İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyelerine hakaret ettiği iddiasıyla açılan davanın yeni duruşması bugün görülüyor, duruşma, İstanbul Kartal’daki Anadolu Adliyesi’nde gerçekleştiriliyor
İmamoğlu: Karar ne olursa olsun, herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum
Adliye çevresinde geniş güvenlik önlemleri alınmış durumda. Çok sayıda milletvekilinin izlediği duruşmayı takip etmek isteyen gazetecilerin bir kısmı salona alınmadı.
Savcı, İmamoğlu’na 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası verilmesini ve Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “siyasi yasak” içeren 53. maddesinin de uygulanmasını istiyor. İmamoğlu’nun avukatlarının reddi hâkim talebi de savunma için ek süre talepleri de kabul edilmedi.
İmamoğlu Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, “Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum” ifadelerini kullandı.
CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu da Twitter’dan, “Bizler saat: 16.00’da salonda duruşmayı izlerken örgütümüz ve İstanbulluları aynı saatte Şaraçhane’ye bekliyoruz” açıklamasını yaptı.
İYİ Parti Genel Başkanı Genel Başkanı Meral Akşener ise yine Twitter’dan yaptığı açıklamada “Ankara’dan yola çıktım, Saraçhane’de görüşürüz” dedi.
16 milyon İstanbullunun evi Saraçhane’dir. İstanbul ve Türkiye, iradesine daha önce nasıl sahip çıktıysa bugün de çıkacaktır. Karar ne olursa olsun, kâh sevincimizi kâh irademizi göstermek adına herkesi saat 16.00’da Saraçhane’ye davet ediyorum.
— Ekrem İmamoğlu (@ekrem_imamoglu) December 14, 2022
Ankara’dan yola çıktım, Saraçhane’de görüşürüz. @ekrem_imamoglu https://t.co/G5yq5V8VDJ pic.twitter.com/CWNPCy9Mgk
— Meral Akşener (@meral_aksener) December 14, 2022
Dava neden ve nasıl açıldı?
İmamoğlu, 30 Ekim 2019’da Fransa’nın Strasbourg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde bir konuşma yaptı.
İBB Başkanı konuşmasında “seçim döneminde kamu kaynaklarının iktidar lehine sınırsız şekilde kullanıldığını, kampanya süresince toplumu bölen ve kutuplaştıran bir dil kullanıldığını, Cumhurbaşkanı ve kabine üyelerinin seçim yasaklarını dikkate almayan eylem ve uygulamalarda bulunduklarını” söyledi.
İmamoğlu, “iktidarın İstanbul’da seçimi, YSK kararı ile iptal ettirerek kazanmak istediğini” savundu.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise 4 Kasım 2019’da İmamoğlu’nu kastederek “Avrupa Parlamentosu’na gidip, Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş bu kadar bedava değil” dedi.
İmamoğlu aynı gün İstanbul’da gazetecilere yaptığı açıklama sırasında Soylu’nun bu sözlerinin hatırlatılması üzerine, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler, ve dünyada, Avrupa’da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan biten şeylere baktığımızda, tam da 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır, önce oraya bir odaklansın” ifadelerini kullandı.
Bu açıklamayla ilgili olarak, YSK’nın yazılı suç duyurusunda bulunması ardından İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı.
Savcılığın hazırladığı iddianame, 28 Mayıs 2021’de Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesin tarafından kabul edildi ve İmamoğlu için hapis cezası ve siyasi yasak talep edilen dava süreci başladı.
İddianamede neler var?
İddianamede, İmamoğlu’nun 4 Kasım 2019’da gazetecilere yaptığı açıklamada, YSK üyelerine hakaret içeren ifadeler kullandığı öne sürülüyor.
İmamoğlu’nun, “açıklama sırasında kullandığı söylemle YSK üyelerine alenen hakaret ettiğinin anlaşıldığı” belirtilen iddianamede, “bu sözün, kurul üyelerinin onur, şeref ve saygınlığını rencide edecek nitelikte olduğu” ifade edildi.
“İBB Başkanlığı seçiminin 6 Mayıs 2019’da YSK tarafından iptal edildiği nazara alındığında, söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmadığı” belirtildi.
