Let’s Sing Together Band: Barışı bu adaya halklar getirecek
Sosyal medyada Kıbrıslıtürkler ve Kıbrıslırumların ortaklığında büyüyen “KIBRIS TEK YURT HEP BiRLiKTE – ΚΥΠΡΟΣ ΜΙΑ ΠΑΤΡΙΔΑ ΟΛOΙ ΜΑΖΙ” sayfası ve güneyde bulunan Kültür Hareketi Derneği’nin bir araya gelişiyle oluşan “Let’s Sing Together Band” adlı iki dilli müzik grubunun hikâyesini birinci ağızdan hem Türkçe hem Rumca okumaya hazır mısınız?
“Barışı bu adaya halklar getirecek”
Onlar Kıbrıs’ın yeniden birleşmesi, iki toplumun ortak kültürel değerleri ve ortak çıkarları çerçevesinde bir araya gelmesi için çabalayan yurtseverler.
Kıbrıs’a barışın halk tarafından getirileceğine inanan, iki topluma unutturulmaya çalışılan ortak geçmişlerini yeniden hatırlatmak için emek veren, onları müzikle bir araya getiren güzel yürekli insanlar.
“Kültürel organizasyonlar yaparak, politik mesajlar vermeyi amaçlıyoruz”
Sohbetimize Kültür Hareketi Derneği’nden Elias Demetriou ile başlıyoruz. O iki toplumlu faaliyetleri uzun zamandır yaptığını söylüyor.
Elias Demetriou: Çok uzun zamandır iki toplumlu etkinliklerle uğraşıyorum. Daha çok politik ve kültürel etkinlikler gerçekleştirdik. Bu yönde hareket eden farklı gruplarla da iş birliği yapıyoruz. Kültür Hareketi bu iş birlikleriyle gelişti ve büyüdü. Kültürel organizasyonlar yaparak, politik mesajlar vermeyi amaçlıyoruz. Önümüzdeki süreçte de birçok alanda iki toplumlu faaliyetler yapmak istiyoruz.
“20 kişilik bir grup olarak birbirimizle haberleşme amaçlı açtığımız bir sayfaydı. Ancak gün geçtikçe büyüdü”
İki toplumlu bu müzik grubunun oluşmasında ön ayak olan bir diğer taraf da elbette sosyal medyada “KIBRIS TEK YURT HEP BiRLiKTE – ΚΥΠΡΟΣ ΜΙΑ ΠΑΤΡΙΔΑ ΟΛOΙ ΜΑΖΙ” sayfasını kuran İbrahim Çufoğlu. Onun farkındalığı da 2015 yılında katıldığı iki toplumlu bir 1 Mayıs etkinliğiyle yükseliyor.
İbrahim Çufoğlu: 2015 yılında Çetinkaya sahasında yapılan iki toplumlu 1 Mayıs etkinliğine katılmıştım. Daha önce de güneyle ilişkilerim vardı ve birçok arkadaşım vardı ancak burada daha samimi ve birbirimizle kaynaştığımız bir ortam oldu. Aslında 20 kişilik bir grup olarak birbirimizle haberleşme amaçlı açtığımız bir sayfaydı. Ancak gün geçtikçe büyüdü. Bir ay sonra 50 kişi olduk, bir senenin sonunda ise bin kişiye yaklaşmıştık. Şu an ise 2 bin kişiye yakınız.
“Hattın diğer yanında neler olup bittiğini anlamalarına yardımcı olmak istedik”
Elias bize etkinliklere başlamadan önce de bazı adımlar attıklarından bahsetti;
Elias Demetriou: Önce Dali ve Lurucina gibi köylerde, iki toplumdan gençleri bir araya getirmeye çalıştık. Bir barikatın ayırdığı bu bölgelerdeki genç insanların birbirlerini tanımalarına, hattın diğer yanında neler olup bittiğini anlamalarına yardımcı olmak istedik.
