Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) Başkanı Cafer Gürcafer, ihalelerin Kıbrıs’ın kuzeyinde açılmasına ilişkin kendisinin ve Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay’ın Ankara’ya bir ziyaret gerçekleştirdiğini aktardı
Canaltay Ankara’ya ziyaret gerçekleştirdi
Gürcafer, “Sayın bakanla Ankara’da iken telefon ile görüştük, beni gelişmelerden haberdar etti. Göstermiş olduğu çaba için Sayın Bakana ayrıca teşekkürler ederim. Sayın Bakanın zaten gidiş amacı da buydu. Çok çaba sarf etti, ısrarcı oldu. Belli ki hem bizim hem sayın bakanın hem de sayın başbakanın girişimleri ile taşlar yerinden oynadı” diye konuştu.
Cafer Gürcafer, Başbakan Ersan Saner ile Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay’ın konuya ilişkin girişimleri neticesinde bir değişiklik beklentisinde olduklarını kaydetti.
KTİMB Başkanı Gürcafer, “Yani bütün köy yollarının ihalesi oradan yapılacak değil. Bu konuda da teknik bir çalışma yapılacak. T.C. Bayındırlık Bakanlığı ve KKTC Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığından (belki biz de bunun içerisine gireriz) teknik bir heyet süratli bir çalışmaya başlıyor. Sayın Bakan Resmiye Canaltay ile bugün bir görüşmem olacak, Sayın Başbakan ile de dün telefoniyen görüştüm. Bir şeyler olacak” dedi.
Gürcafer, Genç TV’de, Nazar Erişkin’in sunduğu ‘Bugüne Dair’ programına konuk olarak Ankara temaslarını değerlendirdi.
“İş yapılır, mevzuata sonra uydurulur”
Siyasetçilerin ihalelerin KKTC’de çıkması gerektiğini sürekli dile getirdiğini, zaman zaman bazı siyasetçilerin ise bunu hükümet programlarına yazdırdığını kaydeden Gürcafer, “ama ötesine gitmedi. Bu hususta bir teknik çalışma, bir teknik girişim veya diplomatik girişim yapılmadı” dedi.
Cafer Gürcafer, şunları söyledi:
“Yalnızca bizim karşı duruşlarımızla zaman zaman duraksadı veya farklı yöne gitti ama bu hiçbir zaman doğru bir netice getirmedi.
Bir diğer değişle hep buzun üzerine yazıldı ve eridi gitti. Bu sefer de kabul etmek gerekir ki Türkiye’de başkanlık sistemine geçildikten sonra yürütme farklılaştı. Eskiden Kıbrıs’tan sorumlu bir devlet bakanlığı vardı, bir kurumsal yapı vardı. Buradaki yardım heyetinin çok daha farklı bir yapısı vardı. Şimdi başkanlık sistemi var ve her şey bir merkezden yönetiliyor, eski hiyerarşik yapı bozulmuştur.
Buna paralel şu oluyor. Örneğin; Sayın Cumhurbaşkanı veya Sayın Cumhurbaşkanı Yardımcısı, ‘KKTC’deki Lefkoşa Çevre Yolu 20 temmuza kadar bitirilsin’ der ve bu iş yapılır, oradaki sistem budur. İş yapılır, mevzuata sonra uydurulur”
Gürcafer, Türkiye’den buradaki yarım kalmış yolların bitirilmesini istemenin yanlış olmadığını ancak, hükümetin ‘pandemiden dolayı yerle bir olmuş bir ekonomim var. Bir inşaat sektörüm var. Dolayısıyla her fırsatı değerlendirelim’ çerçevesinden de çıkmaması gerektiğini kaydetti.
Gürcafer, “Bizim pandemi döneminde söylediğimiz; ‘pandemi dönemini bütçelendirelim ve planlayalım’ dediğimiz olay da bunlardı” dedi.
