Çavuşoğlu: Altyapımız yeterli olamayabilir ama zorluyoruz
Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Nazım Çavuşoğlu, katıldığı bir programda “Altyapımız ne kadar mükemmel olsa bile hiçbir eğitim örgün eğitimin, yüz yüze eğitimin yerini tutamaz” dedi
“İsterseniz bilgisayar laboratuvarlarınız olsun, evlerde imkanlar olsun, internetin hızı çok iyi olsun, eğer öğretmenle öğrenci yüz yüze bakmazsa, o sevgi ve saygı, disiplin, sıcaklık, göz teması olmazsa, bu eğitim olmaz” diye konuşan Çavuşoğlu “Tüm öğretmenlerimiz ve öğrencilerimiz eğitimi çok özledi. Bizler ders zillerini ve o cıvıltıyı özledik. Bu anlamda bildiğiniz üzere 10 Mart 2020 tarihinde halkımızın ve çocuklarımızın sağlığını koruyabilmek adına eğitime ara vermiştik ve daha sonra online eğitim düzeneği kurarak öğrencilerimize katkı yapmaya çalışmıştık” diye konuşan Çavuşoğlu, şunları söyledi:
“Sağlığı riske atmamak adına”
“Gelinen aşamada 10 Mart’tan itibaren yaşanan kayıpları da dikkate alarak yaptığımız takvimlemeyle 1 Eylül’de okulları açıp ders kayıplarını gidermeyi murad etmiştik. Bu aşamada 3 model üzerinde çalışmıştık aslında. Birincisi yüz yüze eğitim ile tüm kayıpların kapatılması, ikincisi seyreltilmiş dönüşümlü eğitim ve online olarak ödevlerle desteklenerek eğitim yapılması, bir de dünyada yine ciddi bir salgın oluşursa insanların sağlığını riske atmamak adına bir kapanma durumu olacaksa online bir eğitim”
“Yüz yüze eğitimin yeri doldurulamaz”
“Burada en sağlıklı ve faydalı eğitim modeli yüz yüze tamamen örgün anlamda yapılan eğitimdir. Çünkü ülkenin şartları altyapıyı olarak online eğitim ya da uzaktan eğitim noktasında mükemmel değildir veya her öğrencinin fiziksel imkanları mükemmel değildir. Altyapımız mükemmel olsa bile hiçbir eğitim örgün eğitimin, yüz yüze eğitimin yerini tutamaz. Öğretim de bire bir olmazsa, sınıf ortamında olmazsa, etkileşim olmazsa, yine olmaz. Şöyle ki ilkokul 1’lerimiz, ana sınıfımız var onlara online olarak okuma yazma öğretemeyiz. Öğretebilsek bile çok uzun bir zaman ister. Dolayısıyla ilkokul 3, 4, 5’ten itibaren diğerlerinin online imkanı olmakla birlikte, en iyi online eğitimi yaparım diyen özel okul veya ülke bile örgün eğitimin yerini hiçbir şeyin tutmayacağını söylüyor”
“Özel okullardan geri düşmedik”
“Ülkemizde geçen yıl bakanlık olarak dışarıdaki eleştirileri saklı tutuyorum onlardan faydalanmak için ama dünyada online eğitim ile ilgili çok ciddi hazırlığı olan ülkeler bile bu süreçte murad ettikleri sonucu alamadılar.
