Doğu Akdeniz Üniversitesi (DAÜ) Rektörü Prof. Dr. Hasan Kılıç, gazetemizin 6 Aralık’ta gündeme getirdiği “Cinsel Taciz” iddialarıyla ilgili açıklama yaparak, konuyla ilgili soruşturma başlatıldığını, ilgili öğrenciye psikolojik destek verildiğini ve ilgili kişinin de akademik personel değil hizmet alımı yoluyla çalışan personel olduğunu söyledi
Kılıç: DAÜ hiçbir hal ve suretle cinsel taciz iddiası gibi ciddi bir iddiayı göz ardı etmez
Gazetemize yazılı bir açıklama yollayan Rektör Kılıç, haberimizde “akademisyen” olarak geçen ve cinsel taciz yapmakla suçlanan kişinin akademik personel olmadığını, hizmet alımı yoluyla çalışan bir personel olduğunu söyleyerek, DAÜ’nün cinsel taciz gibi ciddi bir iddiayı da göz ardı etmeyeceğini belirtti.
Açıklama şöyle devam etti;
“Gazeteniz tarafından 06.12.2024 tarihinde yayımlanan “Rektörlük de polis de işlem yapmadı: Sümen altı mı ediliyor” başlıklı haberde; üniversitemizin bir öğrencisinin üniversitemizde görev yapmakta olan bir akademik personel tarafından cinsel tacize uğradığı iddiası ile önce polise sonra da ardından da üniversitemiz rektörlüğüne şikayetini ilettiğini, söz konusu şikayetin işleme konulmadığı, cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen akademik personelin üst düzey bir siyasinin kardeşi olduğu, işlem veya soruşturma yapılmamasının sebebinin ilgilinin üst düzey bir siyasinin kardeşi olduğu iddialarına yer vermiş bulunmaktasınız.
Yayımlamış olduğunuz haberde, “cinsel tacizde bulunduğu iddia edilen kişinin akademik personel olduğu” ifade edilmiştir. Ancak bu bilgi gerçeği yansıtmamaktadır. Taciz iddialarına konu olan kişi, üniversitemizde akademik personel değil, idari nitelikte, hizmet alımı yoluyla çalışan bir personeldir.
Bu bağlamda, haberinizde ima edilen kişinin akademik personel olarak gösterilmesi ve bu yanlış bilginin kamuoyuna aktarılması, üniversitemiz bünyesinde görev yapan diğer personellerin haksız yere zan altında kalmasına yol açmıştır.
“Olayları tarafsız ve şeffaf şekilde ele alıyoruz”
Ayrıca belirtmek isteriz ki, üniversitemiz çalışanlarının herhangi bir siyasi figürle yakınlıklarının, olayların tarafsız şekilde ele alınması ve yürütülen süreçlerin şeffaflığı üzerinde hiçbir etkisi bulunmamaktadır.
Haberin içeriğinde yer alan ve gerçekleri yansıtmayan bir diğer konu ise “Rektörlüğün konu ile ilgili işlem yapmadığı veya şikayeti sümen altı etmeye çalıştığı” iddianızdır. Bu iddia da gerçeği yansıtmamaktadır. Bu husus ile ilgili hakikat aşağıdaki gibidir:
Öğrencimiz söz konusu iddiaları ile ilgili şikayetini kısmen veya üstü kapalı olarak, öğrenim görmekte olduğu fakültesindeki bir erkek bir kadın öğretim üyesine iletmiştir.
“Öğrenciye gerekli destek sağlanmıştır”
Söz konusu akademik personel öğrenciden, öğrencinin daha rahat konuşabilmesine olanak verebilmek adına, yine aynı fakültede görev ifa eden kadın bir akademik personele şikayetini detaylı olarak yeniden aktarmasını istemiştir.
Ardından ise konu ile ilgili; bünyesinde psikoloji, sağlık ve hukuk alanında akademik personel bulunan Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi (CTS) birimine bilgi verilmiştir. Cinsel Tacize ve Cinsel Saldırıya Karşı Destek Birimi (CTS) ise benzer şikayetlerde uygulanan prosedürü uygulayıp öğrenciye gerekli desteği sağlamıştır.
Konu şikayetin Üniversite Rektörü olarak tarafıma iletilmesi akabinde ise soruşturma başlatmış bulunmaktayım. Konu soruşturma kapsamında çeşitli ifadeler alınmış ancak konu henüz sonuçlandırılmamıştır. Konunun idari soruşturma ve aynı zamanda polis soruşturması kapsamında olması sebebi ile sizlere bu bağlamda daha fazla detay vermem ise mümkün değildir.
“Üniversitemiz cevap vermekten ve diyalog kurmaktan çekinmemektedir”
Ancak sizlerden ricam; Doğu Akdeniz Üniversitesi’nin hiçbir hal ve suretle cinsel taciz iddiası gibi ciddi bir iddiayı göz ardı etmeyeceğini ve hakikate ulaşmak için gerekli soruşturma ve işlemleri, mağdur bakımından mağdurun beyan esas alınarak, aleyhine şikayette bulunulan bakımından ise masumiyet karinesi esas alarak hassasiyetle dikkate alacağından şüphe etmememizdir.
Son olarak Üniversite olarak; eleştiri, sorgulama, araştırmacı gazetecilik, iddia v.b tüm unsurların habercilik ve basın özgürlüğü kapsamında yer aldığını bilmekte ve bu unsurları desteklediğimizi sizlere belirtmek isterim. Bu noktadan hareketle de üniversitemiz tüm basın kuruluşlarından gelen sorulara cevap ve bilgi vermekten veya diyalog kurmaktan çekinmemektedir.
Ancak ne yazıktır ki, 06.12.2024 tarihli haberiniz öncesi üniversitemizden teyit alma girişimde bulunmamış veya bizlerle diyalog kurmamış olmanız sebebi ile, bu yazının ilk paragrafında belirtmiş olduğum, konu ile ilgili hiçbir bağlantı veya alakası olmayan bir çok akademik personelimizin haberiniz sebebi ile zan altında kalmıştır. İlerleyen dönemde benzer mağduriyetlerin yaşanmaması adına bizlerle diyalog kurmanızı temenni eder, yayın hayatınızda başarılar dilerim”