InstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Nazlı: “Gece kulüpleri kapatılsın” derken muhafazakâr kesimle aynı şeyi söylemiyoruz






Bağımsızlık Yolu Parti Meclisi (PM) Üyesi Cansu N. Nazlı, Bağımsızlık Yolu olarak gece kulüplerinin kapatılması gerektiğini savunduklarını dile getirerek, kurumsal olarak kadın ticareti yapıldığını ve kadınların gayri insani koşullarda çalıştırıldığını belirtti

Nazlı: Uluslararası hukuka göre seks köleliği diyoruz

Bağımsızlık Yolu Parti Meclis Üyesi Cansu N. Nazlı Ada TV’de Nupelda Karabuğday’ın sunduğu Günaydın Ada programına katılarak gündemi değerlendirdi.

Nazlı, seks işçiliği ile seks köleliğini birbirinden ayırmak gerektiğini, ortada seks işçiliği koşulları olsa daha farklı bir değerlendirme yapılabileceğini söyledi.

Ancak mevcut gece kulüplerindeki polisin bile karışmak istemeyeceği karanlık ve mafyatik sistemde, kadınların herhangi bir iş yerinde çalışır gibi bir koşulda çalıştığını söylenemeyeceğini ifade eden Nazlı, uluslararası hukuka göre zorla çalışmanın unsurları olan koşulların burada, bu kulüplerde tespitinin yapıldığı için insan ticareti olduğunu seks köleliğinden bahsettiklerini anlattı.

Nazlı, kadınların pasaportlarına yasal olarak el konulduğunun altını çizerek, yasal olmasının meşru olduğu anlamına gelmediğini de vurguladı, “Gece Kulüpleri ve Benzeri Eğlence Yerleri Yasası“nın eski bir yasa olduğunu belirtti.

Yasa koyucunun muhtemelen; kadınlar ayrılmak istediğinde pasaportunu almakta zorlanmasın diye düşünüp bu maddeyi koyduğunu ancak mevcut koşullarda bu durumu kadınların aleyhine olduğunu aktaran Nazlı, kadınların kilit altında yaşayıp çalıştırıldığını, hareket alanlarının olmadığını, seyahat özgürlüğünden yoksun olduklarını kaydetti.

“Devlet, sadece göz yuman değil yaşananların aktif parçası durumunda”

Kadınların konsomatris sıfatıyla adaya getirildiğini ve konsomatrisin görev tanımında cinsel ilişkiye girmek olmadığını vurgulayan Nazlı, devletin ise düzenli olarak gece kulübünde çalışan kadınları cinsel yolla bulaşan hastalıklarla ilgili bir dizi testten geçirdiğini söyledi.

Kadınların hastaneye götürüldüğünde bile kilit altında olduğunu söyleyen Nazlı, birkaç sene önce bir kadının hastanede balkondan aşağıya atladığını hatırlattı.

Devletin, bu konuda sadece ihmali olan yani göz yuman ve pasif bir konumda olmadığını aktif olarak sürecin bir parçası olduğunu anlattı. Ceza Yasasına göre fuhuşa aracılık etmenin ve bundan para kazanmanın suç olduğuna da değinen Nazlı, devletin gece kulüplerinden 9 asgari ücret tutarında harç aldığını ve yasadışı faaliyetten gelir elde ettiğini söyledi.

Bağımsızlık Yolu olarak gece kulüplerinin kapatılması gerektiğini savunduklarını dile getiren Nazlı, kurumsal olarak kadın ticareti yapıldığını ve kadınların gayri insani koşullarda çalıştırıldığını belirtti.

Lefkoşa Türk Belediyesi sınırları içerisinde gece kulübü olmadığını, belediyenin lisansları yenilemediği için fiilen kapatıldığını belirten Nazlı, Lefke Belediyesi’nde de belediye başkanının aktardığına göre geçmişte lisans yenilenmemesi sebebiyle gece kulübünün kapatıldığını söyledi.

Nazlı, devlet kadar yerel yönetimlere de görev düştüğünü, lisans yenilemeyerek fiilen gece kulüplerinin kapatılabileceğini ve bunun hem yasal hem de içtihadı altyapısı olduğunu belirtti. Bu işten çok para kazanıldığını, kapatılmamasının siyasi bir tercih olabileceğini belirten Nazlı, bunun kabul edilemez olduğunu aktardı.

