Dün Türk mali piyasaları, aslında sonucu belli, politika metni ise biraz muğlak olan TCMB’nin olağan PPK toplantısını takip etti.
TCMB beklenildiği üzere politika faizini %19 seviyesinde sabit tutarken, para politikası duruşunu da değiştirmedi.
Karar ardından yayımlanan kısa politika metni, TCMB’nin, “politika faizi, güçlü dezenflasyonist etkiyi muhafaza edecek şekilde, enflasyonun üzerinde bir düzeyde oluşturulmaya devam edilecektir” cümlesi ile göreceli ‘şahin’ duruşunu koruduğunu gösterdi.
Bu hali ile bakıldığında, kararın piyasa beklentilerine paralel hatta bir tık da olsun pozitif karşılandığını, ama önemli bir piyasa hareketi de doğurmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz.
Mesela, her hafta TCMB tarafından açıklanan haftalık para ve banka istatistiklerine göre, 30 Nisan ile biten haftada, toplam DTH, parite ve fiyat etkisinden arındırılarak bakarsak (gerçek kişi 0,2 miyar dolar almış, tüzel kişi ise 0,4 milyar dolar satmış) anlamlı bir değişim kaydetmediğini görüyoruz.
Halen daha yurtiçi yerleşik gerçek kişilerin döviz aşkı bitmemiş! Demek ki, izlenen politika, dolarizasyon sürecini terse çevirmeye yetmiyor!
Her ne kadar dün gözümüz TCMB kararında olsa da, asıl hareketin, Yellen’in iletişim kazasının atlatılması ardından yurtdışı piyasalarda yaşandığını görüyoruz.
Doların piyasa faizi olarak takip edilen, 10 yıllık devlet tahvil getirisinin enflasyondan arındırılmış reel hali (eksi) %1,01 seviyesine gerilemesi ile, adeta tüm piyasalarda ralli yaşandı.
Bültenin devamı için TIKLAYINIZ
