DünyaManşet

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik’ten Doğu Akdeniz açıklaması




AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Doğu Akdeniz meselesine ilişkin, “Diplomasi isteyenlere kapımız sonuna kadar açık. Biz masada olmaya hazırız ama haklarımızı koruyacağız” ifadelerini kullandı.

K Parti Sözcüsü Ömer Çelik, Ankara’nın Keçiören ilçesinde sağlık çalışanlarına yönelik saldırıya ilişkin, “AK Parti olarak yapılan bu saldırıdaki adli süreci takip edeceğiz ve sağlık çalışanlarımıza titizlikle sahip çıkmaya devam edeceği.” dedi.

Çelik, AK Parti Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısı devam ederken, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.

MKYK’nın iç, dış siyasi gelişmeler, sosyal meseleler ve teşkilatlarla ilgili konular konusunda kapsamlı bir değerlendirme yaptığını belirten Ömer Çelik, şehitlere Allah’tan rahmet dileyerek, Gaziler Günü’nün idrak edildiğini hatırlattı.

Gaziler Günü vesileyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve tüm gazileri rahmetle anan Çelik, hayatta olan gazilere de şükranlarını sundu.

“AZERBEYCAN’DA ŞEHİT OLAN KARDEŞİMİZ BİZİM DE ŞEHİDİMİZDİR”

Dün Ermenistan’ın saldırısında bir Azerbaycan askerinin şehit olduğunu belirterek, şehide Allah’tan rahmet dileyen AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları söyledi:

“Buradan bir kere daha Ermenistan’ı uyarıyoruz. Çok fazla analiz yapmaya gerek yok, Yukarı Karabağ’ı hukuksuzca, haksızca işgal eden Ermenistan, burada Tovuz bölgesinde bu saldırılarını gerçekleştiriyor. Türkiye açısından bunlar asla kabul edilemez şeyler. Ermenistan ateşle oynadığını bilsin. Bölgedeki istikrarsızlığın, bölgedeki kargaşa çıkarma faaliyetlerinin odak noktası Ermenistan’dır. Türkiye, kayıtsız, şartsız Azeri kardeşlerinin ve Azerbaycan’ın yanındadır. Azerbaycan’da şehit olan kardeşimiz, bizim de şehidimizdir. Ermenistan’a ateşle oynamaması konusunda buradan bir kere daha uyarılarımızı iletiyoruz.”

“SAĞLIK ÇALIŞANLARIMIZA YAPILAN SALDIRIYI KINIYORUZ”

Çelik, dün son derece üzücü bir tablo ile karşılaştıklarını ifade ederek, “Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık çalışanlarımıza yapılan saldırıyı kınıyoruz. Doğrusunu söylemek gerekirse artık bu izah edilmesi son derece güç bir durum haline gelmiştir. Bütün dünyaya örnek olacak bir fedakarlık ve bir vatanseverlik içerisinde çalışan sağlık çalışanlarımıza gözbebeğimiz gibi davranmamız gerekirken, bu barbarlıkların, bu vandallıkların hiçbir şeyle izah edilmesi mümkün değildir.” değerlendirmesinde bulundu.

İnsanların acılarının, üzüntülerinin olabileceğini, ancak sağlık çalışanlarının bu acıları dindirmek ve üzüntülerin ortaya çıkmaması için gayret gösterdiklerinin unutulmaması gerektiğini vurgulayan Ömer Çelik, “Dünyanın her yerinde görüyoruz bizimki kadar adanmış, vatanseverce çalışan bir sağlık teşkilatı dünyada emsali yok ve bu kesintisiz bir mücadele. Tedbirlere uyulmayan noktada onların yükü artıyor ama onlar çalışmalarından zerre kadar geri adım atmıyorlar.” diye konuştu.

