Sol Hareket Dış İlişkiler Sekreteri Dr. Abdullah Korkmazhan, toplumda ‘baş örtüsü’ krizi olarak bilinen, Disiplin Tüzüğü’nin değiştirilmesiyle eğitimde kaosa neden olan gelişmelere ilişkin açıklamada bulunurken, ‘Hak ve Özgürlükler Platformu’ adı altında topluma yönelik nefret dili ve aşağılayıcı ifadeler kullanan kişilere “Kıbrıs güneyi ve kuzeyi ile doğusu ve batısı ile Baf’tan Karpaz’a bir bütündür ve bizim ülkemizdir. Bu ülkeden gitmesi gerekenler işgalcilerdir!” ifadeleriyle sert bir cevap verdi
Korkmazhan: Zorla başörtüsü taktırdıkları çocukları, zorla sınıflara sokmaya çalışmakta, eğitimi kaosa hapsetmek istemektedirler
Korkmazhan tarafından yapılan yazılı açıklamada, arkalarını Türkiye’deki ‘diktatöre’ yaslayan siyasal islamcıların, çocukları istismar ederek ülkede planlı bir gerilimi tetiklediklerine dikkat çekerek, “Zorla başörtüsü taktırdıkları çocukları, zorla sınıflara sokmaya çalışmakta, laik, bilimsel ve demokratik eğitimi Kaosa hapsetmek istemektedirler” ifadelerini kullandı.
‘Başörtüsü’ üzerinden planlı bir şekilde geliştirilen gerilim politikası ile hedeflenenlerin oldukça açık olduğunu kaydeden Korkmazhan, kolonizasyon politikalarının ileriye taşınmaya ve dini gericiliğin eğitim alanında hakim olmasının sağlanılmak istendiğini belirterek “İşgal altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinde kolonizasyon politikalarını ileriye taşımak, siyasal İslam’a zemin kazandırmak, laik, bilimsel, demokratik eğitimi ortadan kaldırmak, dini gericiliğin eğitim alanında hakîm olmasını sağlamak” dedi.
“Kıbrıs güneyi ve kuzeyi ile doğusu ve batısı ile Baf’tan Karpaz’a bir bütündür ve bizim ülkemizdir. Bu ülkeden gitmesi gerekenler işgalcilerdir!”
Korkmazhan, ‘Hak ve Özgürlükler Platformu’ adı altında, başörtüsü kararına, çocuk istismarına karşı mücadele veren öğretmenleri ve toplumun tüm kesimini hedef alan ve nefret söylemlerinde bulunan kişilere ise “Başörtüsünün sınıflara girmesine, çocukların istismar edilmesine karşı çıkan aileleri, yurttaşları, laik, bilimsel ve demokratik eğitimi korumaya çalışan öğretmenleri tehdit edip, ülkeden kovan provokatörler şunu akıllarına soksunlar. Kıbrıs güneyi ve kuzeyi ile doğusu ve batısı ile Baf’tan Karpaz’a bir bütündür ve bizim ülkemizdir. Bu ülkeden gitmesi gerekenler işgalcilerdir!” ifadeleriyle cevap verdi.
Ülkede gerici dernek ve tarikatların cirit attığına, kuran kurslarıyla birlikte Kıbrıslıtürklerin laik, çağdaş ve demokratik yaşam biçiminin gerici bir yaşam biçimine dönüştürülmeye çalışıldığını kaydeden Korkmazhan, daha öncelerde de örgüt olarak ifade ettikleri ‘solda birlik çağrısını’ şu sözlerle yineledi:
“Her zaman söylediğimizi gibi yapılması gereken tüm ilerici ve demokratik güçlerin, örgütsel ve partisel çıkarlarını bir kenara bırakmaları, asgari bir programda bira araya gelmeleri ve çağdaş, demokratik, federal bir Kıbrıs için toplumsal mücadeleye öncülük yapmalarıdır”
Korkmazhan tarafından yapılan açıklamanın tamamı şu şekilde:
“Arkalarını Türkiye’deki diktatöre yaslayan siyasal İslamcılar ve din tüccarları, çocuklara zorla başörtüsü taktırmakta, çocukları istismar etmekte ve ülkede planlı bir gerilimi tetiklemektedirler. Zorla başörtüsü taktırdıkları çocukları, zorla sınıflara sokmaya çalışmakta, laik, bilimsel ve demokratik eğitimi Kaosa hapsetmek istemektedirler.
“Kıbrıs güneyi ve kuzeyi ile doğusu ve batısı ile Baf’tan Karpaz’a bir bütündür ve bizim ülkemizdir”
Başörtüsü üzerinden planlı bir şekilde geliştirilen bu gerilim politikası ile hedeflenen oldukça açıktır. İşgal altındaki Kıbrıs’ın kuzeyinde kolonizasyon politikalarını ileriye taşımak, siyasal İslam’a zemin kazandırmak, laik, bilimsel, demokratik eğitimi ortadan kaldırmak, dini gericiliğin eğitim alanında hakîm olmasını sağlamak.
Başörtüsünün sınıflara girmesine, çocukların istismar edilmesine karşı çıkan aileleri, yurttaşları, laik, bilimsel ve demokratik eğitimi korumaya çalışan öğretmenleri tehdit edip, ülkeden kovan provokatörler şunu akıllarına soksunlar. Kıbrıs güneyi ve kuzeyi ile doğusu ve batısı ile Baf’tan Karpaz’a bir bütündür ve bizim ülkemizdir. Bu ülkeden gitmesi gerekenler işgalcilerdir!
İşbirlikçi hükümet ve basiretsiz muhalefet anlayışları nedeniyle, ülkede gerici dernek ve tarikatlar cirit atmakta, her köşe başında kuran kursları verilmekte, Kıbrıslıtürklerin laik, çağdaş ve demokratik yaşam biçimi gerici bir yaşam biçimine dönüştürülmeye çalışılmaktadır.
Her zaman söylediğimizi gibi yapılması gereken tüm ilerici ve demokratik güçlerin, örgütsel ve partisel çıkarlarını bir kenara bırakmaları, asgari bir programda bira araya gelmeleri ve çağdaş, demokratik, federal bir Kıbrıs için toplumsal mücadeleye öncülük yapmalarıdır”
