DünyaGüncelInstagramSiyasetSürmanşet

Son bir haftadaki eylemlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 150’yi aştı!




Bangladeş‘te, tıpkı ülkemizde de yaşandığı gibi devlet memurluğuna alımlarla ilgili yasa değişikliğine karşı başlayan protestolar hükümet karşıtı eylemlere dönüştü

Son bir haftadaki eylemlerde hayatını kaybedenlerin sayısı 150’yi aştı

Yasanın mahkeme tarafından büyük oranda değiştirilmesine karşın gerginlik devam ediyor.

Son bir haftada eylemlerde öldürüldüğü tespit edilenlerin sayısı 24 Temmuz itibarıyla 150’yi aştı, ancak gerçek sayının bunun üzerinde olduğu savunuluyor.

18 Temmuz’dan bu yana uygulanan sokağa çıkma yasağı ve internet kısıtlaması sürüyor.
Yerel medyaya göre gösterilerde gözaltına alınanların sayısı 2500’ü geçti.

Protestolara yoğun bir şekilde katılan öğrenciler kayıpların bulunmasını, gözaltına alınanların serbest bırakılmasını ve sorumlu bakanların istifasını talep ediyor.

Mahkemeden kısmi iptal kararı

Tartışmalı yasa, ülkede kamu sektöründeki işlerin üçte birini, ülkenin 1971’de Pakistan’dan bağımsızlık için verdiği savaşa katılanların akrabaları için ayırıyordu.

Ülkenin yüksek mahkemesi, kamu istihdamına ilişkin hükümet planını büyük ölçüde iptal etti.

Mahkeme, gazi yakınlarına %5’lik bir kota ayrılabileceğine hükmetti.

Öğrenciler sistemin ayrımcı olduğunu öne sürmüş, liyakat esasına göre personel alımı talebiyle protestolara başlamıştı.

23 Temmuz itibarıyla ülke genelinde internet bağlantısı temel sektörlere sağlanıyor. Sosyal medya platformları ise hala erişime kapalı.

Protesto liderleri, polisin barışçıl göstericilere karşı acımasız güç kullandığını ve bu durumun infiale yol açtığını söylüyor. Protestocular, öldürülenler için adalet talebiyle eylemlerini sürdüreceklerini söylüyor.

Protestocular güvenlik güçlerini aşırı güç kullanmak ile suçluyor

Dakka’da özel bir üniversitede okuyan ve güvenlik sebebiyle gerçek adının gizli tutulmasını isteyen Raya, BBC Bengali Servisi’ne verdiği demeçte protestolara 17 Temmuz’da katıldığını, ancak güvenlik güçleriyle çatışmaların 18’inde “gerçekten korkunç” bir hâle geldiğini söyledi.

“Polis sabah 11:30’dan itibaren öğrencilere biber gazı kapsülleriyle saldırdı. O an bazı öğrenciler bu kapsülleri polislere geri fırlattı” diye konuştu.

Raya, kolluk kuvvetlerinin daha sonra göstericilere karşı plastik mermi kullanmaya başladığını ve ağır yaralıların hastaneye götürülmesine izin vermediğini söyledi.

Eylemci öğrenci, “biz o gün yalnızca barışçıl bir miting yapmak istedik. Ama polis, biz daha hiçbir şey yapamadan tüm ortamı mahvetti” diye ekledi.

En fazla can kaybının yaşandığı 19 Temmuz’daysa olaylar giderek kötüleşti. Sabah 10 civarında yüzlerce eylemci, polisle çatışmaya girdi.

Eylemciler polise tuğla ve taş attı, polis ise ateş açarak, biber gazı kullanarak ve ses bombası atarak karşılık verdi. Bu süreçte havadan ateş açan bir helikopter de görüldü.

İlerleyen saatlerde çok sayıda yaralı, hastanelere akın etti.

Acillerde kısa sürede artan hasta sayılarından dolayı zor anlar yaşandı.

İsmini vermeden BBC Bengali’ye konuşan bir doktor, yaralıların büyük kısmının plastik mermilerle vurulduğunu söyledi.

“Ağır yaralı hastaları Dakka Tıp Koleji Hastanesi’ne gönderdik, burada onlara bakamıyorduk” dedi.

Bir devlet hastanesinde çalışan ve adını vermek istemeyen başka bir doktor ise 18 Temmuz’da altı saatlik mesaisinde otuzdan fazla ameliyata girdiğini söyledi.

“Tecrübeli doktorlar için bile sinir bozucuydu… Bazı meslektaşlarım ve ben bu kadar fazla yaralı genci tedavi ederken oldukça gergindik” şeklinde konuştu.

Öğrenci liderden işkence iddiası

Eyleme katılan öğrencilere liderlik eden isimlerden Nahid İslam, 19 Temmuz’da kayıplara karıştı.

Babası, İslam’ın bir arkadaşının evinden kaçırıldığını ve 24 saat sonra ortaya çıktığını söyledi.

Nahid de kaçırıldığını ve dedektif olduğunu iddia eden kişiler tarafından sorgulandığını söyledi.