Pek çok sağlık çalışanının aylarca ailesini görmeden risk altında yaşadığını, izole bir hayat sürdüğünü ve halen de bu yönde çaba gösterdiğini belirten Çelik, şöyle devam etti:

“Onların hepsine sevgi, saygı ve muhabbetle gözbebeğimiz gibi bakmamız gerekiyor, sevgimizi ve saygımızı, moral desteğimizi esirgemememiz gerekiyor. Bunun yerine birilerinin çıkıp da bu saldırıları gerçekleştirmesi hem onların bu fedakarlıklarına karşı büyük bir haksızlık ve barbarlık anlamına geliyor hem de medeni bir toplum hayatına yakışmıyor. Dolayısıyla bir kere daha bütün sağlık çalışanlarımıza selamlarımızı, saygılarımızı, sevgilerimizi gönderiyoruz. Bu konuda da AK Parti olarak da yapılan bu saldırıdaki adli süreci takip edeceğiz ve sağlık çalışanlarımıza titizlikle sahip çıkmaya devam edeceğiz.”

AK Parti Sözcüsü Çelik, Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, MKYK toplantısının başlangıcında kapsamlı bir konuşma yaptığını ve Birleşmiş Milletlerde yaptığı konuşmayı da toplantıya ara vererek izlediklerini söyledi.

KONGRE SÜRECİ

Erdoğan’ın teşkilatlarla ilgili de bir değerlendirme yaptığını belirten Çelik, “İlçe kongrelerimiz devam ediyor. İlçe kongrelerimizdeki coşkudan, katılımdan ve tecrübe ile değişimi bir arada götürme kapasitesinden memnuniyetlerini ifade ettiler. Ayrıca teşkilatlarımızın pek çoğu çok güçlü bir şekilde yeni üye kaydetme seferberliğinde büyük başarılara imza attılar.” şeklinde konuştu.

AK Parti’nin üye sayısının kendisinden sonra gelen partinin oy sayısından daha fazla olduğunu söyleyen Çelik, konuşmasına şöyle devam etti:

“AK Parti’nin üye sistemi, bu üyelerin çeşitliliği, her toplumsal kesimden, her yaştan, cinsiyetten üyelere sahip olması AK Parti’nin kitle partisi olma özelliğini de pekiştiren bir şey. Bu sürecin daha güçlü bir şekilde devam etmesi konusunda Genel Başkanımız memnuniyetlerini ifade ettiler. İlçe kongrelerimiz bütün gücüyle sürüyor ekimden itibaren bazı illerde il kongrelerimizi gerçekleştireceğiz. Bunların özü ve stratejisi tecrübeyi, birikimi, derinliği koruyarak yeni kollara, yeni açılımlara uzanabilmektir, dolayısıyla kökler ve dallar arasında doğru bağlantıları kurabilmektir. Teşkilat Başkanlığımız bu bilinçle Genel Başkanımızın talimatları doğrultusunda çalışmalarını sürdürüyor.”

YÜZ YÜZE EĞİTİM

Yüz yüze eğitimin kademeli olarak başladığını anımsatan Ömer Çelik, öğrenci, öğretmen ve velilere sağlıklı ve başarılı bir dönem diledi.

Eğitimle ilgili hem Sağlık Bakanlığının hem de Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli denetim mekanizmaları kurduklarını söyleyen Çelik, 3 bin 800 denetmenin okullarda Kovid-19 ile ilgili tedbirlere uyulup uyulmadığını denetleyeceğini ifade etti.

AK Parti Sözcüsü Çelik, şunları söyledi:

“Milli Eğitim Bakanlığımızla Sağlık Bakanlığımız arasında kurulan sistem sayesinde okulla irtibatı olan her bir kişinin HES kayıtları takip edilecek ve risk durumlarında anında müdahale etme imkanı söz konusu olacak. Tabii 3 hafta süresince bakanlığımız salgının seyrine göre durumu değerlendirecek. Bu dinamik bir süreç, bugünden sonra ‘2 hafta sonra ne olur, 4 hafta sonra ne olur’ bunu kestirmek çok güç ama süreç dinamik olduğu için bu değerlendirmeler sağlıklı bir şekilde Bilim Kurulunun tavsiyeleri de alınarak, verilere bakılarak yapılacak.”

