Yerbilim Mühendisleri Odası (YMO) ve Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO), yarın Teknecik Elektrik Santrali kıyılarına gelecek olan geminin belirlenen gemi özelliklerine sahip olmaması nedeniyle oluşacak bir petrol sızıntısı ve çevre felaketine dikkat çekti
“Bu risk ne uğruna alınmaktadır? Bunun anlaşılır bir izahatı yoktur”
YMO Başkanı Oğuz Vadili ve ÇMO Başkanı Sibel Paralik imzasıyla yayımlanan ortak açıklamada meslek odalarının, Kıb-tek’in ihalesiz olarak alım yapacağını duyurduğu 16 bin tonluk fuel oil tedariğinin sahip olduğu riskler açısından endişeli olduğu belirtildi.
Açıklamada, “Bakanlar Kurulu‘nun 3 Temmuz 2022 tarihinde almış olduğu ve Resmi Gazete’de yayınlanan (13.000 + 3.000) olmak üzere toplam 16 bin mton’luk yakıt tedariğini gerçekleştirecek olan Can Ka isimli geminin 13 Temmuz Çarşamba günü öğle saatlerinde Teknecik Santrali kıyısında olması beklenmektedir. İhalesiz yakıt alımını taşımakta olan geminin, Kıb-tek’in bugüne kadar uyguladığı ‘Akaryakıt Temin ve Taşımacılık İhalesi’nin, Teknik Şartnamesi içerisinde belirttiği Teknecik terminali için tanımlanmış olan gemi özelliklerine uygun olmadığı tüm yetkililer tarafından bilinmesine rağmen bu risk ne uğruna alınmaktadır? Bunun anlaşılır bir izahatı yoktur” denildi.
“Teknecik tarihinde bir ilkin gerçekleşmesi beklenmektedir”
Geminin yükünün mevcut şamandıraların taşıma kapasitesinin üzerinde olduğunun, şamandıraların yakıt tahliyesi sırasında yerinden sökülme ihtimalinin de yüksek olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, bunun da bölge için büyük bir çevre felaketi anlamına geleceği ayrıca geminin draftının bölgenin batimetri değerlerine uygun olmadığı ve bundan dolayı da geminin yarı yükle taşımacılık yaptığı belirtildi.
Açıklama şöyle devam etti;
“Kıb-tek’i yönetenlerin elinde ‘bu nakliyat için uygundur’ görüşü olmamasına rağmen bu idari karar alınmıştır. Risk o kadar yüksektir ki; Teknecik tarihinde bir ilkin gerçekleşmesi ve geminin römorkler vasıtasıyla emniyette tutulmaya çalışılması beklenmektedir.
“Hortumların kopması veya geminin konumlandığı sırada oluşabilecek petrol sızıntıları…”
‘Ülkeyi ya elektriksiz bırakacağız ya da bu yakıtı bu şekilde alacağız’ denmesi doğru bir yaklaşım olmamakla beraber bu durum tarafımızca ‘bir iş bilmezlik’ olarak nitelendirilmektedir.
Yakıt ikmal işlemleri sırasında hortumların kopması veya geminin konumlandığı sırada oluşabilecek petrol sızıntıları gibi döküntülerin önüne geçmek için günümüzde dünya çapında çaba gösterilmektedir. Hafızalardan silinmeyen, tarihte iz bırakan Alaska’daki Exxon Valdez, İspanya’daki Erica ve Prestige takerinden sızıntılar, 2010 Nisan ayında Meksika körfezinde Deepwater Horizon vegeçtiğimiz sene Kalecik bölgesindeki petrol platformlarından sızan petrol döküntüleri, çevreye duyarlı her dünya insanını etkilemiştir.
“Petrol kaynaklı bir çevre felaketine ülkemizde şahit olmak istemiyoruz”
Aslında tüm bu petrol döküntülerinin bizlerde iz bırakmasının sebebi boyutunun, coğrafi konumunun ve müdahalenin yapıldığı andaki politik tutumun bileşenidir. Biz ise toplum olarak tüm bu kıstaslardan sınıfta mı kalacağız?
Kazanın şiddeti ve türü ne olursa olsun, toplum olarak petrol kaynaklı bir çevre felaketi görüntülerine kendi ülkemizde şahit olmak istemiyoruz.
Odalarımızın görevi kamuoyunu bu yakıt transferi esnasında olabilecek olan felaketlere karşı uyarmaktır. Dileğimiz ise kazasız bir yakıt transferinin gerçekleştirilmesidir”