“İhtiyaç duyulan o siyasi dokunuş olmadı”
Ekonomik Örgütler Platformu’nun (EÖP) geçtiğimiz aylarda Ankara’ya yaptığı ziyarete de işaret eden Cafer Gürcafer, kurulan ilişkinin siyasetçilerimiz tarafından daha ileriye taşınması gerektiğini ancak bunun yapılmadığını söyledi.
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şöyle konuştu:
“İhalelerin neden burada çıkması gerektiğini, hatta şehir efsanesi olmuş ‘Kıbrıs Türk Müteahhidi pahalıdır, Türkiye müteahhidi ucuzdur’ söyleminin doğru olmadığını anlattık. Rakamları ortaya koyduk, nerde, ne farklılıklar olduğunu anlattık ve ikna ettik ama bizim ikna etmemiz yeterli değildir.
Burada bir şanssızlık da oldu. Her zamanki bize zarar veren hastalık; bakan değişmesi, hükümet değişmesi. Yine bunlar yaşandı. Sayın Ünal Üstel, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı idi. Ama geldiği günden beri oradan bir an önce ayrılıp da kendi mesleği ile ilgili olan bir bakanlığa gitmeyi düşünüyordu.
Dolayısıyla çok fazla ilgilenmedi, ilgi göstermedi. Arkasından yeni bir bakan geldi ve o aradaki boşluğa da takıldı. Dolayısıyla bizim başlatmış olduğumuz o çalışmanın devamı, ihtiyaç duyulan o siyasi dokunuş olmadı.”
“Önceliğimiz Kurultay mıdır?”
Siyasetin önceliğinin hiçbir zaman toplumu ayağa kaldırmak olmadığını ifade eden Cafer Gürcafer, “Bir süreç yaşıyoruz. Önceliğimiz nedir? Bu yerle bir olmuş, açlıkla karşı karşıya olan toplumu ayağa kaldırmak mıdır? Kurultay mıdır? Yoksa kimlerin bakan olacağı mıdır?” diye sordu.
Gürcafer, “Bence bu çok daha öncesinden, bütün siyasiler sektörünün önceliği olmalıydı. Saner hükümetinden önce bir hükümet vardı. Sayın Tatar’ın hükümeti. Ondan önce başka bir hükümet vardı. Yani bu her zaman böyleydi.
Biz, ‘Ankara’da açılacak olan ihalelerin tümünü Kıbrıs’ta açalım, bunu modelleyelim, Kıbrıs Türk müteahhidi ile Türkiye müteahhidinin iş birliği yapacağı bir model geliştirelim’ dedik” şeklinde konuştu.
“Türkiye Müteahhitler Birliği ile imzalanan protokol hiç sayıldı”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, Türkiye Müteahhitler Birliği (TMB) ile Kıbrıs Türk İnşaat Müteahhitleri Birliği (KTİMB) arasında imzalanan protokole de dikkat çekti.
TMB ile KTİMB arasında, bir protokol imzalanarak, bu protokolle, Türkiye müteahhidi ile Kıbrıs Türk müteahhidinin nasıl iş birliği yapacağı, kaç paralık ihalelerin Ankara’da, kaç paranın altındaki işlerin Lefkoşa’da açılacağı, hangilerine birlikte girileceği, hangilerine Kıbrıslı Türk müteahhidin gireceğinin belirlendiğini söyledi.
Bu protokolün hem T.C. Büyükelçiliği’ne hem de dönemin KKTC hükümetine de verildiğini kaydeden Gürcafer, “Nerede bu protokol? Bu emekler neden çöpe atılıyor?” diye sordu.
Cafer Gürcafer, şöyle dedi: “TMB bugün yurtdışında yalnızca yılda 30 milyar doların üzerinde iş yapan bir STÖ’dür. KTİMB de ekonominin neredeyse yüzde 20-30’unu temsil eden bir STÖ’dür.
