KıbrısManşet

İncirli: Evlatlarını, hastalarını yalız bırakan bir zihniyetle karşı karşıyayız




Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Sıla Usar İncirli, aşı sertifikası uygulamaya girdikten sonra AB üyesi ülkelerin aşı olmuş kişilere yönelik ek test ve karantina gibi seyahat kısıtlamalarından kaçınacaklarını anlattıklarını ama hiçbir şey yapılmadığını vurguladı

İncirli: Bu halk sizi ilk seçimde tarihin tozlu sayfalarına gömecektir

Sosyal medya hesabından açıklama yapan İncirli, evlatlarını, hastalarını, insanlarını kendi başlarının çaresine bakmaya zorlayan, aşı olan insanlarına aşısız muamelesi yapılmasına göz yuman bir idare ve siyasi zihniyetle karşı karşıya olduğumuzu söyledi.

İncirli şunları kaydetti:

“Aşı olan insanlarımız aşısız muamelesi yapılmasına göz yuman bir idare ve zihniyet ile karşı karşıyayız

27 Mayıs 2021 tarihinde Meclis kürsüsünden Mart ayından beri tekrarladığımız çok önemli bir konu olan aşı sertifikasını gündeme getirmiş ve hükümeti uyarmıştık.

Avrupa Komisyonu’nun 17 Mart 2021’de Avrupa Birliği üye ülkelere yaptığı Dijital Yeşil Geçiş Kartı oluşturma önerisini hatırlattık.

Buna göre her ülkenin yetkili makamlarından, Covid-19’a karşı yapılan aşı bilgilerini, test sonuçlarını, hastalığın geçirilip geçirilmediğine dair ayrıntıları içeren dokümanların hazırlanmasının beklendiğini ifade etmiştik.

Yaz yaklaştıkça insanların seyahat etme ihtiyaçlarının artacağına vurgu yaptık. Aşı sertifikası uygulamaya girdikten sonra AB üyesi ülkelerin aşı olmuş kişilere yönelik ek test ve karantina gibi seyahat kısıtlamalarından kaçınacaklarını anlattık.

Ve sorduk: Biz aşı sertifikası hazırlığında ne durumdayız? Hazırlıklar var mı? Ve çağrı yaptık: Derhal uluslararası normlara uygun aşı sertifikası hazırlayın.

İçinde olduğumuz günlerde anladık ki Sağlık Bakanlığı, yurtdışında okuyan öğrencilerimize, tedaviye gitmek zorunda olan hastalarımıza, seyahat etmek isteyen insanlarımıza aşı oldukları halde uluslararası geçerliliği olan bir aşı sertifikası veremiyor.

İnsanlarımız aşılı oldukları halde uluslararası geçerliliği olan bir sertifikaya sahip olamadıkları için aşısız muamelesi görüyorlar.

Ya gittikleri ülkede karantina ve testler için günlerini heba edecekler ve yüklü bir miktarda ödeme yapmayı göze alacaklar veya uluslararası geçerliliği olan sertifikası veren Güney Kıbrıs’ta yeniden aşı olmaya/aşılarının yapıldığını anlatmaya çalışacaklar. Tam bir karmaşa.

Peki bu önlenebilir miydi?

Elbette önlenebilirdi. Daha aşılamanın yeni başladığı günlerde aşı bilgilerini dijital ortama aktarın diye uyarılar yaptık. Aşıların tutanın elinde kaldığı günler gördü bu ülke.

Ardından Cumhurbaşkanlığını İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi’nde aşıların paylaşıldığı gibi aşı bilgilerinin de paylaşımı konusundaki sorunları çözmeye çağırdık.

Avrupa Birliği ile bu konuları görüşün dedik. Lakin bir çok insanın kabusu olan bu durumu ne Cumhurbaşkanlığı ne de Hükumet “sorun” olarak görmedi, çözmek için siyasi irade göstermedi.

Evlatlarını, hastalarını, insanlarını kendi başlarının çaresine bakmaya zorlayan, aşı olan insanlarına aşısız muamelesi yapılmasına göz yuman bir idare ve siyasi zihniyetle karşı karşıyayız.

Kıbrıslı Türkleri yaşamın her alanında yalnız bırakan, zor duruma düşüren ayrılıkçı siyasetin son uygulayıcıları olan bugünkü iktidarı bu halk ilk seçimde tarihin hatırlanmak istenmeyen tozlu sayfalarına gömecektir”









Başa dön tuşu