
Adanın kuzeyinde gerçekleşecek olan “Cumhurbaşkanlığı” seçimi öncesinde siyasi iklimi anlamak için adaya gelen bir grup Türk gazeteci, röportaj yapmak için bir araya geldiği atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar‘ın sorulan sorulara verdiği reaksiyonlar sonrasında büyük bir şok yaşadığı ortaya çıktı. Türkiye’de faaliyet gösteren Nefes gazetesi, kendi yazarlarının da tanıklık ettiği üst düzey skandalı okuyucularına “Bu size hiç yakışmadı sayın Tatar” başlığıyla duyurdu
Siyasette iyi “kıvırmakla” övünen Tatar başka bir skandala daha imza attı!
AKP tarafından adanın kuzeyine “Cumhurbaşkanı” olarak atanan Ersin Tatar’ın adı skandallarla anılmaya devam ediyor. Türk basınında çıkan yolsuzluk ve kara para aklama iddialarının yanı sıra, Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde gerçekleştirilen üçlü görüşmelerde tüm diplomatik etik kurallarının dışında kalacak şekilde adanın güneyinde tutuklu bulunan İsrailli Simon Aykut konusunda taleplerde bulunmaya çalıştığı ortaya çıkan Tatar, bu kez de Türk medyasından gazetecilerle yapacağı röportaj esnasında başka bir skandala imza attı.
Yaşanan skandalda, önümüzdeki Ekim ayında gerçekleşmesi beklenen “Cumhurbaşkanlığı” seçimi öncesinde adaya gelerek Ersin Tatar ile röportaj yapmak isteyen bir grup gazetecinin, kendisine yönelttiği sahte diploma skandalı, Türki devletlerin Kıbrıs Cumhuriyeti’nde elçilik açması, eşinin ‘Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesi‘ açılışına katılmaması ve laik eğitim protestolarıyla ilgili sorulara cevap vermekte zorlandığı ve ani bir şekilde “ben yapmayacağım” diyerek röportajı yarıda kestiği ortaya çıktı.
Nefes Gazetesi’nin atanmış Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile ilgili haberi şöyle:
“KKTC’de 19 Ekim’de Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci turu yapılacak. Anketlere göre Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) lideri Tufan Erhürman, AKP’nin desteklediği mevcut Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın 6-8 puan önünde. AKP’nin Tatar’ın performansından memnun olmadığı Ankara’da artık bir sır değil.
Bu kritik süreçte Türkiye’den bir grup gazeteci Lefkoşa’da KKTC siyasetinin önde gelen isimleri ile görüştü. Aralarında NEFES’in de bulunduğu gazeteciler Ersin Tatar ile de röportaj yaptı. Daha doğrusu yapmaya çalıştı.
Anlatalım; Tatar, KKTC’de zaman zaman gündeme gelen diploma tartışmaları ile ilgili daha önce, “Sahte diploma dağıtıldığını söyleyenler hepimize ihanet, bu memlekete de kötülük ediyor.” demişti. Bu nedenle Tatar’a CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun KKTC’den aldığı denkliğin 35 yıl sonra usulsüz ilan edilerek İstanbul Üniversitesi diplomasının iptali soruldu.
Tatar yargıyı işaret ederken, “Ben ne diyeyim şimdi… Türkiye’nin bileceği iş; Denkliği vardır, yoktur.” dedi. Tatar’a bu defa ülkedeki başörtüsü ve laiklik tartışmaları soruldu. Sorudan pek hoşlanmamış olacak ki aynı konudaki ikinci soruya cevap verirken, “Türkçe konuştum ya…” cümlesi ağzından dökülüverdi. Ancak bu sırada “tuhaf bir şey” oldu. Tatar’ın makam odasına başka konuklar da alındı.
Eşi Sibel Tatar’ın Cumhurbaşkanlığı Yerleşkesinin açılışına neden katılmadığı ve bazı Türk devletlerinin Rum tarafına elçi ataması konularının açılması Tatar’ı iyice rahatsız etmiş olacak ki birden ayağa kalkarak “Ben yapamayacağım” dedi ve röportajı yarım bıraktı.
Tatar’ın neden bu kadar gerildiğinin ortaya çıkması uzun sürmedi. Tatar, “Bana İmamoğlu’nun diplomasını soruyorsunuz. İmamoğlu’nun diploması ile benim ne işim var Allah aşkına? Bilerek üstüme geliyorsunuz. Benim de başım ağrıyacak.” dedi. Gazeteciler ikinci şoku Tatar’ın gazetecileri makam odasında bulunan kişilere şikayet etmesi ile yaşadı.
Tatar, “Türk basını gelmiş bana İmamoğlu’nun diplomasını soruyor. Beni neden karıştırıyorsunuz?” derken gazetecilerin İmamoğlu’nun diplomasının iptal edilmesiyle KKTC’den alınan diplomaların daha da şaibeli hale geldiğini ve bu nedenle o sorunun sorulduğunu anlatma imkanları olmadı bile. “Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı var” derler. Gazeteciler Ersin Tatar’ın yanından bir bardak su bile içemeden ayrıldılar”