DünyaInstagramManşetSiyaset

Cinsel taciz suç kapsamına girdi, yabancı diplomatlara alkol satışına izin verildi




Şeriatla yönetilen Suudi Arabistan’ın Veliaht Prensi Muhammet bin Selman’ın “Vizyon 2030” projesi kapsamında ülkede yeni gelişmeler gündeme geliyor

Cinsel taciz suç kapsamına girdi, yabancı diplomatlara alkol satışına izin verildi

Suudi Arabistan’ın son olarak geçen aylarda, ilk kez bir güzellik yarışmasına temsilci göndermesi dikkat çekti. Selman’ın reformları kapsamında Eylül 2017’de, 1980’lerin başından bu yana kadınların araç kullanmasına yönelik uygulanan yasak kaldırıldı.

Cinsel tacizi suç sayan yasa kabul edildi. Ülkedeki yabancı diplomatlara alkol satışına izin verilmeye başlandı. 21 yaş ve üzerindeki Suudi kadınların, yanlarında erkek “vasi” olmadan pasaport başvurusunda bulunmalarına, seyahat etmelerine ve stadyumlara girmelerine izin verildi. 2030 yılına kadar 300’den fazla sinemanın açılmasını hedeflendi.

Riyad’da Suudi Arabistan’ın ilk gece kulubü kapılarını açtı. Reformlar son yıllarda tüm dünyanın ilgisini çekiyor ve ülkenin ekonomi politikalarını batıya endekslemesi açısından hayati önem taşıyor. Ancak toplanma özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve idam cezası gibi konularda henüz bir gelişme yok.

Saktanber: Amaçları ekonomi

Ortadoğu’da ve Türkiye’de kadın hakları üzerine çalışan Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ayşe Saktanber, Selman’ın hayata geçirdiği reformların Suudi toplumu ve Suudi kadınları üzerindeki etkilerini Cumhuriyet’e değerlendirdi.

Saktanber, “Suudi Arabistan’da vesayet sistemi var. Kadınlar bu sistemin altında yaşıyor ve bunun etrafında örgütlenmiş bir devlet yapısı var. Şu an yapılan reformlar da hak odaklı olmaktan ziyade ülkenin dünya ekonomisine ayak uydurması ve gelişmesi için çizilen bir rota çerçevesinde yapılıyor. Vesayet sistemi duruyor fakat onun içerisinde kadınlar ufak ufak kazanımlar elde ediyorlar” dedi.

Bugün olanları anlamak için Suudi Arabistan’daki kadın hareketinin geçmişine bakılması gerektiğine işaret eden Saktanber, “Suudi Arabistan’da ilk büyük kadın hareketi olarak bakabileceğimiz şey ehliyet almak ve araba kullanabilmek. Kadınlar bu hakkını 21. yüzyılda elde edebiliyor. Gündelik yaşamları için o kadar önemli ki. Olup bitenlere bakarken Suudi Arabistan’da kadın hareketine de bakmak lazım. Her zaman çok görünür olmasa da yine de bir hareketlenme hali var. 2010’daki Arap Baharı’nın etkileri de önemli” diye konuştu.

“Toplanma hakları yok”

Saktanber ayrıca kadınların sosyal medya üzerinden örgütlenmelerinin de bu hareketin önemli bir kısmını oluşturduğunu çünkü Suudi Arabistan’da kadınların sokakta toplanamadığını söyledi.

İnsan hakları raporları incelendiğinde Suudi Arabistan’da mahkemelerin hâlâ kadınların ve kız çocuklarının lehine karar almadığını söyleyen Saktanber, “Kadınlar laiklik olmadan; bizim medeni kanun, ceza kanunu, aile kanunu gibi Cumhuriyet devrimlerimiz olmadan, hak bazlı değişimler olmadan çeşitli izinler alıyorlar. Suudi Arabistan’da çok uzun süre daha bu sistemin ortadan kalkacağını sanmıyorum. O zaman Suudi Arabistan diye bir şey kalmaz çünkü bu spesifik patriyarka üzerine kurulmuş bir krallık. Ancak umuyorum ki kadınlar daha çok nefes alanı kazanabilir. Hak bazlı değişimler yaşanabilmesi için laiklik şart. Bu reformlardan yararlanan kadınların gelecek nesillere aktarılmak üzere açacakları yeni alanlar olması umut verici ama bunları koruyacak yasal sistemlerin olması şart” ifadelerini kullandı.









Başa dön tuşu