İddianamede yer alan yazılı savunmasında İmamoğlu ise söz konusu açıklamasında YSK üyelerine yönelik bir ifadesi olmadığını, bu söylemin kimse tarafından da Kurul üyelerine yönelik algılanmadığını ifade etti.
İmamoğlu’nun o dönem YSK Başkanı olan Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik, “zincirleme şekilde kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret” suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.
Duruşmalarda neler yaşandı?
Savcılık 20 Nisan 2022 tarihindeki duruşmada esas hakkındaki mütaalasını açıkladı ve hapis cezası talep etti.
Davanın bugünkünden önceki son duruşması 11 Kasım’da görüldü. İmamoğlu’nun avukatları 11 Kasım’daki duruşmada reddi hâkim talebinde bulundu.
Ancak hâkim, mahkemeyi uzatmaya yönelik olduğunu söyleyerek talebi reddetti. Savcı, Nisan ayındaki mütalaasını yineleyerek İmamoğlu’na hapis cezası verilmesini ve hakkında Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) ‘siyasi yasak’ içeren 53. maddesinin de uygulanmasını istedi.
Hâkim, duruşmayı 14 Aralık’a erteledi.
İmamoğlu’nun avukatı Kemal Polat, bugünkü duruşma öncesi yaptığı açıklamada, “Bu celsede biz, tanıklarımızın dinlenilmesi ve diğer usulü işlemlerin tamamlanması, delillerin toplanması konusunda ısrarcı olacağız. Buradan beklentimiz açıkçası bir beraat kararıdır” dedi.
Polat, “Hukuka uyulacaksa, usule, yasalara uyulacaksa mahkemenin yarın [bugün] bir karar vermemesi gerek” diye konuştu.
İmamoğlu davayı nasıl değerlendiriyor?
İmamoğlu bugüne kadar yaptığı farklı açıklamalarda “hukuksuz” olarak gördüğünü belirttiği davaya tepki gösterdi.
“Ahmak” ifadesini kullanırken YSK üyelerini değil, kendisi için bu kelimeyi sarf eden İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya yanıt verdiğini söyledi.
İmamoğlu bir açıklamasında, “Hücremde bu konuyla ilgili tek bir endişe, korku, kaygı, hissetmiyorum ama şu mahkemeden utanç duyuyorum. Böyle bir yargılama olamaz. Şaka gibi. Trajikomik bir durum…Her ne olursa olacak ama ben her şeye rağmen bu ülkenin o yüce yargısına güvenmek istiyorum” dedi.
Soylu dava için ne diyor?
TC İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Kasım ayında yaptığı açıklamada, kendisinin veya bakanlığının dava ile bir ilgisinin bulunmadığını savundu.
Soylu, “Bana açılmış bir dava değil. Benim açtığım bir dava da değil. Hatta İçişleri Bakanlığı ve bağlı hiçbir birimi de bu dava ile hukuken ilgili değil” dedi.
“Konunun, kullanılan ifadenin muhatabı YSK tarafından yargıya taşındığını” belirten Soylu, şu ifadeleri kullandı:
“Bu davanın yargılaması sırasında İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı, dava konusu ifadesiyle şahsımı, yani İçişleri Bakanı’nı kastettiğini söylemiş, yani hakareti bana yöneltmiş. Ben de kendisi hakkında bu ifadesinden dolayı ayrıca bir şikayette bulundum. Bu şikayet, YSK ile olan davadan ayrı olarak İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nda devam ediyor”
Bundan sonra ne olabilir?
Bugünkü duruşmanın sonucunun ne olacağına dair farklı tahminler yürütülüyor. Ancak hukukçular, duruşmada karar çıkma olasılığı bulunduğunu belirtiyor.
Bununla birlikte karar çıksa dahi kararın kesinleşmesi için istinaf mahkemesi ve Yargıtay süreçlerinin de tamamlanması gerekiyor.
Salı günü TV100 kanalına konuşan İmamoğlu, siyasi yasak kararı alınırsa ne yapacağına dair soruya, “Bünyemi onla yormak istemiyorum. Yarın (Bugün) böyle bir kötü karar, böyle bir duygu hissetmiyorum, hissetmek de istemiyorum. Milletimiz adına da Türkiye Cumhuriyeti Yargısı adına da istemiyorum. Ekrem İmamoğlu bundan en son zarar görecek kişi” cevabını verdi.
Derlem: BBCTürk