CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Doğu ve Güneydoğu ziyaretleri kapsamında Diyarbakır’da kadın STK’larıyla bir araya geldiği konuşmasında, MHP lideri Devlet Bahçeli‘nin “Öcalan” çağrısına değinerek; “Türkiye’deki 26 milyonun sorununu görmezden geliyorsunuz. Kürt sorunu vardır. Tam da şuradadır; Kürt sorununa Kürt karar verir. Kürtlerin sorunu, Kürtler sorunum kalmadı diyene kadar vardır. Ülkedeki bütün vatandaşların istediğini istediği dilde konuştuğu, hukuki öngörülebilirliğin olduğu bir ülke olana kadar CHP mücadele etmeye devam edecektir. Kürtlerin sorunu tüm Türkiye’nin sorunudur” şeklinde konuştu
Özel: Ziyaretime olması gerektiği yerden kadın sivil toplum kuruluşlarıyla görüşerek başladım
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Doğu ve Güneydoğu ziyaretleri kapsamında Diyarbakır’da kadın STK’larıyla bir araya geldi.
Özel, İstanbul Sözleşmesi’nden tek bir imzayla çıkılamayacağını vurgulayarak; “Ziyaretime olması gerektiği yerden kadın sivil toplum kuruluşlarıyla görüşerek başladım. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmadığını belirttik. Tek bir imzayla çıkılamaz. Devlet ‘kadınların arkasında değiliz’ demiştir. Kadınların, çocukların arkasından devleti çekerseniz canilere cesaret verirsiniz. Dün 14 sayfalık iddianame gördük nihayet ama içinde bir şey göremedik” ifadelerini kullandı.
“Kürt sorununa Kürt karar verir”
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Öcalan” çağrısını değerlendiren Özel, Kürt sorunu olup olmadığına konunun öznesi olan Kürtlerin karar vereceğini vurgulayarak şunları söyledi:
“CHP, barışa giden, annelerin gözünün yaşını durdurmaya yönelik, şehit gelmesine, çatışmalar olmasına ve Türkiye’nin gelişimine engel olan bu sürecin ortadan kalkması ve bitmesi, Türkiye’nin barış içinde kucaklaşması için atılacak her adıma destektir, engel olmayacak. Ama şu söylenmesin; ‘Türkiye’de Kürt sorunu yoktur’ Türkiye’deki 26 milyonun sorununu görmezden geliyorsunuz. Kürt sorunu vardır. Tam da şuradadır; Kürt sorununa Kürt karar verir. Kürtlerin sorunu, Kürtler sorunum kalmadı diyene kadar vardır. Ülkedeki bütün vatandaşların istediğini istediği dilde konuştuğu, hukuki öngörülebilirliğin olduğu bir ülke olana kadar CHP mücadele etmeye devam edecektir. Kürtlerin sorunu tüm Türkiye’nin sorunudur. Bu iki sorun birbirini beslemeye devam edecektir. Bir kez daha bir süreç yönetilmesi, bir kez daha başarısızlık geçen sefer ne acılar yaşattıysa bu sefer daha acılarını yaşatabilir. Daha dikkatli olmalıyız.”
“Kürtlerin yaşadığı sorunların sadece bir kişinin Meclis’te konuşmasıyla değil…”
Kürtlerin yaşadığı sorunların sadece bir kişinin Meclis’te konuşmasıyla değil 86 milyon temsilcilerinin parlamentoda oturup konuşmasıyla demokratik siyasetsin önünün açılmasıyla ve kurulacak masaya 86 milyonun oturmasıyla çözülecektir. Bugün Cumhur İttifakı’nın Kürtlerin sorunlarını görmediği, gündemine almadığı, alelacele bir şeyler yapmaya çalıştığı süreç son derece riskler, tehlikeler barındırmaktadır. Bir yandan bir sorunu çözeceğiz derken hangi sorunun çözülmeye çalışıldığı konusunda derin şüpheler vardır. Kürt sorununu yok sayıp bir sorunu çözenlerin, Erdoğan’ın sorununu çözmek üzere bir süreç yürüttüklerine ilişkin endişeler hızla bertaraf edilmelidir.
Yeni Anayasa: Kürt sorununu çözecekmiş gibi yapıp bizi masaya sokmaya çalışıyorlarsa oyuna gelmeyiz
CHP olarak da daha önce kamuoyu önünde Meclis Başkanı ağzıyla, Sayın Erdoğan’ın çağrısıyla sivil anayasa söylemiyle davet edildiğimiz anayasa masasına oturmadık, mevcut anayasaya harfiyen uyulmadıkça ve İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılma gibi bir somut örneği de bir kez daha hatırlatayım. Bütün antidemokratik tavırlardan vazgeçilmedikçe, AYM, AİHM kararları kabul edilmedikçe yani Anayasa’nın en ufak virgülüne kadar tam sadakat gösterilmedikçe biz anayasa çiğneyenlerle biz anayasa yapmayız. O yüzden öyle yaptık olmadı böyle yaptık olmadı, CHP Kürt sorununa duyarlı o sorunu çözecekmiş gibi yapıp CHP’yi masaya böyle sokabilir miyiz diyorsa niyet buysa biz o oyuna gelmeyiz. Ama sizin niyetiniz demokrasi ise, bu işin bütün aşamalarında samimiyetli oluruz, bir tek şeye itiraz ederiz, samimiyetsizliğe. Sonuç olarak kapalı kapılar arkasında biz yaptık oldu diyen anlayışın değil, Kürtlerin yaşadığı sorunları gören, çözme iradesi gösteren, önerileri ortaya koyan ve zemini 86 milyon temsilcinin olduğu Meclis’te kuran bir anlayışı savunuyoruz.
“Kürtlere devlet vadediyorum” sözlerine ilişkin açıklama
Dün ifade etiğimiz sözü bir daha ifade edelim, Devlet Bey beklenmedik bir söz söyleyince, beklenmedik bir söz de ben söyleyeyim size, Kürtlere devlet vadediyorum dedim, cümlenin buraya kadar olan kısmından bile medet uman kötücül akıl var. Ben Kürtlere Türkiye Cumhuriyeti devletinin eşit ayrımsız kendilerini tamamen mensubu ve sahibi hissettikleri 86 milyonla birlikte eşit vatandaşlığı iliklerine kadar hissettikleri TC devletinin bizlerle birlikte sahibi olmalarını teklif ediyorum. Bu noktaya geldiğimizde zaten bütün sorunlar çözülecek.