Ülkemizde ise online eğitim ile ilgili çok hazırım diyenler, bizim Milli Eğitim Bakanlığı gibi hiç hazır olamayanları bir araya getirdiğimiz de ve geçtiğimiz yılın kapandığından itibaren ki süreci takip ettiğimizde Milli Eğitim Bakanlığı takdire şayana bir performans yapmıştır ve yüzlerce öğretmenimiz girdikleri bu gönüllülük yarışında öğrencilere erişebilmek adına bakanlığın serverleri üzerinden çok ciddi bir video çekimi, canlı bağlantı, ders yüklemesi gibi çok ciddi katkılar yaptılar ve hiç bir özel okuldan geri düşmedik bu aşamada onları motive eden bizdik”
“Türkiye’de 10 yıldır var”
“BRT’de uzaktan eğitim yaptık, diğer taraftan online eğitim noktasında çok büyük gayretler gösterdik ve serverlerimizde 43 bin ziyaretçiye ulaşan bir performans gerçekleştirdik. Ne zaman ki online eğitim fırsat eşitliği yaratmıyor gerekçesiyle sınıf geçme noktasında sorumlu olmayacaklarını söylemek durumunda kaldık bu sefer öğrencilerin ilgisi düştü. Ama 20 bine yakın öğrenci ana serverlerimizde ders takip etti. Türkiye’de 10 yıldır online eğitime hazırlık yapıyordu onlar bile çok büyük sıkıntılar yaşadılar. Kendimizi online eğitimi mükemmel yaptım diyenlerle karşılaştırdığımızda hiçbir eksiğimiz yok”
Yine başlıyoruz
“Şimdi yine başlıyoruz. Bakanlık olarak geçen defa idari tatil ve maaş kesintisi olan bir bir dönemde gönülülükle yapıyorduk. Bu dönemde ise idari tatil yok 14’üne kadar online eğitim var biz binlerce öğretmenle çalışacağız ve gayet iyi de yürüteceğiz.
Burada üzüntümüz şudur. Her öğrencinin dijital alet edevatı yoktur, bir de ülkenin internet altyapısı bize gerektiği kadar performans yaptırmıyor. Yoksa Milli Eğitim Bakanlığı bu işi kurtaramıyor gibi bir yaklaşım asla doğru değildir”
Karanlıktan aydınlığa
“Biz bu ülkenin öncüleri olarak bu pandemi döneminde karanlık günlerden aydınlığa çıkmak adına umut oldu yine öğretmenler. Ne yaptı maskesini yaptı, yüz siperini yaptı, online dersini yaptı, dezenfektan yaptı, kolonya yaptı. Mesele kolonya veya maske yapmak değildi. Herkes evde saklanırken öğretmenin topluma umut olmak için atölyelere gidip maske dikmesi, laboratuvarlara gidip kolonya üretmesiydi. Dolayısıyla bu ayrıntıyı yakalayamadılar”
Öğretmen elini taşın altına koydu
“Öğretmen maaşlarının kesildiği, herkesin evde kaldığı dönemde benim bir misyonum var bilinciyle hareket ederek ellerini taşın altına koyup bu topluma umut oldular, kendi canlarını da riske atarak ortaya çıkıp topluma ışık oldu ve gerektiğinde öncülük yapabileceğini gösterdi.
Biz bunu geçen dönem gösterdik şimdi 1 Eylül’de okullarımızı açmak için palanlarımızı yaptık ancak süreç 1 Eylül’e yaklaştığı zaman pozitif vakaların sayısında bir artış gözlemlendi. Sağlık Bakanlığı da doğal olarak bu konunun yürüttükleri görevi ve halkın yaşam hakkını riske etmemesi açısından yaptıkları değerlendirmelere binaen bizlere okulların bir süre daha ertelenmesini ve yapılacak olan random testler ile yerel halkta bulaş oranının görmesini ve Türkiye’den gelecek olanlara uygulanacak olan QR kodlu tahliller güvenlik duvarının arttırılması ve bunun buralara nasıl yansıdığının görülmesine binaen okulların açılmasını daha uygun gördü”
“Altyapımız yeterli olmayabilir”
“Evet altyapımız yeterli olamayabilir, fırsat eşitliği olmadığı doğru biz bunlarla da ilgili sistemi zorluyoruz. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı’mızdan internet altyapısının güçlendirilmesi için çalışma yapmasını defalarca söyledim, onlar da bana çözeceklerini söylediler ama geldiğimiz durumda henüz daha bir gelişme yaşanmadı”
Server altyapımız var
