Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), Kıbrıs Türk Barolar Birliği, Evrensel Çocuk Hakları Derneği, Kıbrıs Türk Pediatri Kurumu ve Kıbrıs Türk Tabipler Birliği, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü‘nde bir araya gelerek, Kıbrıs’ın kuzeyindeki çocukların eğitim, sağlık ve sosyal olarak durumunu, eksikliklerini ve yapılması gerekenleri anlattı
Murat korkunç verileri açıkladı
Basın toplantısında Barolar Birliği adına konuşan Avukat Aslı Murat, çocuklarla ilgili korkunç Mahkeme istatistiklerini ortaya koyarak, alınması gereken önlemleri ve yapılması gerekenleri sıraladı.
Murat, “Kıbrıs Türk Barolar Birliği olarak, meslek örgütü olmanın yanında, haklar ve özgürlükler alanında da faaliyet göstermekte, ülkede yaşanan insan hakkı ihlallerini görünür kılmak ve çözüm önerileri geliştirmek adına sorumluluk hissetmekteyiz” dedi.
Çocuk hakları eğitiminin eksikliği
Murat’ın açıklaması şöyle devam etti;
“Çocuk hakları konusunda ülkemizin durumu ne yazık ki oldukça kötü. Özellikle çocukların şiddet ve ihmale çoğunlukla en yakın çevrelerinden (aile, akrabalar, arkadaşlar, komşular) maruz kalması, bu tür olayların genellikle gizli kalmasına ve cezasızlıkla sonuçlanmasına neden oluyor.
Ayrıca çocuklar, hakları konusunda yeterli eğitimi alamıyor ve şikayet makamlarına erişimde ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Çocukların haklarını öğrenmesi, bu sorunların çözümünde ilk adım. Ancak bu eğitim, çoğu zaman sadece bazı özel okullarda veya öğretmenlerin bireysel inisiyatifleriyle devlet okullarında sağlanabiliyor.
Bu konuda devletin bir vizyonu ya da politikası bulunmuyor. Çocuk istismarı ve ihmalinin önlenmesi için gerekli yasal düzenlemeler ve kurumsal mekanizmalar da hâlâ hayata geçirilmiş değil.
Çocuk istismarının cezalandırılması ve koruma eksiklikleri
Çocuğun cinsel istismarı, ülkemizin en büyük toplumsal sorunlarından biri. Mahkemeler bu tür suçları cezalandırmada genellikle etkili olsa da, sorun istismar öncesinde ve sonrasında başlıyor.
Önleyici politikaların uygulanmaması, istismar olaylarının yaşanmasına zemin hazırlıyor. İstismara uğramış bir çocuğun fiziksel ve psikolojik anlamda desteklenmesi ve takibinin yapılması konusunda da büyük eksiklikler mevcut.
Geçmişte yaşanan trajik vakalardan ders çıkarılmadığı açık. İstismara uğrayıp sonrasında öldürülen bir çocuğun yasını tutmuş bir ülke olarak, aradan geçen zamanda yeterli ilerleme kaydedemedik. İstatistikler de bu durumu doğruluyor: İstismar vakaları her geçen gün artıyor.
Çocuklarla çalışanların rolü ve eğitim ihtiyacı
Sosyal hizmet görevlileri, öğretmenler, doktorlar, hemşireler ve polisler – güvenlik güçleri, çocukların karşı karşıya kaldığı suçların erken tespitinde ve önlenmesinde kritik bir role sahip.
Ancak bu profesyonellerin yetkileri yetersiz ve koordinasyon eksikliği nedeniyle etkili bir şekilde çalışmaları mümkün olmuyor. Çocuk istismarını önlemek için bu alanlarda görev yapanların iş birliğini güçlendirecek ve koordinasyonu sağlayacak bir sistem kurulması şart. Tek çatı altında çalışabilecekleri bir kurumsal yapı yok.
Ayrıca, çocuklarla çalışan kişilerin cinsel istismar gibi suçlardan hüküm giymemiş olduğunun yasal güvence altına alınması gerekiyor.
