Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Genel Başkanı Tufan Erhürman, asgari ücretin, hayat pahalılığının üzerine çıkması için somut önerilerde bulundu
Erhürman: Bu ülke kendi kendini yöneterek bu halkı dünyayla buluşturmayı da başaracak
Sim TV’de Meyil Adakul’un sorularını yanıtlayan CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman, “Devletin verdiği destekte işveren kapsamını daraltalım. Geri kalan kaynağı da doğrudan işçiye verelim. İşçinin eline geçen maaşın 8 bin 600 değil, 9 bin 400 olacak şekilde, doğrudan çalışanın destekleneceği bir durum yaratalım” diye konuştu.
Tufan Erhürman, yoksulluğun da Sarayönü’ne sıkışıp kalmanın da, Kıbrıs Türk halkının kaderi olmadığının altını çizdi. Bu yapının gideceğini, CTP’nin de tek başına iktidar hedefiyle yaratılan istikrarsızlığı bitirmek için yola koyulacağını vurgulayan Tufan Erhürman, “Bu ülke kendi kaynaklarıyla, kendi kendini yöneterek bu halkı dünyayla buluşturmayı da başaracak” diye konuştu.
“Hissedilen hayat pahalılığı çok daha yüksek”
Hayat pahalılığının yüzde 56,76 olarak açıklandığını hatırlatan Erhürman, hissedilen hayat pahalılığının çok daha yüksek olduğunu vurguladı. Hayat pahalılığının, yüzde 56,76 üzerinden kamu çalışanlarının önemli bir kısmına yansıtıldığını ifade eden Erhürman, asgari ücretliye yansıyan oranın ise yüzde 41 olduğunu kaydetti.
Asgari ücrete uygulanacak vergilerle, 8 bin 600’ün de altına düşeceğini belirten Erhürman, belirlenen asgari ücretin, hayat idame ettirebilmek için yeterli olmadığını vurguladı. 10 binlerce kişinin asgari ücretle geçindiğini söyleyen Erhürman, “10 binlerce insan şu anda açlık sınırı denilen sınırın altında” dedi. Yıllık hayat pahalılığının yüzde 110, gıda enflasyonunun ise yüzde 128 olduğuna işaret eden Erhürman, “Asgari ücretli, asgari temizlik ve asgari gıda ihtiyacını karşılayabilecek. Bu rakamların buralara düşmesi, ülkede sosyal patlamalara sebebiyet verecek” diye konuştu.
“Piyasadaki talep daralacak”
Ülkede çalışacak işçi bulmanın da zorlaştığına dikkat çeken Erhürman, emek piyasasındaki daralmadan da söz etti. Asgari ücrete hayat pahalılığının yansıtılmaması sonucunda, piyasada talebin daralacağının altını çizen Erhürman, “10 binlerce kişinin bakkaldan alacağı ekmek, zeytin yağı miktarı azalacak demektir. Bu, toplamda talepte bir daraltma yaratır” diye konuştu.
Erhürman, 8 bin 600 olarak belirlenen asgari ücretin, bu maaşla geçinecek insanları etkileyeceğini, aynı zamanda sosyal ve ekonomik alanda da tahribat yaratacağını vurguladı. Göç yasası olarak bilinen yasadan işe girenlerin, aynı işi yaptıkları kişilerden daha az ödeme aldığını kaydeden Erhürman, göç yasasından girenlerin bile, en üst vergi diliminde bulunduğunu vurguladı.
Hükümetin, ‘çok kazanandan çok, az kazanandan az’ vergi alacağı açıklamaları hakkında da konuşan Erhürman, “Çok kazanana çok, az kazanana az hayat pahalılığı verdiler. Söz konusu durum, sosyal adaletsizliği daha da büyüttü” dedi.
“Bu yapı gitmedikçe, durmadan duvara toslayacağız”
20 Haziran tarihinde CTP milletvekillerinin tümünün imzasıyla, göç yasasından girenlerle asgari ücretlilerin vergi vereceğini görerek yasa önerisi verdiklerine işaret eden Erhürman, ivedilik istediklerini de söyledi.