“Hepimizin amacı iki toplumun gençlerini bir araya getirmek ve bir farkındalık yaratmaktı”
Barış aktivisti olan sayfanın bir diğer yöneticisi İsmail Özyol ise hem gruba nasıl dâhil olduğunu hem de Elias’la tanışmalarını şöyle anlatıyor;
İsmail Özyol: Elias ve İbrahim önceden tanışıyordu. İbrahim bana sayfa yöneticiliği teklif etti, hemen tamam dedim. Sayfa büyümeye başladıkça, bin kişiyi bulduğumuzda bir etkinlik yapma fikri doğdu. Çünkü hepimizin amacı iki toplumun özellikle gençlerini bir araya getirmek ve bir farkındalık yaratmaktı. Etkinlikte ne olabilir diye düşününce Elias dedi ki; ‘Yerli şarkılarımız benziyor, müzik olsun’. Hepimiz bu fikre çok sıcak baktık ve Elias güneyden bir DJ ile konuştu. Herhangi bir DJ değildi, öyle bir arşiv vardı ki tam istediğimiz gibi…
“Halil bize tüm imkanları sundu, 180 kişinin geldiği harika bir etkinlik oldu”
İsmail, İbrahim ve Elias hem etkinliğe hem de etkinlikle ne yapılacağına karar verip, aradıkları DJ’i de bulmuştu ancak bir yer mekân arayışı başladı. Onu da şöyle anlatıyor İsmail Özyol;
İsmail Özyol: Birkaç yere gittik, amacımızı anlattık ve kâr amacı gütmüyoruz dedik. Maalesef birçok yerden ret cevabı aldık. En son 1984 Bar’ın sahibi Halil Karapaşa’ya gittik. Halil bize tüm imkânları sundu, hiç para talep etmedi ve gönülden destek verdi. Bu sayede ilk etkinliğimizi 2019 yılının Mart ayında 1984 Bar’da “Music Connects People” adıyla yaptık. 180 kişinin geldiği harika bir etkinlik oldu. Bunun verdiği enerjiyle bir ay sonra Nisan ayında da güneyde benzer bir etkinlik yaptık.
“Önemli olan şey; iki toplumun ilişkilerini güçlendirmek ve bunu çok duygulanarak yapıyorum”
İbrahim, İsmail ve Elias’ın bu güzel ve anlamlı girişimlerinden sonra grubun solistleri Niyal Öztürk ve Freideriki Tombazou’nun bu işe nasıl dahil olduğunu da sorduk. Freideriki bize duygularını şöyle anlattı;
Freideriki Tombazou: Küçük yaşlardan beri böyle bir hayalim vardı. Kbrıslıtürklerle ortak bir etkinlik yapmayı hep istiyordum ama dil bilmediğim için çekiniyordum. Teklif geldiğinde ise çok mutlu oldum. Burada önemli olan şey; iki toplumun ilişkilerini güçlendirmek ve bunu çok duygulanarak yapıyorum. Kişisel bir şey yapıyormuş gibi görünse de kitlesel bir mücadele bu. Bana bu teklifi yapanlara çok teşekkür ediyorum. İki toplumu daha da yakınlaştırmak için daha çok etkinlikler yapılmasını umuyorum.
“İlk çalışmaya başladığımızda, Freideriki şarkı söylemeye başlayınca ağlamaya başladım…”
Aynı soruyu Niyal’e de sorduk;
Niyal Öztürk: Freideriki’yle aynı duyguları paylaşıyorum. İbrahim’le daha önce tanışıyorduk. Benim müzik yaptığımı bildiği için İsmail’le programıma geldiler ve projeden bahsettiler. Bu benim de çok istediğim bir şeydi ve hemen kabul ettim. Sonra nasıl bir program yapabiliriz diye düşündük. Elias’ta ortak şarkılarımızdan oluşan bir liste vardı, ona baktık ve üzerinde çalıştık. Sonra grup kurmaya karar verdiğimizde de 6 kişilik grubun üçünün Türk üçünün de Rum olmasının amacımıza uygun olacağını düşündük. İlk çalışmaya başladığımızda, Freideriki şarkı söylemeye başlayınca ağlamaya başladım. Hem kitlesel hem şahsi olarak bizi çok mutlu ediyor yaptığımız iş.
“Çok güzel tepkiler aldık”
Peki acaba gerçekleştirdikleri bu etkinliklerle çevrelerinden nasıl bir tepki almışlardı?
Niyal Öztürk: Hem yaptığımız şey hem de uyumumuz çok beğenildi. Ses rengimiz de benziyor, çok güzel tepkiler aldık. İnsanların kaynaşmasının siyasi bir tarafı ve duruşu var ama kişisel olarak çocukluk hayalimi de gerçekleştirmiş oluyorum. Türkiye ve Yunanistan’da ünlü olan şarkıları söyledik mesela, şaşırttık insanları ve etkiledik. Yani şöyle ki, kendi sahnelerimizde ya da günlük hayatımızda tarz olarak “sallasana mendilini” şarkısını söylemiyoruz belki ama bir araya gelince her yaştan insanla birlikte zaman zaman ağlayarak zaman zaman gülerek bu şarkıları okuyoruz.
“Ailem ve arkadaşlarım tüm konserlerimize geliyor”
Freideriki Tombazou: Çevre, aile ve arkadaşlarım açısından şanslıyım. Hepimiz Kıbrıs’ın yeniden birleşmesini istiyoruz. Ailem ve arkadaşlarım tüm konserlerimize geliyor. Hep birlikte duygu dolu anlar yaşıyor ve her geldiklerinde de yeni yeni Kıbrıslıtürklerle arkadaşlık kuruyorlar.
