
Sol Hareket adına Beste Özarın, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle yayımladığı mesajında, talepleri bir kez daha vurgulayarak, eşitsizliği giderme çağrısında bulundu
Özarın: 8 Mart plastik ambalajlara sarılı eğlenceli bir kutlamaya dönüştürülüyor
Yazılı açıklama yapan Özarın, 8 Mart’ın gerçek anlamından saptırıldığına dikkat çekerek, “Kadınların birbirlerinin haklarını aramaya teşvik etmesi gerekirken, plastik ambalajlara sarılı eğlenceli bir kutlamaya dönüştürülüyor” ifadelerini kullandı.
Reklamlarda kadınlara dayatılan cinsiyet roller ve cinsiyetçi yaklaşımların kadınlar gününde daha kötü bir hal aldığına işaret eden Özarın, “Siyasal islamı adamıza da yaymaya çalışan işgalci zihniyeti,kültürümüze uymayan şekilde dini de alet ederek kadınların sesini kısmaya teşebbüs ediyor” dedi.
“Adadaki çarpık düzen, eşitlik, adalet ve hak arayışından uzak”
Özarın, kadınların sesini sadece 8 Mart’ta hatırlayanlara dikkat çekerek, Kıbrıs’ın kuzeyindeki çarpık düzenin eşitlik, adalet ve hak arayışından ne kadar uzak olduğunun bir diğer göstergesi olduğunu belirterek, “Kadınların sesini sadece 8 Mart’ta hatılayan bazı politikacılar ve kadınlara zamanında şiddet uygulamış bazı kurum ve kuruluşlar ve bunların destekçilerinin ‘kutlama’ çağrıları adadaki çarpık düzenin eşitlik, adalet ve hak arayışından ne kadar uzak olduğunu bir kez daha yüzümüze vuruyor” ifadelerini kullandı.
Kadınların emeğinin görmezden gelinmesi ve sırf kadın oldukları için işe alınmamaları gibi aktif çalışma hayatında maruz kaldıkları ayrımcılığa dikkat çeken Özarın, “Bir çok ayrımcı davranış , kadınların sadece iş arama, çalışma değil, toplumsal baskılar ve cinsiyetçilik yüzünden erkeklerden daha fazla stres altında olduğunu kanıtlıyor” dedi.
“Günbegün kadınlar sindiriliyorlar”
Özarın, çalışan kadınların yüzde 60’a yakın bir kısmının iş yerlerinde mobbinge uğradığına işaret ederek şunları ekledi:
“Ülkemizde, özellikle devlet dairelerinde , yaşanılan taciz ve mobbinglere karşı adaletin asla yerine gelememesi ve kadınlara destek verilmemesi yüzünden günbegün kadınlar sindiriliyorlar. Çoğunluğu partisine güvenen bu suçlular, sistem değişmedikçe, biz kadınlar sokaklara çıkmadıkça, her zaman partilerine sığınıp adaletsizliği sağlamaya devam edeceklerdir”
“Gece kulüplerinin olduğu yerde kadın haklarından bahsetmekne kadar doğrudur?”
Gece kulübü adı altında insan ticarethanesi olarak faaliyet gösteren oluşumlara dikkat çeken Özarın, “Gece kulüplerinin yani insan ticarethanelerinin olduğu bir yerde kadın haklarından bahsetmekne kadar doğrudur?” diye sordu.
Özarın, insan ticaretine karşı çıkan sözde insan hakları destekçesi bazı politikacılar bu gece kulüplerinin gizli destekçisi olduklarını kaydederken, “Bu şahıslar, sadece finansal olarak değil, gece kulüplerinin işleyişi için torpil gerektiğinde, yeri geldiğinde daireleri arayıp baskı yaparak destek sağlamakta ve bu faaliyetlere dolaylı yoldan katkı sunmaktadır” ifadelerini kullandı.
“Yabancı öğrenciler hedef alınarak bu fuhuşu yapmaya zorlandırılıyorlar”
Özarın, 3 Mart 2025 tarihinde Alayköy’de faaliyet gösteren bir gece kulübünde 25 yaşındaki Anastasia Melega’nın yaşamına son vermesine dikkat çekerek, bu olayın ‘yaşanan ilk intihat olmadığını’ vurgularken, “Özellikle yabancı öğrenciler hedef alınarak bu fuhuşu yapmaya zorlandırılıyorlar” dedi.
Açıklamanın devamında ise Özarın talepleri yeniden sıralarken, tüm ilgili kişi, kurum ve kuruluşları mevcut eşitsizliği gidermeye çağırırken, “8 Mart başkaldırıdır, emeğini aramaktır; 8 Mart kadının direnişidir” dedi.
Özarın, “Sol Hareket olarak Kıbrıs’ın Kuzeyinde de uygulanacak olan Evİçi Şiddet Yasası’nın bir an önce yürürlüğe girmesi, bütçeye Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dairesi’nin dahil edilmesi, doğum kontrolü ve kürtaj haklarının düzenlenerek kadın haklarının genişletilmesi, çalışan erkek bireylerin de doğum izni alabilmesi, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın işyerlerindeki cinsiyet eşitsizliğini ve kayıtsız çalışmayı denetlemesi gerektiğini vurgulayarak, tüm ilgili kişi, kurum ve kuruluşları mevcut eşitsizliği gidermeye çağırıyoruz. 8 Mart başkaldırıdır, emeğini aramaktır ve her kadın istediği şekilde 8 Mart’ı yaşamakta özgürdür. 8 Mart kadının direnişidir”