Yasalar ve çocuk hakları
Çocuklarla ilgili yasal düzenlemeler, çağın gerisinde kalmış durumda. Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne göre 18 yaş altındaki bireylerin tümü çocuk olarak tanımlanırken, bizim yasalarımız 16-18 yaş arasındaki çocukları çoğunlukla koruma dışında bırakıyor.
Mevcut yasaların birçok maddesi, uygulamada çocuk hakları ihlallerine yol açıyor. 1996 yılında Çocuk Hakları Sözleşmesi, 2011 yılında Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve Cinsel İstismara Karşı Korunması Sözleşmesi Meclisten geçirilmiş olmasına rağmen, bugüne kadar çocuklarla ilgili sadece Ceza, Aile ve Evlilik Dışı Çocuklar Yasalarında ilerleme kat edilmiştir.
Ama Fasıl 352 Çocuklar Yasası (son değişiklik 2006 yılı) ve Fasıl 157 Çocuk Suçluları Yasası (son değişiklik 1999 yılı) içerisinde çağdışı kalmış, uygulamada işe yaramayan, sorun çözmede yetersiz kalan, uygulanmasa bile çocuk hakkı ihlali yaratan pek çok düzenleme mevcuttur. Mesela kırbaç cezası düzenlemesi hala yürürlükte.
Mahkemelerde çocukların istismar sürecinde daha fazla mağduriyet yaşamaması için iletişim teknolojilerinin kullanılması ve uzman eşliğinde sorgulama gibi uygulamalar devreye alınmalı. Polisteki soruşturma esnasında sosyal hizmet uzmanlarının çocuğun yanında bulunması gerekirken, pek çok örnekte özellikle 14 yaşından büyük çocuklar söz konusu olduğunda, bu kural es geçilebilmektedir.
Çocuk İzlem Merkezi ve koruma mekanizmaları
Yıllardır raflarda bekleyen Çocuk İzlem Merkezi Yasası (ÇİM) ve buna bağlı idari mekanizmalar hâlâ uygulamaya konulmadı.
Bu tür bir merkez, eğitim ve sağlık alanındaki görevlilerin istismar vakalarını raporlaması ve sosyal hizmetler ile polis arasında koordinasyonu sağlaması açısından büyük önem taşırken, çifte travmanın önüne geçilmesine de yardımcı olacaktır.
Suça sürüklenen çocuklar:
Bu yıl henüz tamamlanmadığı için 2023 yılında Mahkemeler tarafından tutulan istatistiklerden birkaç veriyi sizinle paylaşmak istiyorum.
1 yılda 16 yaşından küçük 71 çocuk aleyhine 88 dava neticelendi. Bu çocuklardan 68’i erkek, 3’ü ise kız çocuğuydu. Bu mahkumiyetlerde verilen cezalar sırası ile, 15 çocuk için hapislik, 8 çocuk için para, 30 çocuk için kefalet senedi, 3 çocuk için sınama kararları verildi.
Suçların çeşitlerine bakıldığında, yoğunluklu olarak soygun – ev dükkan açma – hırsızlık diye bilinen sirkat olmak üzere, trafik suçları, fiziksel şiddet içeren yaralama, darp, vahim zarar, kavgada yer alma ve sahtekarlıkla para temini suçları dikkat çekiyor.
2022 yılı verilere göre ise 61 davadan mahkum edilen çocukların sayısı 39 erkek, 3 kız çocuğu idi. Yani 2023 yılında 16 yaş altı suça sürüklenen çocukların sayısı 2022 yılına göre yüzde 69 arttı. 16-18 yaş arasındaki çocukların sayısı bu verilere dahil değildir.
Suça sürüklenen çocuklar için maalesef ücretsiz hukuki destek sağlanmıyor. Gözaltına alınan ya da tutuklanan çocukların karakollarda ve cezaevinde yetişkinlerle aynı ortamlarda tutulması hem onların istismara açık hale gelmesine hem de yeni suçlarla tanışmasına neden oluyor.
