Türkiye Cumhuriyeti Devleti Kurucu Mustafa Kemal Atatürk‘ün, 29 Ekim 1923’te Cumhuriyeti ilan etmesinin üzerinden 101 yıl geçti. Türkiye’nin dört bir yanında Cumhuriyet Bayramı törenlerle ve konserlerle kutlanacak
Türkiye’de resmi tatil
Bugün Türkiye’de resmi tatil olduğu için okullar ve kamu kurumları kapalı; o yüzden çoğu şehirde kutlamalar hafta başında başladı.
28 Ekim günü okullarda törenler düzenlendi, çoğu şehirde ise çelenk sunma törenleri düzenlendi. Bolu’da öğrencilerin ve öğretmenlerin katılımıyla cumhuriyetin 101. yılı için bir bisiklet turu gerçekleştirildi.
TC Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’na ilişkin duygu ve düşüncelerin CİMER’e yazılabileceğini duyurdu.
İstanbul’da Büyükşehir Belediyesi’nin sorumluluğunda olan 33 müze ücretsiz gezilebilecek.
İBB tarafından organize edilen kutlamaların adresi Yenikapı Etkinlik Alanı olacak. Emir Can İğrek ve Hadise’nin sahne alacağı bir ücretsiz halk konseri düzenlenecek.
Aynı zamanda İstanbul’daki çoğu ilçe belediyesi de meydanlarda ücretsiz halk konserleri düzenliyor.
Neler yaşanmıştı…
Cumhuriyetin ilan edildiği tarihi günde yaşananlar, Atatürk’ün emriyle Cumhuriyet Gazetesi kurucusu Yunus Nadi ve arkadaşları tarafından kurulan Anadolu Ajansı’nın kayıtlarına şöyle yansıdı…
Meclis, saat 18.00’de İsmet İnönü başkanlığında toplandı. Gündemde ülkenin yönetim şeklinin “Cumhuriyet” olduğunu duyuran anayasa değişikliği teklifi vardı.
Yunus Nadi Bey teklif üzerine söz aldı. Mondros Mütarekesi’ne kadar yaşanan olayları anımsatıp Cumhuriyetin ilanının gerekliliğini dile getirdi. Daha sonra kürsüye çıkan Vasıf Bey, Cumhuriyeti övdü.
Eyüp Sabri Hocaefendi, gecikmeden cumhurbaşkanının seçimiyle devam edilmesini talep etti. Konuşmaların ardından tasarı saat 20.30’da oturuma katılan 158 üyenin tamamının oyuyla kabul edildi.
Cumhuriyetin ilanı “Yaşasın Cumhuriyet” sesleri ve alkışlarla karşılandı.
Ardından Cumhurbaşkanı seçimine geçildi. Oylama gizli yapıldı. 158 milletvekilinin tamamı aynı isme oy verdi: Mustafa Kemal.
“Efendiler…”
Atatürk, genç Cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı olarak kürsüye çıktı. İlk konuşmasında şunları söyledi:
“Efendiler; asırlardan beri Doğu’da haksızlığa ve zulme uğramış olan milletimiz, Türk milleti, gerçekte soydan sahip bulunduğu yüksek kabiliyetlerden yoksun zannediliyordu.
Son yıllarda milletimizin fiili olarak gösterdiği kabiliyet, istidat ve kavrayış kendi hakkında kötü düşünenlerin ne kadar gafil ve ne kadar gerçeği görmekten uzak, görünüşe aldanan insanlar olduğunu pek güzel ispat etti.
Milletimiz kendisinde var olan vasıfları ve değeri, hükümetin yeni adıyla medeniyet dünyasına çok daha kolaylıkla gösterebilecektir. Türkiye Cumhuriyeti, dünya devletleri arasında tuttuğu yere layık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Sevgi, güven, destek…
Arkadaşlar; bu yüksek rejimi yaratan Türk milletinin son dört yıl içinde kazandığı zafer, bundan sonra da birkaç misli olmak üzere kendini gösterecektir. Bendeniz, kazandığım bu güven ve itimada layık olmak için pek önemli gördüğüm bir noktadaki ihtiyacı arz etmek mecburiyetindeyim.
O ihtiyaç, yüce heyetinizin şahsıma karşı gösterdiği sevgi, güven ve desteğin devamıdır. Ancak bu sayede ve Tanrı’nın yardımıyla, bana verdiğiniz ve vereceğiniz görevleri en iyi şekilde yapabileceğimi ümit ediyorum.
Daima sayın arkadaşlarımın ellerine çok samimi ve sıkı bir şekilde yapışarak kendimi onların şahıslarından bir an bile uzak görmeyerek çalışacağım. Daima milletin sevgi ve güvenine dayanarak hep birlikte ileri gideceğiz. Türkiye Cumhuriyeti mesut, muvaffak ve muzaffer olacaktır”