İvedilik taleplerine diğer vekillerin de evet dediğini anımsatan Erhürman, “Komiteye çıktı, hükümet bakan değiştirdi. Komite üyesi vekil, Maliye Bakanı oldu. Komitede bir üye düştü ve öneri geçirilmedi” dedi.
Bunun sonucunda asgari ücretin de vergi dilimi içine girdiğine vurgu yapan Erhürman, “Ne yaptıklarını bilmeyen, hesap kitap yapmayan bir yapıyla karşı karşıyayız. Bu yapı gitmedikçe, durmadan duvara toslayacağız” diye konuştu. Erhürman, her ihalesiz akaryakıt temininde ülkenin zarara uğradığını belirtti. CTP’nin aylardır, var olan kaynağın gösterilmediğini söylediğini ifade eden Erhürman, bu ülkede kaynağın, doğru yönetilmesi ve planlanması durumunda olduğunu vurguladı.
“Doğrudan çalışanın destekleneceği bir durum yaratalım”
Sadece kamuda çalışanları değil, özel sektör çalışanların da düşünülmesi gerektiğine dikkat çeken Erhürman, Maliye’nin de elini taşın altına koyarak ihtiyaçlı işvereni destekleyebileceğini kaydetti.
Devletin verdiği prim desteğinin Ağustos’ta zaten sonlanacağını belirten Erhürman, “Ağustos’tan itibaren geniş çapta işverene sosyal sigorta prim desteği vermenin gereği yok. Şimdi işveren kapsamını daraltalım. Geri kalan kaynağı da doğrudan işçiye verelim. İşçinin eline geçen maaşın 8 bin 600 değil, 9 bin 400 olacağı şekilde doğrudan çalışanın destekleneceği bir durum yaratalım. Bu çok somut bir öneridir. 8 bin 600 oradan gelen teklifti, Maliye tarafından desteklensin dediysek de dillendirilmedi. İşçiye sosyal sigorta prim desteği veya prim desteği olarak verilsin” dedi.
Söz konusu durum sonucunda hem işçinin korunacağını hem de sosyal patlamaların yatıştırılacağını vurgulayan Erhürman, bununla birlikte talebin bu kadar daralmasının da engelleneceğinin altını çizdi.
“Enerjide özelleştirme demek, özel tekel demektir”
“Bu kafada ne dört işlem ne adalet hiçbir şey yok” diyen Erhürman, Kıb-tek’in bu memleketin en devasa birimlerinden biri olduğunu vurguladı.
Kıb-tek’e verilen zararın, bu ülkeye çok büyük zarar olarak etki ettiğini belirten Erhürman, “Bu kadar küçük bir ülkede, piyasada rekabet koşullarının olamayacağı ülkede, enerjide özelleştirmeye giderseniz, orada özel tekel oluşur. Bu ülkede enerjide özelleştirme olmaz. Enerjide özelleştirme demek, özel tekel demektir” diye konuştu.
Söz konusu durumun sadece ekonomiye değil, siyasete de olumsuz etkiler yaratacağını vurgulayan Erhürman, memleketin parasının, har vurup harman savrulduğunu söyledi.
“CTP tek başına iktidar olacak”
Erhürman, “İstikrar ve iktidar bizim işimiz diyeceksiniz, sonra da en istikrarsız ve iktidarsız yapıyı kuracaksınız” ifadelerini kullandı. Şu anda sahada bir fiil yangın olduğuna işaret eden Erhürman, yangından haberdar olanın ise olmadığını belirtti.
Devletin gelen her maldan, döviz üzerinden vergi topladığına dikkat çeken Erhürman, bu ülkenin doğru plan ve program yapılması halinde, kendi ayakları üzerinde durabileceğini vurguladı.
Erhürman, “CTP tek başına iktidar olacak. Bu arkadaşlar gidecek, biz de tek başına iktidar hedefiyle yolda olacağız. İstikrarsızlığı bitireceğiz ve bu ülke kendi kaynaklarıyla, kendi kendini yöneterek bu halkı dünyayla buluşturmayı da başaracak. Yoksulluk da Sarayönü’ne sıkışıp kalmak da kaderimiz değildir. Bunların hepsi aşılacak” diye ekledi.