KıbrısManşet

Rahvancıoğlu: Kıbrıslı Türk halkı çok boyutlu ve çok şiddetli bir saldırı altında


Bağımsızlık Yolu Genel Sekreter Yardımcısı Münür Rahvancıoğlu, çeşitli sendikaların, diğer sendikaları hareketten dışlamaya çalıştığını, bazı sendikaların gözüne kestirdiklerine “siz kapanmalısınız” diyebildiğini, birliklerin sendikalarla, derneklerin odalarla rekabet ettiğini söyledi

Rahvancıoğlu: Kıbrıslı Türk halkı çok boyutlu ve çok şiddetli bir saldırı altında

Sosyal medya hesabından açıklama yapan Rahvancıoğlu, Kıbrıslı Türk halkının çok boyutlu ve çok şiddetli bir saldırı altında olduğu günlerden geçildiğini, ekonomik saldırının her gün yinelenen zamlar, gerileyen çalışma koşulları ve yoksullaşmanın şiddeti ile ölçülebildiğini belirterek, demokratik saldırının da, gerici yasalar, var olan hakların fiili oldu-bittiler ile geçersiz kılınması ve iradeye müdahaleler ile kendini gösterdiğini söyledi.

Rahvancıoğlu, “Kültürel saldırı ise laik toplum yapımız başta olmak üzere, mimariden sanata her boyutta gemi azıya almış durumda. Hal böyleyken, her alanda birçok farklı odak, kendince önemli bulduğu boyutları ön plana çıkararak direnmeye çalışıyor. Toplumda bu direnişlerin birleşmesi gerektiği yönünde bir sabit fikir mevcut. Ama nesnel bir gözle bakıldığında, bu direnişlerin birbirleri ile dalaşmayacak şekilde koordine olmasını bile bir başarı sayacak durumdayız” dedi.

“Bazı sendikalar bazı sendikaları, bazı dernekler bazı odaları dışlıyor, rekabet ediyor”

Çeşitli sendikaların, diğer sendikaları hareketten dışlamaya çalıştığını, bazı sendikaların gözüne kestirdiklerine “siz kapanmalısınız” diyebildiğini, birliklerin sendikalarla, derneklerin odalarla rekabet ettiğini kaydeden Rahvancıoğlu, aynı konuda mücadele yürüten farklı örgütlerin, üstelik bazılarının yöneticilerinin aynı partilere üye oldukları halde, birbirlerini kıyasıya yıpratma çabası içine girdiğini hatta bazen etik olmayan manevralar bile yapılabildiğini söyledi.

Rahvancıoğlu, “Toplumsal muhalefet ortak bir ruh ekseninde koordineli bir şekilde hareket edecek genel bir siyasal hedef sıkıntısından muzdarip bir şekilde debeleniyor. İlerici odaklar böylesine birbirine çelme atarken; halkın maruz kaldığı saldırıya karşı parçalı direnişlerin ne kadar şansı olabilir?” diye sordu.

“Fiziki önderliğin ideolojik çürümesinin son safhası”

Rahvancıoğlu şöyle devam etti;

İfade etmeye çalıştığım sorunun; farklı partilerin birleşmesi ile değil, farklı demokratik kitle örgütlerinin koordinasyonu ile ilgili olduğunu tekrar vurgulayayım, hatta aralarında sorun yaşayan örgüt temsilcilerinin de önemli bir kesiminin aynı partiye üye olduklarını ekleyeyim.

Mesele geçmiş tarihsel mücadelenin sonucu olarak, kendini toplumsal muhalefetin güncel kritik pozisyonlarına çöreklenmiş olarak bulan siyasal öznenin; artık geçmiş ideolojisi ile bağını yitirmiş, devrimci barutunu tüketmiş, kadrolarına kişisel ve örgütsel kariyer dışında toplumsal bir ideal sunmaktan uzaklaşmış olması ile ilgilidir. Bu durum fiziki önderliğin, ideolojik çürümesinin son safhasına ulaşmasının doğal bir sonucudur.

“Mücadele hem halka dıştan saldıranlara, hem de içten halkı zayıflatanlara karşı eş zamanlı yürütülmelidir”

Son olarak Manifesto’dan bir alıntı ile bitirmek isterim: ‘Komünistler; proletarya ile burjuvazi arasındaki mücadelenin geçtiği çeşitli gelişme aşamalarında her zaman hareketin genelinin çıkarını temsil ederler’

Bugün Kıbrıslı Türk halkının en büyük şanssızlığı, tarihsel şartların bir neticesi olarak; hareketin genel çıkarlarını temsil eden komünistlerin geri planda olması ve önderlik konumunu işgal edenlerin ise hareketin genel çıkarlarını kişisel/örgütsel kariyerlerinden daha fazla umursamamasıdır.

Değişmesi gereken, değiştirilmesi gereken de budur. Mücadele de bu yüzden hem halka dıştan saldıranlara, hem de içten halkı zayıflatanlara karşı eş zamanlı yürütülmelidir”











Başa dön tuşu