Bu kadar önemli 2 STÖ, protokol imzalıyor, bu protokole ülkenin Maliye Bakanı ve İçişleri Bakanı da şahitlik ediliyor ve bu protokol hiç sayılıyor. Her iktidarda yapılan tüm çalışmaları çöpe atıp yeniden mi yapacağız? Biz Süpermen değiliz ki!
“Türkiye de çok yapıcı”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, ihalelerin KKTC’de açılması hususunda geri adım atmayacaklarını ancak Türkiye’nin ‘Yapalım, düzeltelim ve bundan sonrasını düzgün bir zamine oturtalım, bunu bir protokole bağlayalım’ noktasında olduğunu ve buna fırsat vermek istediklerini ifade etti.
Gürcafer, şözlerine şöyle devam etti:
“Yarın sokağa dökülüyoruz da gidin, ne isterseniz yapın noktasında değiliz. Madem taşlar yerinden oynadı Türkiye de çok yapıcı. ‘Yapalım, düzeltelim ve bundan sonrasını düzgün bir zemine oturtalım, bunu bir protokole bağlayalım’ noktasındadır, biz buna fırsat vermek istiyoruz.
Ancak bunların bir protokole girmesi lazımdır. Protokoller meclisten geçer ve yasallaşır. Zaten protokole girmediği için bu kadar zaman varılmış olan uzlaşılar siyasilerle birlikte çöpe gitti. Ertuğrul Apakan bir dönemin büyükelçisi ve bir dönemin dışişleri bakanlığı müsteşarı… ihalelerin Kıbrıs’tan çıkması hususunda en büyük çabayı ortaya koyan bürokrat, diplomattı. Biz ona çok şey borçluyuz, onun gitmesi ile unutuldu. Çünkü bir protokole bağlanmadı.
Dolayısıyla bunu yapmak lazımdır. Bunun girişimini çok süratli bir şekilde, zamana yaymadan yapmamız lazım. Aksi olursa dün söylediğimiz noktadayız. Kimse bizim kaderimize boyun eğmemizi beklemesin.”
“200 km civarında iş tam neticelenmiş değildir”
KTİMB Başkanı Cafer Gürcafer, şu anda 320 km yolun tümünün ihalesinin neticelenmediğini belirterek, henüz 100 küsur km’lik için bir sözleşme yapıldığını kaydetti.
Gürcafer, “200 km civarında iş tam neticelenmiş değildir. Bunun bir kısmının birlikte yapılması, bir kısmının buradan ihale edilmesi mümkün ama zaman kaybedilmemelidir ve bundan sonra bu ilişkinin devam etmesi var” dedi.
Büyükşehir Hastane ihalesi konusunda da açıklamalarda bulunan Gürcafer, şunları söyledi:
“Bir de Kıbrıs Türk müteahhidinin dört gözle beklediği Büyükşehir Hastane ihalesi var. Ben Ankara’da iken Başbakan Yardımcımız Sayın Arıklı, bir TV programında, ihaleyi biz iptal ettirdik diye bizi eleştirmiş.
Yahu siyasetçi olan sizsiniz. Mevzuatın doğru düzgün olmamasını engelleyecek olan siz iken biz ayağa kalkıyoruz, biz; ‘tüzükte yanlışlık var, haksız rekabet var, devletin parasına yazık olacak’ diyoruz.
Halen daha o tüzük değişmedi. Şu anda Kıbrıs Türk müteahhidi bu tür işleri de gözetliyor. Örneğin, Lefkoşa Büyükşehir Hastanesi’nin bir parçası olmak istiyor. Dolayısıyla bu ortaklığın, iş birliğinin nasıl olacağı ile ilgili teknik çalışmalar, yasal mevzuat şimdiden masaya yatırılmalı ve neticelendirilmelidir.
Bu olumsuzluğu yaşadık, bu olumsuzluktan olumlu bir netice çıkarırız diye düşünüyorum.”