Kıbrıs Eğitim Araştırmaları Birliği Başkanı, eğitim bilimci Salih Sarpten, Covid-19 salgını nedeniyle bir neslin kaybedildiğini vurguladı, dezavantajlı çocukların bu dönemde ihmal edildiğini ve istismara uğradığını söyledi
Sarpten: Fırsatı kullanamadık
Özgür Gazete’den Mustafa Baflı’ya konuşan Sarpten, eğitimle ilgili çarpıcı ifadeler kullandı. Eğitimde matah bir sistemin zaten olmadığının altını çizen Sarpten, “Covid-19 salgını eğitimde bir şeyleri düzeltmek için fırsattı. Bu fırsatı kullanamadık” dedi.
“İki yıl geriye gittik”
Değişim ve dönüşüm fırsatının kaçırıldığını yineleyen Sarpten, kötü eğitim sisteminin iki yıl daha geriye gittiğini söyledi. Sarpten, “Bugün çocuklarımızın sahip olduğu beceri ve yetenekler, çocuklarımızın iki yıl önce sahip olduğu beceri ve yeteneklerdir. Evet, bir nesli kaybettik” dedi.
“üç derin yara açıldı”
Üç derin yara açıldığını ifade eden Sarpten, bunlardan birincisinin eğitim altyapısı olduğunu belirtti, “Bakanlık merkez örgütünün cılkı çıktı. Nereye okul yapılıp yapılamayacağı bilinmiyor” dedi.
Sarpten, eğitim altyapısının kaybedilmesinin gerekçesi olarak, uyumsuz bürokrasi ve eğitimden anlamayan bakanların olduğuna işaret etti. İkinci yarayı eğitim kalitesinin kaybedilmesi olarak açıklayan Sarpten, “Yapılan her şey kalitesiz” ifadesini kullandı. Üçüncü yaranın ise fırsat eşitliği olduğunu söyleyen Sarpten, fırsat eşitliğinin derinleştiğini kaydetti.
“Dezavantajlı çocuklar, tacize uğruyor”
Dezavantajlı çocukların tacize uğradığını belirten Sarpten, dezavantajlı çocuklar için okulların bir kaçış olduğunu söyledi.
Sarpten, “Tacizden kastettiğim ihmal ve istismar. Ev işi yaptırıyorlar, aile bütçesine katkı sağlamaları için çalıştırılıyorlar. Bilinçsiz anne ve babalar, çocuklara kaba davranışlarda bulunuyor. Kalabalık ailedirler sağlıklı beslenemiyorlar. Listeyi uzatmak mümkün” dedi.
“Eğitimi dert olarak görmüyorlar”
Mevcut yöneticilerin eğitimi dert olarak görmediğini dile getiren Sarpten, eğitimde değişiklik yapılabilmesi için ‘niyet’in önemli olduğunu söyledi.
“Kolej sınav sistemi değişebilir mi?” sorusunu cevaplayan Sarpten, eğitimde her şeyin değiştirilebileceğini söyledi. Kolej sınavının yerine yönlendirme mekanizması getirilebileceğini belirten
Sarpten, ortaya koyduğu tanımı şu ifadelerle açıkladı:
Çocuk, ilkokul birinci sınıftan itibaren ilgi, istek ve becerilerine göre yönlendirilmeli. Kaliteli ortaokullar yapılmalı. Böylece kolejin tercih edilebilirliği aşağıya düşecek veya kolej programı artırılacak.
Sarpten, Kıbrıs’ın kuzeyinde çağ nüfusunun yüzde 30’unun meslek lisesinde, yüzde 70’inin ise akademik liselerde öğrenim gördüğünü, dünyada ise bunun tam tersi olduğunu belirtti.
“Vizyon yok”
Eğitim alanında bir vizyon olmadığını dile getiren Sarpten, “Tek dert idare etmektir” dedi. Eğitim yönetiminde sorun olduğunu söyleyen Sarpten, gailenin eğitim olmadığını, siyaset olduğunu belirtti.
“Başarısız öğrencilerin meslek lisesine gittiği algısı var”
Toplum içinde, başarısız öğrencilerin meslek lisesine gittiği algısı olduğunu ifade eden Sarpten mesleki teknik öğretime yatırım yapılmadığını da vurgulayan Sarpten, “Aileler, çocuklarını yükseköğretime göndermek istiyor. Eğer meslek okullarına yatırım yapılsa bu algı kırılacak” dedi.
“Vaka sayıları düşükse, yüz yüze eğitim başlar”
Yeni eğitim yılı için değerlendirmelerde bulunan eğitim bilimci Sarpten, “Vaka sayıları düşükse yüz yüze eğitim başlar” dedi. Vaka sayılarının artması durumunda yine uzaktan eğitimin tercih edileceğini belirten Sarpten, uzaktan eğitim modeli için henüz bir sistem oluşturulamadığını kaydetti, “Taş taş üstüne koymadık” dedi.
İnsanlarda tükenmişlik olduğunu ifade eden Sarpten, altyapının düzelmesini düzeltilmesini beklemeye daha fazla tahammül edilemeyeceğini söyledi.
“Üniversiteler, YÖK’ün kararlarına uymak zorunda kalacak”
Sarpten, Kıbrıs’ın kuzeyindeki üniversitelerin Yükseköğretim Kurulu’nun (YÖK) kararlarına uymak zorunda kalacağının altını çizerek, “YÖK, yüz yüze eğitim derse, eğitim, yüz yüze olacak. Uzaktan eğitim derse, eğitim, uzaktan olacak” dedi.
Geçen dönem, Kıbrıs’ın kuzeyindeki üniversitelerin toplantı yaptığını ve yüz yüze eğitim kararı aldığını hatırlatan Sarpten, o dönem YÖK’ün uzaktan eğitimi tercih ettiğini ve öğrencilerin de adaya gelmediğini söyledi.