Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Cemal Özyiğit, TC Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve müdahale ile Cumhurbaşkanlığı makamına getirilen Ersin Tatar‘ın, Kıbrıs Türk toplumunun tüm değerleriyle dalga geçtiklerini vurguladı
Özyiğit: Bin defa daha olsa, bin defa daha meclise girmeyiz
TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhuriyet Meclisi’ndeki konuşmasını boykot kararı almalarının ardından ilk kez konuşan TDP lideri Özyiğit, sosyal medya hesabından açıklama yaptı.
Özyigit açıklamasında, Erdoğan-Tatar ikilisinin, Kıbrıs sorunundaki gelmiş geçmiş tüm tezleri çöpe attıklarını, Kıbrıs Türk toplumunun tüm değerleriyle dalga geçtiklerini söyleyerek, bu koşullarda bin defa daha meclise girmeme kararı alacaklarını belirtti.
Özyigit’in açıklamasının tamamı şu şekilde;
“Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın ülkemizi ziyaretinin yankıları bir süre daha devam edeceğe benziyor.
Öncelikle şunu belirtmek isterim ki; kıyıda köşede toplumu germek isteyenler olduğunu bildiğimiz için, Sn. Cumhurbaşkanı’nın ziyareti sırasında açıklama yapmamaya özen gösterdik.
Meclise girmeme kararımızın bir misafir-ev sahibi ilişkisinde değerlendirilmemesi gerektiğini ve bu konuda ne kadar da haklı olduğumuzu yaşananlar zaten gösterdi.
Bu koşullarda bin defa daha olsa, bin defa daha girmeyiz.
Görünen o ki, verilen Cumhurbaşkanlığı külliyesi ve meclis binası müjdeleri sadece Sn Tatar ve etrafındaki birkaç kişiyi sevindirdi.
Bu toplumun en başta eğitim, sağlık, ekonomi, üretim, demokrasi gibi güçlü kurumsal yapılanmalara ihtiyacı ortada iken; kendi kendini yönetme olanaklarının, uluslararası alanda görünürlüğünün, barış ve huzur içinde bir bölgenin tesisi için adım atmak varken;
Külliye müjdesi ve ne olduğu anlatılamayan ve anlaşılamayan bir Maraş açılımı ile dış kamuoyunu geçin, iç kamuoyu bile ikna edilememiş ve maalesef komik duruma düşülmüştür.
Bizler yıllardır, Maraş’ın açılması bütünlüklü bir çözümden önce düşünülecek ise bunun ayrılıkçı bir unsur olarak değil, güven artırıcı bir önlem olarak yapılması gerektiğini ve mutlaka tek başına değil, Ercan ve Mağusa limanlarının uluslararası yolculuklara açılmasını da içerecek bir paket içinde değerlendirilmesini vurguluyoruz.
Fakat ne yazık ki , Kıbrıslı Türkler için kazanıma dönüştürülmesi gereken süreçler ve bugüne kadar proaktif olmanın getirdiği tüm fırsatlar iki günde berhava edilmiştir.
Erdoğan – Tatar ikilisi kendi seçimleri için nasıl başardılarsa, Sn Denktaş’tan, Sn Akıncı’ya kadar tüm liderliklerin farklı olsalar bile bugüne kadar ortaya koydukları tüm tezleri aynı anda çöpe atmayı başarmış, bu toplumun neredeyse tüm değerleri ile dalga geçmişlerdir.
Bu ikilinin derhal kendine gelmesi, Kıbrıs Türkü’nün tarihi varlığını, meşru hak ve taleplerini tehlikeye atacak tüm yaklaşımları terk etmesi, Kıbrıs Türk halkının iradesi ve uluslararası hukukun içerisinde hareket etmesi kesin çağrımızdır”