Makine Mühendisleri Odası (MMO) Başkanı Ayer Yarkıner, ülkemizde her geçen gün artan elektrikli araç ithali ve kullanımı ve buna bağlı olarak şarj istasyonlarıyla ilgili eksiklileri, riskleri, yapılması gereken yasal düzenlemeleri ve alınması gereken tedbirleri açıkladı
Yarkıner: Ülkemizde toplam 2 bin civarında ve üç tip elektrikli araç var
Yarkıner konuyla ilgili şu açıklamaları yaptı;
“Ülkemizde her geçen gün elektrikli araç kullanımı artıyor. Bununla birlikte de bazı regülasyonlara ihtiyaç duyuluyor.
Ülkemizde kullanılan 3 önemli elektrikli araç sınıfı var, biri yüzde 100 elektrikli araçlar, biri hibrit araçlar, diğeri de Plug-In hibrit araçlar.
Plug-In hibrit dediğimiz araçlarla yüzde 100 elektrikli araçlar bataryalarını şebekeden şarj ediyorlar, hibrit araçlar da fosil yakıtlı motordan frenleme anında ortaya çıkan enerjiyi kullanarak bataryasını şarj ediyor.
Ülkemizde 2 bin civarında elektrikli araç var ama hangilerinin hibrit, hangilerinin Plug-In hibrit ve hangilerinin de yüzde 100 elektrikli olduğu, araçların kayıt belgelerinde yazılı değil, batarya kapasiteleri de kayıtlı değil.
“Bu araçlar birer enerji depolama kaynağıdır, bundan istifade edebilmemiz gerekir”
Bu araçlar aynı zamanda birer enerji depolama kaynağıdır, çok ciddi bir enerji depolama yetenekleri var. Bizim de bundan Avrupa’daki gibi istifade etmemiz gerekir. Avrupa’da akıllı şebekeler standart olarak kullanılmaya başlandı, bizim ülkemizde de kullanıma başlanılması gerekir.
Çünkü PİK değerlerde elektrikli araçların depolarındaki enerjiden istifade edebilmemiz gerekiyor ve bunu yapmak da “atla deve” değildir.
“MOD 1 şarj kabloları riskli, kullanılmamalı”
Birçok araç sahibi araçlarını evlerinde şarj ediyor. Ancak şarj istasyonlarında AB ve Türkiye’nin kabul ettiği şarj sistemleri kullanılması gerekiyor.
MOD 1 şarj kablolarının artık ülkemizde kullanılmaması gerekiyor çünkü haberleşmeyi sağlayamadığı zaman aşırı ısınma kaynaklı yangın riski taşıyor.
MOD 2, MOD 3 ve MOD 4 şarj kablolarının da nerede nasıl kullanacağıyla ilgili esaslar belirlenmelidir.
Bu konularda biz, 2022 yılında ilgili Bakanlığa AB regülasyonunun ülkemize uyarlanmış halinde bir tasarı göndermiştik.
“En büyük tehlike yangın riski”
En önemli tehlikesi yangın. Kullanıcı açısından, çevre ve ortam açısından ciddi tehlikeleri var.
Elektrikli araç yangınları oran olarak nispeten düşük olmasına rağmen bu yangınlarda 2400 derecenin üzerinde bir sıcaklık meydana geliyor.
Aşırı ısı ve yanma esnasında da 4 çeşit zehirli gaz ortaya çıkıyor. Elektrikli araç park yerlerinin mutlaka mekanik havalandırma tesisatına sahip olması gerekir. Binaların da aynı şekilde. Maalesef bu konuya da dikkat edilmiyor. Kapalı park yerlerindeki ısı koruma da çok önemli.
“İkinci el elektrikli araçların ithal edilmeden önce MMO tarafından denetlenmesi gerekiyor”
Ülkeye getirilen ikinci el elektrikli araçların batarya güvenliği açısından, darbe alıp almadığı konusunda Makine Mühendisleri Odası tarafından denetlenmesi gerekiyor.