“Güneydeki arkadaşlarımızla birbirimizin düğün ve cenazelerine gidiyoruz. Mademki beraber sevinip üzülüyoruz çok rahat beraber yaşayabiliriz”
Grubun tüm üyelerine aynı şeyi soruyoruz; ülkemizle ilgili hayaliniz nedir?
İsmail Özyol: Bizim için tek kurtuluş federal bir çözümdür, iki toplumun yakınlaşmasıdır, başka bir yol göremiyorum. Ben iki toplumun ortak bir kültürü olduğunu biliyorum. Bizi Rum-Türk ya da Hristiyan-Müslüman olarak ayırmaya çalışıyorlar. Mesela benim babam Bodamya’dan göçmendir, bir sürü Rum komşusu, arkadaşı var. Bu insanlar o zaman Rum-Türk-Hristiyan-Müslüman değildi de şimdi mi oldu? Benim amacım ortak kültürü ortaya çıkarmak. Niyal ile Freideriki’yi sahnede görünce insanlar da aynı şeyi hissediyor. Güneydeki arkadaşlarımızla birbirimizin düğün ve cenazelerine gidiyoruz. Mademki beraber sevinip üzülüyoruz çok rahat beraber yaşayabiliriz.
“Barışı bu adaya halklar getirecek”
İbrahim Çufoğlu: Liderlerin ne yaptığı çok önemli değil. Biz bu ülkeyi birleştirmek için elimizden geleni yapacağız. Sadece müzik değil iki toplumlu birçok etkinlik yapacağız. Ben inanıyorum ki barışı bu adaya halklar getirecek. Ne kadar insan kaynaşırsa barış o kadar erken gelecek.
“Bu sadece Türk-Rum ayrıştırılması değil, dünyada kimsenin ırkı, teninin rengi, dini inancıyla ayrıştırılmamasıdır istediğimiz”
Niyal Öztürk: İnsanların birbirini tanıdıkça, tecrübe edindikçe, vakit geçirdikçe birbirlerinden daha az korktuğunu ve daha çok güven sağlayabildiğimizi görüyoruz. Siyasetçilerin önünde başka birçok faktör vardır belki ama bizi birleştirici birçok unsur da var. Bu sadece Türk-Yum ayrıştırılması değil, dünyada kimsenin ırkı, teninin rengi, dini inancıyla ayrıştırılmamasıdır istediğimiz. Bizim birbirimizi birer birer de olsa daha çok tanımamızdır. Belki Annan Planı zamanında bizim beynimiz hazırdı da güneydeki arkadaşlarımız hazır değildi. Ama artık dönüştüğünü görüyoruz. Bir de babalarımızın nesli var birlikte yaşayan. Ön yargılı kesimlerdeki korku kültürünü aşarak ve bunu saçmaya çalışanlara duvar çekerek birer birer başaracağız. Müzik birleştiricidir.
“Bizimki sadece bir başlangıç. Kişisel mücadelemiz örnek olmalıdır”
Freideriki Tombazou: Hayalim Kıbrıs’ın birleşmesi ve barış içinde yaşamamız. En önemli etken de iki toplumu bir araya getirmektir. Kişisel mücadelemiz örnek olmalıdır. Diğer insanların da daha da yakınlaşıp buna benzer şeyler yapmasıdır. Bizimki sadece bir başlangıç.
“Bu zamana kadar bölünmüş farklı çıkarlarımız olduğu savunuldu ancak ortak geleceğimiz için mücadele etmeliyiz”
Elias Demetriou: Hayalim Kıbrıslıtürk ve Kıbrıslırumların beraber yaratacakları, ortak çıkarlarına göre hareket edecekleri bir Kıbrıs inşa etmek. Hayatımız bunun üzerine olmalı. Bu zamana kadar öyle şekilde gelişti ki olaylar, bölünmüş farklı çıkarlarımız olduğu savunuldu. Kıbrıs sorununu çözmek dışında ortak geleceğimiz için mücadele etmeliyiz.
Röportajdan notlar;
Yürekli, dinamik ve yurtsever bu güzel insanlarla yaptığımız röportajlar iki dilde şarkılarla son buldu. Röportaj sırasında çevirilerde bize yardımcı olan sevgili Halide Sakallı‘ya teşekkür ediyoruz. Grubun bir sonraki etkinliği de 12 Haziran’da yapılacak olan Lefke Ceviz Festivali’nde olacak. Ayrıca davetlere de açıklar.
Röportajın RHaravgi Gazetesi’nde yayımlanan Rumca versiyonu için TIKLAYIN (PDF Sayfa 29)
Ayrıca grubun çeşitli konserlerinin yer aldığı videoyu bu linke tıklayarak izleyebilirsiniz; KONSERLER
Röportaj: Pınar Barut
Fotoğraflar: Kadir Sidal
Özgür Gazete