“Bakanlığımız açısından mevcut iç kapasitemiz yeterli bir server alt yapısına sahip. Geçen yıldan itibaren çok büyük bir server altyapısı için ihaleye çıktık. İhale bitti ama biliyorsunuz teslimatlar çok geç yapıldığından dolayı ulaşımlarda sorun yaşanıyor ama Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı bu ülkenin en güçlü ana serverlerine sahiptir ve şu anda ihtiyacımızı karşılayabilecek durumdayız. Yeterli olmayan maalesef ülkenin interneti”
2010’dan bu yana bir tuğla konulmadı
“Maalesef 2010 da attığımız adımın üzerine 2020’ye geldiğimizde bir tuğla koymadık. Bu döneme geldiğimizde tüm okullara fiber hat çekilmesi için ihalelere çıktık ve şu anda orta eğitimde 38 okulumuza fiber hat çektik ama maalesef telefon dairesinin yapısından dolayı 7 okulumuzda kablolar okula gitmiş olmasına rağmen hatlar bağlanmamıştır. Bizim projemizi 2019-2020 öğretim yılında orta eğitim okullarına fiber hatları tamamlamak bu yıl içerisinde de ilköğretimi tamamlamaktı. Biz bu vizyonu pandemi gelmeden oluşturduk. Biz okullarımızın bu ihtiyaçlarını 2010 yılında gördük ancak 2010’da başlattığımız projeye hiç bir allahın kulu alıp bir tuğla koymadı. 2010 da koyduğumuz vizyonda tamamlanmadı, 2020 de geldiğimizde de kimse bir şey yapmadı”
Benzeşmekten sıkıldım
“Burada kendimi dışarıda tutmayarak onu bunu suçlamak için değil bu ülkenin anlayışına öz eleştiri yapıyorum. Bazı akıllı insanlar diyor ki bunu yapmadılar şunu yapmadılar işte bunu diyen anlayış hem özelleştirme noktasında bir engeliz hem de özel sektöre açılma noktasında inanılmaz tutucuyuz, devletçiyiz ama devletin kurumlarına alıyorsun adamı hat çeksin sonra hat çekemez sağlık raporuna erişiyor. 10 sene önce koyduğum vizyona hiç kimse bir taş olsun koymamıştır. Bunları söylemediğimiz zaman da herkes birbiriyle benzeşiyor. Ben benzeşmekten de sıkıldım kendimi ayırma da istemiyorum ama ülkenin gerçeklerini bilerek bir sene içerisinde hem online eğitim videolar hazırlayacak hem de bu ülkede öğretmenlerin tek bir tanesine bile bu devlet online ders nasıl hazırlanır konularında hiçbir katkıda bulunmadı.
Biz göreve geldiğimiz günden itibaren yine pandemi başlamadan önce online hizmet içi kurslar başlatmıştık. Kendi vizyonumuz çerçevesinde uzaktan eğitim sistemine hazırlanıyorduk. Pandemi başladığında da elimizde onlar vardı. Şu anda 2500 öğretmene online eğitim verdik ve bu hafta inanılmaz bir operasyon yapacağız öğretmenlerimizi eğitilmesi adına”
Merkezi yayın yapacağız
“Biz öğretmenlerimizle online eğitim yaparken zümresel dayanışma modeline geçiyoruz. Bu şu demektir. Bazı öğretmenlerimizin bilgisayarı çok iyidir, bazılarının ders anlatımı çok iyidir, bazılarını birikimi çok iyidir, biz bir seferberlik dönemine geçiyoruz ve tüm zümrelerin ortak ders planı olacak ve Talim ve Terbiye dairesi başkanlığında bu ders planlarına yönelik çekimler yapıp merkezi yayın yapacağız”
İnisiyatif müdürlerin
“Bu dönemde yeni bir şey daha yaptık ve bu konularla ilgili okulun bütün imkan ve kabiliyetlerini, okulun bütün çalışma düzenini tamamen okul müdürlerinin becerilerine bıraktık. Yani bu ne demektir. Öğretmenin çalışma saatlerini okul müdürünün insiyatifine bıraktık ve esnek bir çalışma saati oluşturduk. Bu online eğitim süreciyle ilgili okulların normal ders programlarının dışında ortak ders programlarıda yaparak tüm ortak ders planlarını sürdürmelerini isterken, tamamen okul idarelerini yetkili kıldık ve okulunda tamamen salgınla ilgili kısımlarında öğrenci ve öğretmenlerimizi koruyabilmesi adına her okulda Pandemi Kurulu kuruyoruz”
Laf çok ama..
