DünyaInstagramSağlıkSürmanşetYaşam

“Beyin ölümü” protokolleri tartışmaya açıldı: “Bu, herkesin en büyük kabusu değil mi?”






Aşırı dozdan hastaneye yatırılan bir kişinin kalp krizi sonucu beyin ölümü gerçekleştiği bildirildi fakat hasta ameliyat masasında birden ağlamaya başladı. Hastanın organları tam alınacakken uyanması hastanelerdeki ölüm tanı kriterlerine dair tartışmalara yol açtı

Ölüm tanı kriterlerine dair tartışmalar alevlendi

ABD’nin Kentucky eyaletinde, beyin ölümünün gerçekleştiği bildirilen bir adamın organları alınmak üzereyken aniden uyanması, ülke genelinde organ bağış prosedürleri ve hastanelerdeki ölüm tanı kriterlerine dair tartışmaları alevlendirdi.

Olay, organ bağış sistemlerinde kullanılan protokollerin güvenilirliği hakkında soru işaretleri doğurdu.

İhbarcı Nyckoletta Martin, bu korkunç olayı ABD Temsilciler Meclisi Enerji ve Ticaret Komitesi’nin Eylül ayında düzenlediği organ bağışı ve nakil sistemine dair oturumunda dile getirdi.

Martin, Kentucky Organ Donörleri Bağışçıları (KODA) adına çalışırken, Ekim 2021’de gerçekleştirilen bir cerrahi işlemle ilgili olay notlarını incelediğini iddia etti.

Science Alert bilim sitesinin ABD’nin ulusal yayın kuruluşu NPR’den (National Public Radio) aktardığına göre, bu notlarda bağışçının kalp nakli öncesinde gerçekleştirilen klinik test sırasında yaşam belirtisi gösterdiği kaydedildi. Martin, NPR’ye yaptığı açıklamada, “Bağışçı, o sabah kardiyak kateterizasyon için yapılan işlem sırasında uyanmış ve masada hareket ediyordu” ifadelerini kullandı.

Uyanan hasta: TJ Hoover’ın hikayesi

36 yaşındaki Anthony Thomas ‘TJ’ Hoover II, Kentucky’nin Richmond şehrindeki Baptist Health Hastanesi’ne aşırı doz nedeniyle getirildikten sonra kalp krizi geçirmiş ve beyin ölümü gerçekleştiği açıklanmıştı. Hayat destek ünitesinden ayrıldıktan sonra organlarının bağışlanması için hazırlıklar yapıldı.

Ancak TJ’nin kardeşi Donna Rhorer, kardeşinin gözlerinin ameliyathaneye götürülürken açıldığını ve etrafa baktığını gördüğünü belirtti. Rhorer, hastane personelinin bu durumu “sık rastlanan bir refleks” olarak nitelendirdiğini ifade etti.

Olayın devamında, TJ’nin ameliyat masasında daha abartılı hareketler yapması ve “görünür şekilde ağlaması” üzerine, ameliyathanede büyük bir şaşkınlık yaşandı. NPR’nin haberine göre, bu durum karşısında cerrahlar ameliyatı durdurma kararı aldı. KODA ise olayın yanlış yansıtıldığını savunarak başka bir doktorun işlem için çağrıldığı iddiasını reddetti.

“Bu duruma dahil olmak istemiyorum”

Organ muhafaza görevlisi Natasha Miller, NPR’ye yaptığı açıklamada, “Ameliyatı gerçekleştiren cerrah, ‘Bu işten çekiliyorum, bu durumla ilgilenmek istemiyorum’ dedi” şeklinde konuştu. Miller, ameliyathanede kaosun hakim olduğunu ve herkesin büyük bir üzüntü yaşadığını belirtti.

Neyse ki TJ, halen hayatta ve kız kardeşinin bakımında bulunuyor. Ancak NPR’ye göre, TJ’nin konuşma, hafıza ve hareket kabiliyetlerinde ciddi sorunlar yaşamaya devam ediyor.

Olay federal düzeyde inceleniyor

Federal Sağlık Kaynakları ve Hizmetleri İdaresi (HRSA) tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında olay detaylı bir şekilde inceleniyor. Baptist Health Richmond, NPR aracılığıyla yaptığı açıklamada, “Hastalarımızın güvenliği en büyük önceliğimizdir” ifadelerine yer verdi. KODA ise bu olayın yanlış anlaşıldığını ve doğru şekilde yansıtılmadığını savundu.

KODA’nın Eylül ayında yaptığı açıklamada, “Eğer bir hastanın durumu iyileşirse veya belirlenen süre içinde kardiyak arrest gerçekleşmezse, aileye bağışın gerçekleşemeyeceği bildirilir ve hasta hastanenin bakımına bırakılır. Bu olayda da tam olarak bu gerçekleşmiştir” denildi.

“Beyin ölümü” protokolleri tartışmaya açıldı

Bir hastanın gelecekte bilinç kazanma olasılığının belirlenmesi, büyük ölçüde beyin fonksiyonlarının durumunu değerlendiren kriterlerin karşılanmasına bağlıdır.

Ancak bu kriterlerin sıkı tutulması, iyileşme şansı çok düşük olan hastaların yoğun bakım kaynaklarını ve potansiyel organları işgal etmesi gibi bir risk doğurabilir. Kriterlerin çok gevşetilmesi ise bu gibi nadir olayların daha sık yaşanmasına ve halkın tıbbi sisteme olan güveninin sarsılmasına yol açabilir.

Martin, NPR’ye yaptığı açıklamada, “Bu, herkesin en büyük kabusu değil mi? Ameliyat sırasında canlı olmak ve birinin sizi kesip organlarınızı alacağını bilmek. Bu, gerçekten dehşet verici bir durum” ifadelerini kullandı.

Organ bağış sisteminde reform çalışmaları

Organ nakli, ABD’de büyük bir sağlık sorunu olmaya devam ediyor. Mevcut yönetim, organ bağışı sistemini daha hesap verebilir ve şeffaf hale getirmek için reformlar üzerinde çalışıyor.

Bu vakada olduğu gibi hataların meydana gelme ihtimali, halk arasında kaygılara yol açarken, aynı zamanda bağışlardaki eşitsizlikler, uzun bekleme süreleri ve bağışlanan organların israf edilmesi gibi sorunlar da mevcut ağlara yönelik eleştiriler arasında yer alıyor.

ABD’de geçen yıl 46 bin den fazla organ nakli başarıyla gerçekleştirildi. Ancak bu, organ bekleyen yaklaşık 100 bin hastanın yalnızca küçük bir kısmını kapsıyor. Nakillerin mümkün olabilmesi, bir yabancının cömert bağışı ve tıp uzmanlarının deneyimi, ilgisi ve dikkati sayesinde gerçekleşiyor.









Başa dön tuşu