Yeni cezaevlerinde çocuklar için özel bölüm inşa edilmesine rağmen bu alanlar kullanılmıyor. Ayrıca, cezaevleri dışında rehabilite edici alternatif cezalandırma yöntemleri de bulunmuyor.
Çocuk işçiliği ve sokakta çalıştırılan çocuklar
Çocuk işçiliği ve sokakta çalıştırılan, dilendirilen çocuklar da ülkemizin kanayan yaralarından. Bu çocukların haklarını koruma konusunda devlet yetersiz kalıyor.
Göçmen ve mülteci çocuklar
Son olarak unutmamamız gereken bir nokta da, bu ülkede sadece Kıbrıslı Türk çocuklar değil, göçmen ve mülteci çocuklar da yaşamasıdır. Devlet, kontrolü altındaki her çocuğun temel haklarını (yaşam, sağlık, eğitim ve güvenlik) ayrım yapmadan sağlamalı.
Ancak ekonomik kriz ve artan yoksulluk, bu konuda daha fazla hak ihlali yaşanmasına neden oluyor. Çocuklar en temel besin maddelerine erişmede ciddi sıkıntılar yaşıyor.
Çözüm önerileri
1. Yasal Düzenlemelerin Güncellenmesi: Çocuk tanımının tüm yasalarda 18 yaş altını kapsayacak şekilde netleştirilmesi gerekiyor. Mevcut yasalar çağdaş standartlara uygun hale getirilmelidir.
Fasıl 352 Çocuklar Yasası (son değişiklik 2006 yılı) ve Fasıl 157 Çocuk Suçluları Yasası (son değişiklik 1999 yılı) içerisinde çağdışı kalmış, uygulamada işe yaramayan, sorun çözmede yetersiz kalan, uygulanmasa bile çocuk hakkı ihlali yaratan pek çok düzenleme mevcuttur. En kısa zamanda pek çok yasa maddesinin değiştirilmesi hatta yürürlükten kaldırılması gerekir.
2. İstismar ve ihmale maruz kalan çocukların uygun iletişim teknolojileri aracılığıyla yargılama süreçlerinde tanıklık yapabilmesinin önü açılmalıdır. Mahkemelerde sanık haklarını da gözeten şekilde aynı ortamda bulunmadan, bir uzman eşliğinde, sorgulamanın yapılabilmesi mümkün. Fasıl 155 Ceza Usul Yasası tadil edilmelidir.
3. Çocuk İzlem Merkezi’nin Kurulması: ÇİM ve buna bağlı koruma mekanizmaları acilen hayata geçirilmelidir.
4. Önleyici Politikaların Güçlendirilmesi: Çocuk istismarı ve ihmaliyle mücadelede, sadece cezalandırmaya değil, önleyici adımlara da odaklanılmalıdır.
5. Eğitim ve Koordinasyon: Çocuklarla çalışan tüm profesyonellerin eğitimi sağlanmalı ve bu kişilerin iş birliğini artıracak bir yapı oluşturulmalıdır.
6. Gerek suça maruz kalan gerekse suça sürüklenen çocuklarla ilgili başlatılacak cezai süreçlerde, özel olarak eğitilmiş polislerin görev yapacağı Çocuk Polisi kurulmalıdır.
7. Çocuklarım yargılandığı davalarda zorunlu adli yardım ve ücretsiz hukuki destek mekanizması kurulmalıdır.
8. Rehabilitasyon Programları: Suça sürüklenen ve suça maruz kalan çocuklar için etkin rehabilitasyon ve topluma kazandırma programları geliştirilmelidir.
9. Göçmen ve Mülteci Çocuklara Özel Çalışmalar: Tüm çocukların haklarına eşit şekilde erişebilmesi için özel politikalar oluşturulmalıdır.
Çocuklar, toplumun bugünü ve geleceğini şekillendirecek bireyleridir. Onları haklarını koruyarak güçlendirmek, devletin ve toplumun en önemli görevlerinden biridir.