de hiçbir kriter koymadan- öğrenci artırımına gittiğini belirtti
Gökçebel: Çocuklara iyi alışkanlıklar kazandırması gereken Eğitim Bakanlığı’nın rüşvet ve yolsuzluğun göbeğinde
Sendika adına yazılı açıklama yapan Gökçebel, “usulsüzlük ve yolsuzluk” hükümetine dönüşen UBP-DP-YDP’nin kurultay vaatlerinin ve rüşvetlerinin devam ettiğini söyleyerek, en kötüsünün de çocuklara iyi alışkanlıklar, adalet ve insani değerler kazandırması gereken Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu rüşvet, yolsuzluk ve usulsüzlük üçgeninin göbeğinde yer alması olduğunu kaydetti.
Gökçebel, “Okullar eksik kadrolarla başlatılmış, Genel Orta Öğretim ve Meslek Liselerimizde yaklaşık her gün 1400 ders boş geçmektedir. Buna karşın Sn. Çavuşoğlu geçici öğretmen, TC’den öğretmen görevlendirerek, ideolojik, torpil istihdamları yaparak, belli çevreleri memnun etmek için uğraşmaktadır. Okullarımızda ne Türkçe, ne İngilizce bilen öğrenciler, özel eğitim gereksinimli öğrenciler, akran zorbalıkları, güvenlik problemleri artmışken psikolojik danışmanlık ve rehberlik öğretmenleri istihdamı azaltılmıştır” dedi.
“Kurultay sonrası TMK’larda puan düşüldü, öğrenci artırımına gidildi”
Gökçebel şöyle devam etti;
“Bugün öğretmenler işsiz, okullar ve öğrenciler çaresiz bırakılmıştır!
Eğitim Bakanlığı’nın son marifeti ise zaten kalabalık olan sınıfları daha da zora sokacak şekilde Türk Maarif Kolejleri’nde (TMK) kurultay sonrası puan düşürerek -hem de hiçbir kriter koymadan- öğrenci artırımına gitmesidir.
Diğer okullara kayıt yaptıran öğrencilerin sınıflardan alınarak bütün planlamanın da sıfırlanmasına yol açılmasının yanında, küçük çocuklarımıza yasanın, kuralın, puanın ve adaletin hiçbir öneminin olmadığının öğretilmesidir.
‘‘Eğer adamınız varsa, eğer kurultayda istediğimi yaptıysanız işiniz olur” mesajı veren bir Eğitim Bakanı, ülkenin ahlaki çöküntü içerisine sokulmasının temel sorumlusudur demektir.
Bu aynı zamanda hukuk nezdinde suçtur ve karşılığı olmalıdır.
Eğitim Bakanlığını yolsuzluk, usulsüzlük ve yasasızlık Bakanlığına dönüştüren bu anlayış geleceğimizi, eğitimi ve toplumu yok oluşa sürüklerken, polisimiz, savcılarımız ve halkımız seyretmemelidir.
Bu ahlaki çöküntü, yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet anlayışı Eğitim Bakanlığı’ndan başlanarak bu ülkeden def edilmediği sürece toplumun geleceği kurtulamaz”