
İskele Gençlik Derneği Genel Sekreteri Sıla Birdal, Karpaz’da yaşanan “eşek katliamına” işaret ederek, ülkede birçok alanda olduğu gibi bu konuda da yetkililerin geç kaldığını, hayvanları koruyacak yasal düzenlemelerin bilinçli şekilde engellenerek, yeni katliamların önüne geçme fırsatının kaçırıldığını vurguladı
Birdal: Yaşanan vahşet sadece bireysel bir suç değil, toplumsal sorumluluk olarak ele alınmalı
Dernek adına yazılı açıklama yapan Birdal, gençlerin temsilcisi oldukları İskele ve Karpaz bölgesinde, insana, hayvana, doğaya ve tüm yaşam haklarına verilen önemin altını bir kez daha çizmek istediklerini belirtti.
Birdal, “Bugün basına yansıyan vahim olay, yalnızca doğa ve hayvan hakları savunucularını değil, toplumun her bireyini ilgilendiren, hepimizin vicdanını sarsan kritik bir meseledir. Bu nedenle, yaşanan vahşetin sadece bireysel bir suç olarak değil, toplumsal sorumluluk çerçevesinde ele alınması gerektiğine inanıyoruz” dedi.
“Eşekler bölgemizin kültürel ve doğal mirasının önemli bir parçası”
Birdal şöyle devam etti;
“Kıbrıs Yaban Hayat Araştırma Enstitüsü ekiplerinin Karpaz Yarımadası’nda gerçekleştirdiği arazi çalışmaları sırasında en az 14 başıboş eşeğin yakın mesafeden vurularak öldürüldüğüne dair haber, hepimizi dehşete düşürmüştür.
Özellikle, doğum yapmaya çalışırken bebeğiyle birlikte katledilen hamile bir eşeğin varlığı, bu vahşetin boyutunu daha da derinleştirmektedir.
Karpaz Yarımadası, özgürce dolaşan eşekleriyle tanınmakta olup, dolayında da bu eşekler, bölgemizin kültürel ve doğal mirasının önemli bir parçası konumundadır.
Bu tür vahşi eylemler, sadece hayvan haklarına değil, aynı zamanda toplumumuzun değerlerine de büyük bir saldırıdır. Çünkü bizim kültürümüz, hayvanları katletmeyi ya da hukuka aykırı şekilde dövüştürmeyi değil, korumayı ve onlara saygı göstermeyi barındırmaktadır.
“Bu vahşi katliam toplumun ahlaki değerlerinin gittiği noktayı da sorgulatıyor”
Eşekler, Kıbrıs toplumunun yüzyıllardır bir parçası olmuş, hem ekonomik hem de kültürel açıdan değer taşıyan bir rol üstlenmiştir.
Bu vahşi katliam, yalnızca hayvan haklarına yönelik bir ihlal değil, aynı zamanda toplumumuzun ahlaki değerlerinin, etik sorumluluklarının ve vicdanının gittiği noktanın ciddi şekilde sorgulanması gerektiğini gösteren bir olaydır.
Söz konusu değerlerin esnetilmesi, hiçbir durumda kabul edilebilir değildir. Bilinmelidir ki, toplumsal alanda şiddetin her türünün meşrulaştırılması ve normalleşmesi, toplumsal çürümenin en önemli göstergelerinden biridir.
Ne yazık ki, ülkemizin birçok alanında olduğu gibi bu konuda da yetkililer geç kalmış, hayvanları koruyacak yasal düzenlemeler bilinçli şekilde engellenerek yeni katliamların önüne geçme fırsatı kaçırılmıştır.
“Kınama kendi başına bir anlam ifade etmemektedir”
Bu bağlamda sorumluluk, yalnızca bu vahşeti doğrudan gerçekleştirenlerde değil, aynı zamanda önlem alma fırsatını tekrar tekrar göz ardı eden tüm yetki sahibi bireylerdedir.
Tedbir kavramı göz ardı edildiği müddetçe, kınama kendi başına bir anlam ifade etmemektedir.
Hesap verilebilirliğin toplum bireyleri için seçim hâline geldiği bir yapıda, şiddet eğilimi ve yıkıcı davranışların katlanarak tekrarlanması ve kadın, hayvan, çocuk demeksizin yayılması kaçınılmazdır.
Toplumdaki adalet ve vicdan duygusunun zayıflaması, yalnızca hayvanlar için değil, tüm canlılar için tehdit oluşturur. Bu vahşet örneğinde olduğu gibi, hayvanlara yönelik şiddet, aslında toplumsal değerlerin uğradığı erozyonunun önemli bir göstergesidir.
Yeniden altını çizmek isteriz ki, siyasi ve bireysel ajandalarının, ahlaki ve etik sorumluluklarını göz ardı etmesine izin vererek gerekli önlemlerin alınmamasında rol oynamış her milletvekili ve güç sahibi bireyin; bu vahşeti kınamaları ve tekrarının yaşanmamasını dilemeleri, gerekli aksiyon alınmadığı müddetçe hem anlamsız, hem yetersiz hem de değersizdir ve onların da ellerine bulaşmış kiri temizlememektedir.
İskele Gençlik Derneği olarak, bu olayın sorumlularının yargıya sevk edilmesi gerektiğini vurguluyor ve yetkililere bir kez daha göreve çağırıyoruz. T
üm yetki sahibi bireylere hatırlatmak isteriz ki her kamu görevlisinin yetki kullanımında göz önünde bulundurması gereken yükümlülük kamu menfaati ve toplum vicdanından geçmektedir. Bu tür katliamların önlenmesi adına en kısa sürede etkili önlemler alınmalı, toplumun vicdanına hitap edilmelidir.
Son olarak, İskele Gençlik Derneği, hayvanların eşya statüsünden çıkarılıp ‘can’ statüsü kazandırılmasını hedefleyen düzenlemeyi tüm maddeleriyle desteklemekte olup, bu konunun Meclis’te daha fazla gecikmeden görüşülüp onaylanması için çağrıda bulunmaktadır.
Halkımızı, hayvan hakları konusunda duyarlılığı artırmaya, yetkilileri ise sorumluluklarını yerine getirmeye davet ediyoruz”