Pandemi kurulları okulun her şeyiyle ilgilenecek ve yerinden yönetim anlayışıyla bu sıkıntıyı daha esnek, daha farklı bir düzenin peşine düştük. Bu süreci sağlıklı şekilde bir geçirelim, ama eğitimle ilgili sorunların sadece benimle giderilemeyeceği herkesin malumudur. Ben zaten bunu bilerek ortak vizyon belgesi hazırlayarak meclisten onaylatmak ve bütün partilere onaylatmak istedim. Sebebi de buydu. Memleketteki hükümetlerin istikrarsızlığı, siz bir düşünceye sahip olsanız bile sürekli değişkenlik olduğu için bunu gerçekleştiremiyorsunuz. Laf çok ama tahtaya yazacak bir icraat bulamıyorsunuz. Günün sonunda ne oluyor, durumu iyi olanlar çareyi dershanelerde özel derste özel okulda arıyor durumu iyi olmayan devletin imkanlarıyla öğlene kadar çare arıyor”
Ticaret Odası’na övgü
“Devlet gelir seviyesini asgari olarak ayarlayamadığı için asgari elde edilebilmesi gereken edinimlerde de fırsat eşitliği yoktur. Bugün sağolsun ticaret odası bizimle istişare etti ve bir tablet kampanyası başlatmak istediklerini bizlere ilettiler. Umut ederim ki toplumsal duyarlılığı olan insanlar bu konuda toplumun aydınlığa çıkması adına katkı yapmak isteyen insanlar Ticaret Odası’nın başlatacağı kampanyaların benzerlerini birçok insan başlatır ve dijital imkanları yeterli olmayan çocuklarımıza gerekli tedariği yapma noktasında yol alırız”
Eğitim bir bütündür
“Güvenli internet konusunda öğrencileri tehlikeye atmayız, şöyle atmayız, Bugün çocukların ailelerinin birçoğunda akıllı telefon tablet var ve çocuklar bu erişimden faydalanıyor. Aile kendisi açmamışsa o sayfaları veya otomatik açılır duruma getirmemişse, çağın hastalıklarından biri de dijital erişim. Nasıl ki faydası var zararlı yönleri de var ancak bin tane faydası varsa 5 tane de kötü tarafı var ben o kötü tarafı göstererek bin tane iyi tarafı harcayamam. Aile kendi tedbirini alabilir eğitimi sadece öğretmenlere yükleyemeyiz. Eğitim bir bütündür. Evdeki anneden babadan her yerden geçiyor eğitim. Toplumun ışığı tabi ki öğretmendir ancak ışığı güçlendirecek olan toplumdur. O yüzden ben öğretmenlerimi iyi bir ışık yaktığını ve bu ışığı güçlendirmek için hep beraber seferberlik yapmamız gerektiğini düşünüyorum”
Okullara destek olacağız
“Öğretmenlerimizin alt yapısının istediğimiz seviyede olmadığı gerçeğinden hareket ederek bu sorunu çözmek adına zaten zümresel dayanışmayı getirdik. Okul idarelerine tamamen esnek hareket etme fırsatı verdik ve görev paylaşımı yaparak bir ekip çalışması ortamı yarattık. Bizim hepimizin süper bir bilgisayarcı olmamıza gerek yok, farklı özelliklere sahip olabiliriz. Zümrelerde böyle bir şey bizim yaptığımızda budur ve her okul diğer okullarla dayanışma yapması okul müdürünün liderliğiyle çok alakalı bir iştir. Dolayısıyla bu bilgi ve beceriyi tamamen esnek bir yapıda okullara biz destek olacağız, öğretmenlerimizle birlikte asgari seviyede operasyonlar yapacağız ama onun üstüne çıkmak ve katkı koymayı okullara bırakacağız. Okul yöneticileri kendi imkan ve kabiliyetleri çerçevesinde topluma ışık tutmak için emek ettiler, bu yıl daha bilinçli hareket edeceğiz”
Öğrenci dostu ada
“Öğrenci Dostu Ada nereden çıktı? Bizim adamız üniversite adası Kıbrıs diyerek süreç içerisinde üniversitelerimizin bazı alanlarında şikayetler oluşmaya başlamıştı. Görüldü ki bu şikayetlerin bir kısmında dikkate alınması gereken kısımlar var. Bizim hayalimizdeki ada aslında iddia edildiği gibi öğrenciden geçinen değil, öğrenciye dost olmak isteyen bir adayız. Ben bu ismin yanlış olduğunu düşünerek Öğrenci Dostu Ada konseptiyle yola çıktığımızda yapılan tartışmalarda bunu sembolize etmemiz gerektiğini de düşündük ve bunu sembolize ederken öğrencilerin yaşadığı birçok sıkıntıyı dikkate alarak Öğrenci Dostu Ada konseptini tacı bir ada kartla olmalı dedik. Ada kartı tüm öğrencilerimize verme kararı aldık. Kooperatif Merkez Bankası ile yaptığımız girişimler sonucunda onlarla birlikte bu konsepte geçtik. Diğer bankalarda isterse bizim konseptimizi ve bizim logomuzu kullanarak yapabilir”
Bir kart veriyoruz
“Ada kartı çıkardığımızda ne olacak ve dostluğu nasıl göstereceğiz dedik ve hedef olarak üniversite öğrencilerinin etkilediği tüm sektörlerden öğrenciye yönelik indirim almayı koyduk. Yani öğrencilerin hayatlarını kolaylaştırabilmek için biz bu yola çıktık. Biz öğrencimize dostluğumuzu göstermek için bir kart veriyoruz, esnafta birşeyler yapacak ve bunu bayraklarla sembolize edeceğiz”
Öğrencileri niye sınırlayalım?