DİYARBAKIR ANNELERİ

Diyarbakır annelerinin vicdan nöbetinin 3 Eylül’de birinci yılını doldurduğunu hatırlatan Çelik, pek çok annenin emekleriyle büyüttükleri gözbebeklerini dağa kaçıran teröristlere karşı cesur ve vicdani bir eylem ortaya koyarak, çocuklarına sahip çıkmak için bu nöbeti sürdürdüklerini söyledi.

“Diyarbakır annelerinin ellerinden öpüyoruz, her zaman yanlarında olduğumuzu bilmelerini istiyoruz.” ifadesini kullanan Ömer Çelik, en büyük arzularının annelerin evlatlarına kavuşmaları olduğunu belirtti.

Çelik, “Türkiye’de bu vicdan nöbeti ortaya çıkarken, Türkiye’deki en küçük bir olumsuzluğu bile günlerce manşet yapan bazı uluslararası medya kuruluşlarının, bu vicdan nöbetini neredeyse hiç görmemesi halen devam etmektedir, bunun altını çiziyoruz. Maalesef kendi ülkelerindeki teröristlere karşı en yüksek hassasiyeti gösterenler, o terör tehlikesinin bin katını, 100 bin katını yaşayan Türkiye’de ise teröristlere müsamaha etmek konusunda sapkın bir hoşgörü içerisinde olmaya devam ediyorlar.” dedi.

Çelik açıklamalarından diğer satır başları;

“BM’Yİ ŞİDDETLE KINIYORUZ”

BM Çocuklar ve Silahlı Çatışma Özel Temsilcisi Virgina Gamba, terör örgütü PYD/PKK’nın kamuflajı olan SDG örgütünün yöneticileriyle video konferans yoluyla görüştü. Bu bir teröre destek verme girişimidir, bunu bir BM yetkilisi gerçekleştirmiştir. Şiddetle kınıyoruz.

“TÜRKİYE ÖN KOŞULSUZ MÜZAKEREDEN YANADIR”

Doğu Akdeniz’deki görüşmeler devam ediyor. Burada şunu söylemek isteriz ki Türkiye bir diplomasi devletidir. Hakkaniyet ve hukuk temelinde yürümek için Türkiye’den daha iyi bir muhatap yoktur. Türkiye defalarca hem Miçotakis hem de Çipras döneminde görüşme çağrısı yaptı. Karşı taraf diplomatik görüşmelere yanıt vermedi.

Biz çatışma arayan devlet değiliz müzakere, diplomasi devletiyiz. Bölge barışından kendimizi sorumlu hisseden köklü bir devletiz, bu sorumluluk içerisinde hareket ediyoruz.

Ne zaman müzakere girişimi olsa, mesela Almanya’nın aracı olduğunda yaşandığı gibi Yunanistan hep başka devletlerle korsan anlaşmalar yaptı.

Türkiye büyük bir devlet aklıyla bölgesel barış ve refah amacıyla bu süreci yürüttü. Diplomasi isteyenlere kapımız sonuna kadar açık.

Biz masada olmaya hazırız ama haklarımızı koruyacağız. Birileri getirip maksimalist taleplerini masaya koyup ‘kendi hak ve menfaatlerinizden vazgeçin’ derse orada müzakere olmaz. Türkiye burada koşulsuz bir müzakereden yana.

“DOĞU AKDENİZ’DE İSTİKRAR VE BARIŞ İSTİYORUZ”

Doğu Akdeniz’de barış ve istikrar istiyoruz. Kıyıdaş ülkelerle müzakereye her zaman hazırız.

ABD’den beklediğimiz tarafsızlık pozisyonuna geri dönmesidir.

Müttefiklerimizden sağduyulu adımlar bekliyoruz.

Fransa burada özel çıkarla hareket etmeyi bırakmalı.Sevilla Anlaşması diye bir şey yok, tamamen Yunanistan’ın fantazisinden ibaret.









Başa dön tuşu