Bangladeşli öğrenci, bu kişiler tarafından fiziksel ve mental işkenceye maruz bırakıldığını öne sürdü.

Nahid’in iddialarına yanıt veren Bangladeş Enformasyon ve Yayıncılık Bakanı Muhammed Ali Arafat, BBC’ye verdiği demeçte meselenin soruşturulacağını söyledi.

Arafat ayrıca olayın Bangladeş polisinin adını karalamak adına yapılmış bir “sabotaj” olabileceğini söyledi.

18 milyon genç Bangladeşli iş arıyor

Dakka Üniversitesi’nde sosyoloji profesörü Dr. Samina Luthfa, BBC’ye verdiği demeçte, “Artık sadece öğrenciler değil, toplumun her kesiminden insanlar protesto hareketine katılmış gibi görünüyor” dedi.

Bangladeş’in dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinden biri olmasına rağmen uzmanlar, büyümenin üniversite mezunları için istihdama dönüşmediğine dikkat çekiyor.

Tahminlere göre ülkede iş arayan yaklaşık 18 milyon genç var.

Üniversite mezunları arasında daha az eğitimli akranlarına göre işsizlik oranları daha yüksek.

Bangladeş, hazır giyim ihracatında bir güç merkezi haline geldi. Ülke küresel pazara yaklaşık 40 milyar dolar (yaklaşık 1.3 trilyon lira) değerinde giysi ihraç ediyor.

Sektörde çoğu kadın olmak üzere dört milyondan fazla kişi çalışıyor. Ancak fabrikadaki işler gelecek vaadeden genç nesil için yeterli değil.

Şeyh Hasina: İstifa çağrıları yapılan Başbakan

Başbakan Şeyh Hasina’nın 15 yıllık iktidarı altında Bangladeş büyük bir dönüşüm yaşadı, başkent Dakka’da yeni yollar, köprüler, fabrikalar ve hatta metro hattı yapıldı.

Kişi başına düşen gelir son on yılda üç katına çıktı ve Dünya Bankası, son 20 yılda 25 milyondan fazla insanın yoksulluktan kurtarıldığını tahmin ediyor.

Ancak pek çok kişi bu büyümenin bir kısmının yalnızca Hasina’nın iktidardaki partisi Awami Birliği’ne yakın olanlara yaradığını söylüyor.

Dr. Luthfa, “Çok fazla yolsuzluğa tanık oluyoruz. Özellikle iktidara yakın olanlar arasında. Yolsuzluk uzun süredir cezalandırılmadan devam ediyor” dedi.

Son aylarda Bangladeş sosyal medyasında üst düzey eski kurmaylar ve devlet memurları dahil olmak üzere, Hasina’nın bazı eski yetkililerine yönelik yolsuzluk iddiaları tartışılıyordu.

Hasina, yolsuzluğa karşı harekete geçtiğini ve bunun uzun süredir devam eden bir sorun olduğunu savundu.

Bangladeş’teki yolsuzlukla mücadele komisyonu, bir zamanlar Hasina’nın yakın müttefiki olarak görülen eski polis şefi Benazir Ahmed hakkında, yasa dışı yollardan milyonlarca dolar biriktirdiği iddiasıyla soruşturma başlattı. Kendisi bu iddiaları reddediyor.

Yolsuzluk iddialarının yanı sıra birçok hak savunucusu, son 15 yılda demokratik faaliyet alanının daraldığına dikkat çekiyor.

BBC’ye konuşan İnsan Hakları İzleme Örgütü’nün Güney Asya direktörü Meenakshi Ganguly, “arka arkaya üç seçim boyunca inandırıcı, özgür ve adil bir oylama süreci olmadı” dedi ve ekledi:

“[Hasina] belki de insanların kendi liderlerini seçme yönündeki en temel demokratik haklardan mahrum bırakılmaları konusundaki memnuniyetsizlik düzeyini hafife aldı.”
Ana muhalefetteki Bangladeş Milliyetçi Partisi (BNP), Hasina döneminde özgür ve adil seçimlerin mümkün olmadığını ve seçimlerin tarafsız bir geçici yönetim altında yapılmasını istediğini söyleyerek 2014 ve 2024 seçimlerini boykot etti.

Hasina bu talebi reddetti.

Hak grupları ayrıca son 15 yılda çoğu hükümeti eleştiren 80’den fazla kişinin ortadan kaybolduğunu ve ailelerinin onlardan haber alamadığını söylüyor.

Dr. Luthfa, “Hükümete ve iktidar partisine karşı uzun süredir birikmiş bir öfke var” diyor ve ekliyor:

“İnsanlar artık öfkelerini gösteriyor. Başvurabilecekleri bir çare kalmadığında protesto ediyorlar.”

Hasina’nın bakanlarıysa, “provokatif” olarak tanımladıkları eylemlere rağmen hükümetin aşırı itidal gösterdiğini söylüyor.

Gösterilere siyasi muhalefetin ve şiddetten sorumlu tuttukları “İslamcı partilerin” sızdığını iddia ediyor.

BBC











Başa dön tuşu