“Üniversitelerden istiyoruz, esnaftan istiyoruz da peki devlet olarak dostluğumuzu nasıl göstereceğiz? Bu anlamda da başlangıçta ulaşım giderlerinin pahalı olduğunu dikkate alarak bir ulaşım desteği vermek istedik. Sonra dedik ki niye sınırlayalım öğrencileri ve öğrencilere biz desteğimizi yapalım onlarda istediği yerde kullansın düşüncesiyle yeni kayıt yaptıracak öğrencilerin kartlarına 500 TL dostlu hibesi yapalım dedik. Burada asıl kazancımız projeye Ekonomik Örgütler Platformu’ndan da destek gelmesi. Bağlı olan sektörler kart sahiplerine indirim yapacak ve bu yaptıkları indirimi fişte öğrenci görecek. Bu bize aslında öğrencilerin aleyhine uygulama yapan insanların belgelenmesini sağlayacak. Ayrıca eğer bir firma ben öğrenci dostuyum deyip de indirim yapmaz ise biz bunu sistemden görüp atabileceğiz. Çok güzel bir sistem kurduruyoruz ve yıllar öncesi yapılması gereken bir projeyi hayata geçiriyoruz”
Hizmetin karşığılı
“Bu ülkenin özel okullara ihtiyacı olduğunu daha önce söyledim ancak verilen hizmetin karşılığını talep etmeleri de bir haktır ancak vermedikleri bir hizmetin karşılığını zorla velilerden alma hakları yoktur bunu bir netleştirelim.
Geçen yıl birçok okul ile görüştüm hatta bu konuda bazı okullarla yaşadığımız sıkıntılar oldu ve görüşlerimi açıkça belirttim. Online eğitim bedava bir eğitim değil, özel okul olsanız bile öğretmeniniz vardır, çalışacak üretecek ve öyle online eğitim yapacaksınız. Yani velide almamanız gereken nedir, yemek parası, ulaşım parası belki iyi niyetliyseniz okulda kullanmadığınız ve harcaması yapılmayan su parası, elektrik parası bunları yapabilirsiniz”
Her ailenin mükellefiyeti var
“Hijyen malzemesi demişken 1 Eylül’de okulları açmış olsaydık 50 bin el dezenfektanı ve maskeyi öğrencilerimize hediye edecektik. Okullara da belli bir tonajda toplu dezenfekte malzemesi desteği verecektik. Biz yine okullarımız açıldığında bu desteği vereceğiz ancak gerçekçi bir yaklaşımla her aile çocuğunun hijyenini sağlamakla mükelleftir. Bizim koridorlara koyduğumuz toplu hijyen malzemelerinin yetmeyeceği aşikar bu noktada ilkokuldan liseye kadar tüm öğrencilerin cebinde küçük el dezenfektanı olması gerekiyor. Bu görevi sadece Milli Eğitim Bakanlığı veya Sağlık Bakanlığı sürdüremez, herkes kendi çocuğunun hijyeninden sorumludur”