Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği Proje Koordinatör Dr. Ayşe Aydındoğmuş, gelişmiş ülkelerde uzun yıllar önce, Kıbrıs Cumhuriyeti‘nde de 1983 yılında “Toplum Ruh Sağlığı” sistemine geçilirken, kuzeyde ise İngiliz döneminden kalma çağ dışı Ruh Sağlığı Yasası‘nın var olduğunu vurguladı
Aydındoğmuş: Gelişmiş ülkeler ‘Toplum Ruh Sağlığı’ sistemine geçti
10 Ekim Dünya Ruh Sağlığı Günü dolayısıyla yazılı açıklama yapan Aydındoğmuş, Dünya Ruh Sağlığı Federasyonu‘nun her yıl bir tema belirlediğini, bu yılın temasının da “Ruh sağlığını ve ruhsal iyilik halini küresel bir öncelik haline getirelim” olduğunu söyledi.
Aydındoğmuş, “Kuzey Kıbrıs’ta kronik ruhsal hastaların tedavisi, poliklinikte yapılan doktor takipleri ve alevlenme dönemlerinde hastane yatışlarıyla gerçekleşmektedir. Bunlar çok önemli olmakla birlikte, gelişmiş ülkeler, hastaların topluma kazandırılmaları gerektiğini savunarak hastane odaklı tedaviden vazgeçmişler ve ‘Toplum Ruh Sağlığı’ sistemine geçmişlerdir” dedi.
“Kıbrıs Cumhuriyeti’nde 1983 yılında bu sisteme geçildi, kuzeyde ise hala çağ dışı yasa var”
Kıbrıs Cumhuriyeti’nde de bu sisteme geçişin 1983 yılında başladığını, Kıbrıs’ın kuzeyinde ise halen İngiliz idaresi döneminden kalan Ruh Sağlığı Yasası’nın kullanıldığını ve çağın gerisinde bir yaklaşımla hastaların sadece hastane odaklı tedavi edilmdiğini belirten Aydındoğmuş, hastaların yaşadıkları toplumdan kopartıldığına vurgu yaptı.
Aydındoğmuş, “Hastalar ve aileleri, damgalanma ve sosyal dışlanma, işsiz kalma korkularından dolayı sorunlarını dile getirememektedir. Bu da hastaların hak ihlalerine neden olmaktadır. İleri yaşlarda kimsesiz kalan ruh sağlığı sorunu yaşayan hastalar ise pek çok bakımevi tarafından kabul edilmemektedir. Bunun en başta gelen nedeni ise, ruh sağlığı hizmetine ve ilaçlarına erişimin kolay olmamasıdır. Evde olduğu gibi, bakımevinde de alevlenme dönemleri yaşanmadan önce onları takip edecek bir sistem yoktur. Bu durum alevlenme dönemlerinin daha sık yaşanmasına neden olmaktadır” dedi.
“Mağusa’da yaşayan bir hasta ilacını almak için Lefkoşa’ya gitmek zorunda”
Aydındoğmuş açıklamasına şöyle devam etti;
“Hem özel hem de devlete bağlı olan bakımevleri bu gibi durumlarla baş edememektedir. İlaç alımlarında ise, bu kişiler sadece Barış Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nden ilaç temin edebilmektedir. Örneğin Mağusa’da yaşayan bir hastanın ailesi, ilacını ücretsiz almak için her ay Lefkoşa’ya gitmek zorunda kalmaktadır.
Bunun temini hem aileler hem bakımevleri için çok zordur ve hastalar bu nedenle ihmal edilmektedir. Bunlara ek olarak, alevlenme dönemi yaşayan bir kişiyi hastaneye götürecek bir ambulans yoktur ve polis eşliğinde hastaneye gitmektedirler.
“Hiç bir insan toplumdan dışlanamaz ve damgalanamaz”
Bedenimiz gibi ruhumuzun da hastalanması normal iken, bu kişiler hastalıkları nedeniyle suçlu muamelesi görüyorlar ve toplumdan dışlanıyorlar. Bu insan haklarına aykırıdır, hiç bir insan toplumdan dışlanamaz ve damgalanamaz.
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği olarak Kuzey Kıbrıs’ta bulunan yöneticileri ruh sağlığı alanında gerekli reformları ivedilikle yapmaya, ruh sağlığı yasasını güncellemeye ve hastanelerde de hiç bir zaman yeterli sayıda bulunmayan psikiyatri alanındaki doktor, hemşire ve psikologların sayılarını artırıp her hastandede vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya davet ediyoruz.
Derneğimiz hastaların sesi olmaya ve bu alanda gerekli adımların atılıp sistemi iyileştirmeye yönelik çalışmalarına devam edecek. Dernek çalışmaları, derneğin web sitesi, Facebook, Instagram ve Twitter hesaplarından takip edilebilir.
Yaşlı Hakları ve Ruh Sağlığı Derneği, Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan yaşlıların ve kronik ruhsal hastalığı olan bireylerin insan hakları doğrultusunda yaşamalarına ve yaşam kalitelerini arttırmalarına olanak sağlayacak çalışmalar yapan bir sivil toplum kuruluşudur”