Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Sekreteri Avukat Mine Atlı, Cumhurbaşkanlığı himayelerinde düzenlenen ‘Aile Çalıştayı‘na tepki gösteren isimlerden oldu
Atlı: ‘Basit bir çalıştay’ olarak kabul edersek ‘geri dönüşü imkansız’ zararları olacak
Sosyal medya hesabından açıklama yapan Atlı, bugün TC Elçiliği ve TC Elçiliği‘nin o makama uygun gördüğü ‘Cumhurbaşkanı’nın bir ‘Aile Çalıştayı’ düzenlediğini, çalıştay moderatörlerinden birinin de TC‘de öğretim üyeliği yapan Dr. Mehmet Gedik olduğunu belirtti.
Atlı, “Gedik’in ‘İslami Sosyal Hizmet Yaklaşımı’ ile ilgili yayınlarını bulabilirsiniz. Bu durumu ‘basit bir çalıştay’ olarak kabul ettiğimiz takdirde, hukukta sıklıkla duyduğumuz ‘geri dönüşü imkansız, telafisi mümkün olmayan’ zararlar göreceğiz” dedi.
“Adı ‘çalıştay’ olsa da bu bir dayatmadır”
Adı ‘çalıştay’ olsa da bunun bir dayatma olduğunu, Kıbrıs türk toplumunun değerlerinin, bilimsel çalışmalarının, toplum bilincinin hedefte olduğunu belirten Atlı, buna asla geçit vermeyeceklerini vurguladı.
Atlı, “Biz ‘aileyi koruma’ anlayışıyla kaç bin kadının gösterdiği tahammül nedeniyle şiddette uğradığını, kaç kadının intihara zorlandığını, kaç kadının canından olduğunu iyi biliyoruz. Çok merak ediyorlarsa onlara öğretmeye hazırız.
Biz ‘aile’nin anne baba çocuktan oluşmadığını, farklı modellerde ailenin olduğunu, ‘aile’ sözcüğünü dolu dolu kullanmanın en temel ihtiyacının sevgi olduğunu çok iyi biliyoruz. Çok merak ediyorlarsa bu modellerin kabul görmesi için verdiğimiz mücadeleleri anlatırız” dedi.
“Bize biatı, tahammül, boyun eğmeyi saygı olarak aktaramazlar”
Atlı şöyle devam etti;
“Biz boşanma nedenlerinin ne olduğunu biliyoruz. Kaç kadının güç ve kontrol mekanizmalarında hapsedildiğini, ekonomik şiddet, psikolojik şiddet, sözel şiddet ve cinsel şiddetle ‘dizginlenmeye’ çalışıldığını biliyoruz.
Çok istiyorlarsa bizi çağırsınlar, anlatırız. Biz İstanbul Sözleşmesi’nden neden geri çekildiklerini çok iyi biliyoruz. İstiyorlarsa onlara bunun tehlikesini aktarırız. Bize biatı, tahammül, boyun eğmeyi saygı olarak aktaramazlar.
Kıbrıs Türk toplumu eşitliğe inanır mı? Farklılıklara saygı duyar mı? Çoğunlukla hayır. Ama bunun için mücadele edenler var ya; biz onlarız ve biz size geçit vermeyeceğiz”