“Şüpheli kadın ölümlerinde polisin ihmalleri var”

Son gece kulübünde yaşanan ölümün bir cinayet olabileceği şüphesinin ortada olduğunu vurgulayan Nazlı, şüpheli kadın ölümlerinde polisin ihmalleri olduğunu anlattı. İntihar deyip dosyanın kapatıldığını, ilerletilmediğini söyleyen Nazlı, buna örnek olarak Akile Nacisoy davasını hatırlattı. Şüpheli kadın ölümleri dışında bir kadının öldürüldüğüne dair emareler olmasına rağmen faili meçhul kalan cinayet davalarının olduğunu belirten Nazlı, yabancı, göçmen bir kadın olduğunda durumun daha da vahim hale geldiğini ifade etti.

“Siyaset kadın özgürleşmesinde belirleyicidir”

Siyasetin bu konuda belirleyici olduğunu söyleyen Nazlı, kadın özgürleşmesi perspektifinden politika icra edilmesi, kadınların her alanda yaşadığı eşitsizlik ve ayrımcılıkla ilgili meselelerin çözülmesinde hukuktan daha belirleyici olacağını vurguladı.

“Gece kulüpleri kapatılsın derken muhafazakâr kesimle aynı şeyi söylemiyoruz”

Nazlı, Türkiye’de seks işçilerinin örgütlenmeleri ve sendikaları olduğunu belirtti. Gece kulüpleri kapatılsın derken seks işçiliğine karşı olmadıklarını vurgulayan Nazlı, bizim ülkemizdeki koşulların seks işçiliğinin değil seks köleliğinin olduğunu gösterdiğini söyledi.

Nazlı, bir gün ülkemizde seks işçiliği olacaksa da gece kulüpleri kapatılmadan bu mümkün olmayacaktır dedi. Muhafazakar kesimlerin gece kulüpleri kapatılsın söylemine de değinen Nazlı, muhafazakar kesimlerin kadın özgürleşmesi üzerinden değil ahlaki bir çürümüşlük ve bu ahlaki çürümüşlüğün sebebinin kadınlar olduğu üzerinden bir söylem olduğunu söyledi.

Gece kulüpleri kapatılsın derken muhafazakar kesimle ayni şeyi söylemediklerini bir kez daha vurgulayan Nazlı, her kapatılsın diyenin ayni görüşte olmadığını ifade etti.

“Devlet çocukları koruyamıyor”

Çocuk haklarının kadın haklarına göre daha dezavantajlı bir alan olduğunu söyleyen Nazlı, devletin çocukları koruyacak bir mekanizmasının olmadığını aktardı. Gerici kesimlerin hedefinde kadınlar kadar maalesef çocukların da olduğuna dikkat çeken Nazlı, gericiliğin yükselmesi ve örgütlenmesinin çocuk haklarının tesisinde ciddi bir tehlike olduğunu belirtti.

Çocukların bilimsel, kaliteli, ücretsiz eğitim hakkına erişme sorunu olduğunu söyleyen Nazlı, kültürel, bilimsel ve spor faaliyetleri yapabilecekleri ücretsiz kamusal etüt merkezlerinin olmayışı bu durumu daha vahim hale getiriyor dedi. Ülkemizde kamusal etüt merkezleri ve kreşlerin olmadığını belirten Nazlı, bu durumun ciddi anlamda bir eksiklik olduğunu söyledi. Nazlı, mevcut durumda yoksul kesimlerin çocuklarını okul dışında kuran kursuna göndermelerinin başlıca sebebinin bu eksiklik olduğuna işaret etti.

“Çocuk izlem merkezleri ivedi kurulmalı”

Yasal düzenlemeye göre ebeveyninden önce Sosyal Hizmetlerin çocuklardan sorumlu olduğu yasada yazılmıştır diyen Nazlı, çocukların ihmal ve istismardan korunmasının, aile kadar devletin de görevi olduğunu vurguladı.

Sosyal hizmetlerin güçlendirilmesi ve daha çok personel istihdam edilmesi gerektiğini devamlı dile getirdiklerini altını çizen Nazlı, yeterli personelin, kaynağın ve çocukların barınması için yeterli yerin olmadığını ifade etti.

İstismara uğrayan engelli çocuklara sosyal hizmetlerin uygun yeri olmadığı için müdahale edemediğini vurgulayan Nazlı, engelli çocukların risk grubunda olduğunu ve istismara uğrama ihtimallerinin daha yüksek olduğunu anlattı.

Çocuk izlem merkezlerinin ivedi olarak kurulmasının da önemine dikkat çeken Nazlı, çocuk izlem merkezleri yasasının kadük olmasının hiçbir açıklaması olmadığını belirtti.













Başa dön tuşu