Geride bıraktığımız hafta Çarşamba günü sonuçlanan olağan FED FOMC toplantısında 2023 yılı faiz projeksiyonlarında yapılan yukarı yönlü revizyon ve devamında Cuma günü St. Louis Başkanı Bullard’ın tahvil alım programında azaltıma gidilmesinin tartışılmaya başlandığı yönünde açıklaması, küresel finansal piyasalarda parti havasını bozmuş, yakıtı adeta kulaklardan fışkıran bol para ve yok denecek kadar düşük faiz oranlarından alan piyasalar, beklenen ama zamanı biraz erken olan bu söylem değişikliği ile karamsar bir moda bürünmüştü.
Akabinde olanları zaten bültenimizde günlerdir işliyoruz. Gümüş ve altın gibi bu sene pek de beklenilen performansı sergileyemeyen kıymetli madenler, çok sert bir satış baskısına maruz kalırken, risk iştahının göstergesi konumunda olan hisse senetleri satışlara sahne oldu. Beraberinde ise, bu pozisyonları almak için satılan doların geri alınması ile, DXY (doların piyasa sepet kuru) son 2 ayın tepesine yükselmişti.
Hava elbette sert bir şekilde bozarken, FED yetkilileri de bunu görmezden gelemedi. Bir kere peşinen söylemeliyim mi, FED’in politika duruşunu sıkılaştırma sinyaline rağmen bunu ne zaman yapacağı veya sürecin nasıl bir şekil alacağı henüz net değil; ayrıca da yarının konusu hiç değil!
FED, geçen hafta tabir caizse piyasaların havasını yoklamak isterken, bunu da, uzun vadeli faizleri çok da yükseltmeden mevcutta uyguladığı ultra-gevşek para politikasından çıkarak yapmak istiyor. Takdir edersiniz ki, piyasa reaksiyonu da çok sert olunca, süreci yöentmek de pek kolay olmuyor.