InstagramKöşe Yazarlarımız

Madem İstifa Edecektin, Neden Baştan Bu Görevi Kabul Ettin?






Kubilay Özkıraç‘ın Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu (KIB-TEK) Yönetim Kurulu Başkanlığı’na atanması, birçok kesimde belirli bir merak ve tartışma yaratmıştı.

KIB-TEK, uzun süredir tartışılan bir kurum olarak öne çıkmakta, elektrik fiyatları, hizmet kalitesi ve çalışanların durumuyla ilgili sorunlar gündemden düşmemekteydi.

Ancak, Özkıraç’ın istifa açıklaması ve bunun altında yatan nedenler, kamuoyunu derinden sarsmış ve çeşitli tepkilere yol açmıştır.

Özkıraç, istifasını açıklarken, KIB-TEK’in siyasi çatışmaların merkezine çekilmesini önlemek ve kurumun zarar görmesini engellemek amacıyla bu kararı aldığını belirtmiştir.

Ancak, bu açıklama birçok kişi tarafından sorgulanmaktadır.

Gerçekten de, istifa kararı alınmadan önce, bu tür risklerin farkında olmamak veya bu durumu öngörmemek mümkün müydü?

Özellikle KIB-TEK gibi bir kurumun başına geçmeden önce, siyasi süreçlerin ve toplumdaki tepkilerin dikkate alınmaması, kamu yöneticiliği açısından ciddi bir eksiklik olarak değerlendirilmektedir.

Bu durum, kamuoyu nezdinde “madem istifa edecektin, neden baştan bu görevi kabul ettin?” sorusunu akla getiriyor.

Toplum, bu tür sorularla, liderlik pozisyonlarındaki kişilerin tutarlılık ve sorumluluk konusundaki duruşlarını sorgulamakta; ayrıca, siyasi figürlerin bu tür pozisyonlarda geçici süreli bir görev üstlenmelerini eleştirmektedir.

Eleştiriler, yalnızca Özkıraç’a değil, aynı zamanda bu tür atamaları gerçekleştiren hükümet mekanizmasına da yöneltilmektedir.

KIB-TEK’in yönetiminde görev alacak birinin, görev süresi boyunca bu tür siyasi gerginliklerin kurumu etkilemeyeceğini düşünmesi, oldukça tartışmalı ve yanıltıcı bir değerlendirme olarak kabul edilebilir.

Zira, KIB-TEK’in geçmişte yaşadığı sorunlar ve yaşanan siyasi çatışmalar, bu tür atamalar için gerektiğinden fazla gündeme gelecektir.

Bu noktada, KIB-TEK’in geçmiş yönetimleri ve mevcut durumu da sorgulanmalıdır.

Eleştirilerin temelinde, kurumun bağımsızlığına ve tarafsızlığına olan inancın sarsılması yatmaktadır.

Özkıraç’ın “Ülkenin kaymağını yiyor” dediği Ünal Üstel’e teşekkür ederek istifa etmesi, kamuoyunda daha da fazla tepki çekmektedir.

Kamu görevlilerinin bu tür söylemlerde bulunması, kendi pozisyonlarını sorgulamalarına ve topluma karşı hesap verme yükümlülüklerini göz ardı etmelerine neden olmaktadır.

Kendi geçmiş eylemleri ve muhalif tutumlarıyla bilinen bir kişi olarak, bu tür bir dönüşüm sergilemek, toplumsal güvenin zedelenmesine yol açmaktadır.

Sonuç olarak, Kubilay Özkıraç’ın istifası, yalnızca kişisel bir karar olmanın ötesinde, KIB-TEK’in geleceği ve Kıbrıs Türk siyasi yaşamındaki çalkantılarla ilgili derin bir sorgulamanın kapılarını aralamaktadır.

Bu durum, gelecekteki atamaların ve yöneticilerin nasıl bir siyasette yer alacağı, halkın hangi değerlere daha fazla önem vereceği gibi konularda geniş tartışmalara zemin hazırlamaktadır.

KIB-TEK gibi kritik bir kurumun geleceğinin nasıl şekilleneceği, toplumun bu konudaki duyarlılığına ve kamu yönetimindeki değişimlere bağlı olarak gelişecektir.













Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu