KıbrısManşet

Akansoy: Kıb-tek’in batırılmasının hesabı sorulacak mı?




Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Milletvekili Asım Akansoy, gelinen aşamada çok büyük bir ekonomik ve siyasi krizin olduğunu söyleyerek, bunların aşılabilmesi için ciddi siyasi hareketlere ihtiyaç olduğunu belirtti

Akansoy: UBP Kurultayına ve seçmene müdahale yapıldı

Haber Kıbrıs Web TV‘de Ali Baturay‘ın sorularını yanıtlayan Akansoy, 2020 yılı ekim ayında yapılan cumhurbaşkanlığı seçiminin aslında bir deprem olduğunu ve şu anda yaşamakta olduklarımızın da aslında o depremin artçıları olduğunu söyledi.

Akansoy, UBP Kurultayına, seçmene müdahale yapıldığını belirterek, Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan Ersin Tatar’ın zorla seçtirildiğini, Ersan Saner’in ara formül olarak başbakan yaptırıldığını, tüm bunların UBP içindeki sistemi doğal olarak bozduğunu belirtti.

Herhangi bir büyük partide yaşanan sarsıntının ülkede de sarsıntıya yol açmakta olduğunu söyleyen Akansoy, bu müdahaleleri yapanların tam da bu sarsıntıyı yapmak istediklerini, ülkede taş üstüne taş konmamasını, huzursuzlukların olmasını istediğini ve evin anahtarının kendilerinde olmasını istediklerini söyledi.

“Arıklı da Ataoğlu da Ankara’nın iki dudağına bakıyor”

Akansoy, gelinen aşamada çok büyük bir ekonomik ve siyasi  krizin olduğunu söyleyerek, bunların aşılabilmesi için ciddi siyasi hareketlere ihtiyaç olduğunu belirtti.

Bir partinin toplumsal güven erozyonuna uğramışsa yeniden toparlanmasının kolay olmadığını, zamana ihtiyacı olduğunu söyleyen Akansoy, “Öyle bir çelişki içindeyiz ki bir yandan UBP ile hükümet kuran iki küçük parti demokrasi sınırları dışına çıkarak 100 maddelik bir muhtıra sundular. Hükümet programına rağmen, bunlar olmazsa olmaz dediler. Tüm bunlar aslında müdahale süreçlerinin devam ettiğinin göstergesidir” dedi.

Akansoy, Erhan Arıklı’nın da Fikri Ataoğlu’nun da halk iradesine değil Ankara’nın iki dudağına baktığını belirterek, “Bizim demokratik sistemimiz gereği siyasi partilerin yönetimleri ve başkanlarını delegeleri ve üyeleri seçer. Herkesin bu tercihe ve halka saygı duyması gerekir. UBP’nin başında Sucuoğlu varsa vardır. Sucuoğlu’nu görevlendirmek ya da görevlendirmemek bir dış unsurun görevi olamaz” diye konuştu.

“Bu durum da sadece UBP’ye değil Kıbrıs Türk halkına zarar veriyor”

Akansoy, bu işin sonunun olmadığını, bütün partilerin tehdit altında olduğunu ifade ederek, bunu durdurmanın tek yolunun siyasi partilerin kendi iç bütünlüğünü, iç demokratik düzenlerini kurarak, sağduyu ile hareket etmesi olduğunu kaydetti.

Parti içi demokratik düzen bozulmaya başlanırsa partilerin değil o ülkenin zararına olacağını belirten Akansoy, “Görüyoruz bu durum da sadece UBP’ye değil Kıbrıs Türk halkına zarar veriyor, istikrarsızlık yaratıyor” dedi.

“Ülkenin içinde bulunduğu ciddi sorunları aşabilecek sorumluluk sahibi bir ekip oluştururuz”

Akansoy, şöyle devam etti, “CTP elini taşın altına koymaya her zaman hazırdır. Biz diyoruz ki bu görevi almaya hazırız. Ülkenin içinde bulunduğu ciddi sorunları aşabilecek sorumluluk sahibi bir ekip oluştururuz. Bu ekip teknokrat mıdır, yarı teknokrat mıdır, siyasi mi bunlar bizim sorumluluğumuzda. Ancak bizim dışımızda kurulacak herhangi bir başka hükümet modelinin bu ülkede krizi devam ettirme olasılığı çok yüksektir. Dolayısıyla bu krizin devam etmemesi için Cumhurbaşkanına bize bu yetkiyi ver diyoruz. Kuramazsak bizden sonra başka birine görevi vermeyeceksiniz. Vermeniz demek krizin devam etmesi demektir. Şimdi Sucuoğlu, ya bir hükümet kurar ya da bir başka vekil üzerinden hükümet kurulur, deniyor. Böyle bir noktada yine UBP, DP ve YDP ‘ye muhtaç demektir”

“Yetkiyi almaya hazırız”

Akansoy, “Biz bu yetkiyi almaya hazırız. İlla ki bizim tek parti olarak bizim baskın olacağımız bir hükümetten bahsetmiyoruz” diyerek, CTP’nin bu tavrının krize oynamamak, popülizm yapmamak olduğunu kaydetti. Akansoy, ülkenin hükümetsiz kalmaması gerektiğini ifade ederek, çok ciddi sorunlar olduğunu, “ne yapılırsa yapılsın bir an önce hükümet kurulması gerekir” diye konuştu. Akansoy, “bu olmayacaksa da biz CTP olarak bir an önce seçime gidelim diyoruz” şeklinde konuştu.

“Bu kriz kısa vadede çözülmeyecek”

Akansoy, şunları belirtti, “UBP şu anda bir kriz içindedir. Bu kriz kısa vadede çözülmeyecek. Böyle bir ortamda herhangi bir milletvekiline görev verilse bu görev nereye kadar nasıl sürdürülebilir? Bunlar ciddi soru işaretleridir. Herhangi bir milletvekiline verilecek olan hükümeti kurma görevi anlaşılan YDP ve DP ile devam edecek. Azınlık hükümeti kurulabilir mi? Kurabilir. YDP ve DP’nin desteğiyle kurulur ve bu da bizi yine bir seçime götürecektir diye düşünüyorum.”

“Tatar’ı seçtiren Ankara’dır ve her istediğini yaptırabilecek durumdadır”

Akansoy, “Sayın Tahsin Ertuğruloğlu’nun Sayın Sucuoğlu’na Türkiye seni istemiyor” demesinin müdahalenin resmi teyidi olduğunu söyleyerek, “müdahalesiz bir sisteme geçmenin bu ülkede demokratların sol görüşlülerin olduğu kadar, tüm yurtseverleri ve elbette UBP’nin de bir konusudur” dedi.

Akansoy, “Ankara sizce Sayın Tatar’dan memnun mu?” sorusu üzerine, “Tatar’ı seçtiren Ankara’dır. Ve her istediğini yaptırabilecek durumdadır. Yetersizliği vardır, gel giti vardır, dağınıklığı vardır, bu gerçek. Tahsin Ertuğruloğlu’na gelince olabildiğince katı bir siyasi aktör olarak Dışişleri Bakanını anlaşılan Sayın Tatar’ın yanında bulundurmak istiyorlar” diye konuştu.

“Kıb-tek’in batırılmasının hesabı sorulacak mı?”

Akansoy, kurumlarımızın zayıfladığı, siyasi ve toplumsal açıdan zor günlerden geçmekte olduğumuzu belirterek, Meclisin zayıfladığını, sen mi bakan olacaksın ben mi tartışmaları yapıldığı sürece bu halka büyük kötülüğün yapılmaya devam edileceğini belirtti.

Akansoy, siyaset kurumuna çok ciddi görev düştüğünü ifade ederek, ivedi sorunlarımızın başında ekonominin geldiğini kaydederek, elektrik kurumu ile ilgili sıkıntının büyük olduğunu, tahribatın çok büyük olduğunu, bunun önüne geçmek gerektiğini belirtti.

Sucuoğlu’nun bu konuyu konuşmadığını belirten Akansoy, “3 yıl içinde yapılan hatalardan dolayı Kıb-tek’in batırılmasının hesabı sorulacak mı?” diye sordu.

Akansoy, demokrasinn bu nedenle zayıfladığını belirterek, “partiler bu nedenle zayıflıyor. Sorumluluğunu yerine getirmeyenler bedelini ödeyecek mi? Halkı cezalandırmakla bu iş olmuyor, olamaz” diye konuştu.

“Sucuoğlu’nun protokolle ilgili bilgi vermemesi oldukça manidar”

Akansoy, Türkiye ile imzalanan protokolün açıklanmamış olmasının tüm bu yaşanılanlardan daha önemli olduğunu belirterek, Sucuoğlu’nn bu konuda bilgi vermemesinin oldukça manidar olduğunu söyledi. Akansoy, şu anda yaşanmakta olan siyasi krizin arkasında protokolün söz konusu olabileceğini söyleyerek, “çalışanın alım gücünü daraltmak, hayat pahalılığını ortadan kaldırmak gibi yaklaşımlar varsa Kıb-tek’i özelleştirmek,  sendikaların üzerine gitmek gibi tavırlar varsa bunlar asla kabul edilebilir olmayacak” şeklinde konuştu.

“Protokolde bunlar varsa krizin sebebidir”

Akansoy, tüm bunlar protokolde varsa krizin sebebinin bunlar olduğunu ifade ederek, Sucuoğlu’nun Ankara’ya gidip geldikten sonra hayat pahalılığı ve 13’ncü maaşla ilgili bir gelişme olmadığını bunu kendi imkanlarımızla halledeceğimizi söylediğini hatırlattı.

Bundan önce de Sayın Fuat Oktay’ın ise popülizm yapılmaması gerekir dediğini hatırlatan Akansoy, burada bir mesele olduğunu düşündüğünü söyledi.

“Böyle bir kaos ve rezalet olamaz”

Akansoy, yerel seçim konusunda da değinerek, bu saatten sonra artık zamanında yapılamayacağını, ne zaman yapılacağının da belli olmadığını söyledi.

“Böyle bir kaos ve rezalet olamaz” diyen Akansoy, “bu seçimin ne zaman yapılacağı belliydi ancak bu konuda da irade ortaya konmadı. Sadece biz sesimizi yükselttik. Bu toplumda sadece CTP konuşmamalı. Anayasa söz konusu ise sanayi odası da ticaret odası da sendikalar da konuşmalıdır. Çünkü bu hepimizi bağlar. Bu bizim alanımız değil demek olmaz. Bu ülkede anayasaya dokunulursa bu durum hepimizi bağlar” şeklinde konuştu.

Akansoy, ses vermemenin günün sonunda ekonomiyi de eğitimi de sağlığı da etkilediğinin unutulmaması gerektiğini belirtti.









Başa dön tuşu