Makine mühendisleri kadar bu araçların teknik donanımına vakıf başka bir disiplin yoktur.
Çarpışmalarla ilgili de durumlarının tespit edilmesi gerekir, batarya içindeki çatlaklar aşırı ısınmaya ve yangına sebep olabilir. Bunlar çok önemlidir.
İkinci el araçların bataryalarının da 5-6 ay içinde değişen araçlar olduğunu öğrendik, tespit ettik. Yani hem güvenlik hem ekonomi açısından ciddi tedbir alınması gerekiyor.
“Mantar gibi biten şarj istasyonlarına kim izin veriyor?”
Mantar gibi biten şarj istasyonları var, bir regülasyonu olmadığı için birileri tarafından kurulumuna müsaade ediliyor.
Yaz ayları için ciddi risktir. 60 derecenin üzerinde sıcaklıkta bataryalar ciddi yangın tehlikesi yaratıyor, açık alanda, yaz sıcağında 50-55 dereceye kadar ısınan bir hava var ülkemizde.
Şarj istasyonlarında, yaz aylarındaki yüksek ısıyı dikkate alarak koruyucu tedbirlerin alınması gerekir.
Şarj istasyonlarının bir enerji kaynağından enerjiyi alıp, bataryalarda depolayıp buradan araçlara ikmal yapması gerekir. Ülkemizde bunlarla ilgili yeterli güvenlik, teçhizat ve eğitimli personel yok.
“Bildiğimiz yangın söndürücülerle söndürülemiyor, haftalarca sürebiliyor”
Bu yangınların bildiğimiz yangın söndürücülerle söndürülmesi mümkün değildir, haftalarca da sürebilir.
Söndürülmesi yerine izole edilip soğutularak sıcaklığının düşürülmesi sağlanmaktadır. Bu da ülkemizde yok.
Kapalı alan depolarında mekanik havalandırma sistemleri önemlidir. 94 metreküp saniyede havalandırmaya ihtiyaç olabilir, bu büyük bir ihtiyaçtır.
Bu olmazsa yangına müdahale etmeye gidenler de zehirli gazlardan dolayı hayatlarını kısa sürede kaybedebilir.
Müdahale edenlerin de koruyucu ekipmanı olması gerekir. Eldiveni, maskesi, vs.
Özel araç, özel izolasyon soğutma sistemi olması gerekir, bunlar da ülkemizde henüz standart hale getirilmedi.
“Bu araçları muayene edebilecek eğitimli personel ve teçhizat yok”
Elektrikli araçların çoğalmasıyla birlikte komplikasyonları da artacaktır. Çağdaş regülasyonları bugünden itibaren ülkemize getirmemiz gerekir.
Araç muayene istasyonlarında elektrikli ve hibrit araçların kontrollerini yapabilecek teknik teçhizat, personel istihdam ve eğitim gereklidir.
Bütün bunlar ülkemizdeki mühendisler tarafından verilecek teknik bilgilerle yapılabilecek şeylerdir. Ancak bunun yerine doğaçlama bir süreçle faaliyetler yürütülüyor.
“Bataryaları garanti sürecini doldurmuş hiçbir aracın ithaline izin verilmemelidir”
Alınması gereken en önemli önlem, ikinci el bataryalı araçların ithalidir. Batarya sağlık durumu yüzde 80’in altında olan hiçbir aracın ithaline izin verilmemelidir. O batarya artık çalışmıyor olarak kabul edilir.
Tüketiciyi koruyacak tedbirleri almamız gerekiyor. Bir regülasyona bir de ithal edilen araçların uygunluk denetimine ihtiyaç vardır.
En pratik çözüm garanti sürecini doldurmuş hiçbir aracın ithaline izin verilmemelidir. Yangın riskini azaltacak tedbirler de MMO ile koordine edilerek alınmalıdır”