
ABD Başkanı Donald Trump’ın gümrük tarifeleriyle ilgili kararsız tutumu, “tarihle büyük bir kopuş” olarak değerlendiriliyor. New York Times’a göre Trump’ın şahsi olarak aldığı bu kararlar, 1930’lardan bu yana ilk küresel ticaret savaşı riskini doğurdu
Sommer: ABD, başkan eliyle yeni ve tehlikeli bir rotaya sokuldu
ABD Başkanı Donald Trump’ın bir ileri bir geri gümrük tarifesi açıklamaları size sıra dışı geldiyse, bunun geçerli bir sebebi var: Daha önce benzeri yaşanmadı.
Bu değerlendirme, “Clashing Over Commerce: A History of US Trade Policy” adlı kitabıyla tanınan Dartmouth Üniversitesi’nden ekonomi tarihçisi Douglas Irwin’e ait. Irwin’e göre yaşananlar, tarihsel normların oldukça dışında. Trump, vergileri yüzyılı aşkın süredir görülmeyen seviyelere çıkararak, 1930’lardan bu yana ilk küresel ticaret savaşı riskini tek başına göze aldı. Irwin, bu süreci “tarihle büyük bir kopuş” olarak tanımlıyor.
Trump, geçtiğimiz çarşamba günü bazı yüksek vergileri 90 günlüğüne ertelemiş olsa da, dünya genelinden gelen ithalatın neredeyse tamamına yönelik %10’luk baz tarifeyi korudu. Bu yalnız başına hareket etme yaklaşımı, alışıldık politikalardan ciddi bir sapma. Ticaret savaşının nasıl gelişeceği belirsiz, ancak Büyük Buhran döneminden kalma bu korkulan mekanizmanın 21. yüzyılda yeniden sahneye çıktığı açık.
Sonuçlar henüz netleşmese de risk büyük. Olası bir küresel durgunluk ve ABD’nin çıkarlarına hizmet etmeyebilecek jeopolitik kaymalar, hızlı ve kişisel kararlara bağlanıyor.
Irwin’e göre, ABD’de ticaret politikalarının yön değiştirmesi normalde onlarca yıllık uzlaşı süreçlerine dayanırdı. 1930’lara kadar Kongre, bu alanda belirleyici rol oynarken, zamanla yetki başkana devredildi. Ancak yön genel olarak tarifeleri aşağı çekmek yönündeydi.
Bugün ise durum farklı. Irwin, “ABD, başkan eliyle yeni ve tehlikeli bir rotaya sokuldu. Bu tarihi önemde bir gelişme” diyor.
Geçmişte bu tür büyük değişimler savaşlar sonrasında yaşanmıştı. İç Savaş ve I. Dünya Savaşı sonrası tarifeler artırılmış, ancak bu süreçler Kongre’nin uzun müzakerelerine dayanıyordu. 1930’lardan itibaren tarifeler düşüşe geçmişti. Biden ve Trump’ın ilk dönemleri hariç, bu çizgi genel olarak korunmuştu.
Irwin şöyle özetliyor: “Şu anda barış zamanı. İşsizlik %4 ile çok düşük seviyede. Ticaretle ilgili büyük bir toplumsal huzursuzluk yok. Buna rağmen, sadece bir kişi ticaret politikasını kökten değiştiriyor.”
Piyasalar dalgalandı
ABD borsaları, tarifelerin erteleneceği haberine çarşamba günü büyük bir sıçramayla karşılık verdi. S&P 500 endeksi %9.5 yükselerek 2008 krizinden bu yana en büyük günlük artışı yaşadı. Ancak ertesi gün %3.5 düşüp, cuma günü %1.8 toparlandı. Bu dalgalanmanın yönü, Trump’ın vergi kararlarına bağlı.
Ekonomistler, bu yaklaşımı büyük oranda tehlikeli buluyor. Vergi kararları, hanehalkı ve şirketler için fiyatların artacağı beklentisini doğurdu. Bu da küresel ticaret savaşının ABD ekonomisini resesyona sürükleyebileceği endişesini artırdı.
Trump’ın erteleme kararı sonrası Goldman Sachs, ABD için resesyon tahminini geri çekti. Ancak büyüme beklentisi %0.5’e indirildi ve resesyon olasılığı hâlâ %45 olarak değerlendiriliyor.
Çin, ABD ürünlerine misilleme yaptı. ABD’nin Çin’e yönelik tarifeleri %145’e ulaşırken, Çin %125 ile karşılık verdi. Diğer ülkelerle müzakereler sürüyor, ancak Çin bu kapsamda yer almıyor. Hazine Bakanı Scott Bessent, “Misilleme yapmayın, ödüllendirilirsiniz” açıklamasında bulundu. Avrupa Birliği, 90 gün süreyle kendi misilleme planlarını erteleyeceğini duyurdu.
1930’lardan gelen yasa
Trump yönetiminin vergi politikası, Kongre’nin yıllar içinde başkana devrettiği yetkilere dayanıyor. Oysa ABD Anayasası’na göre, vergi koyma yetkisi açıkça Kongre’ye ait.
1930 tarihli Smoot-Hawley Tarife Yasası, küresel ticaret savaşını tetikleyip Büyük Buhran’ı derinleştirince, ekonomistler bu artışa büyük oranda karşı çıkmıştı. Buna rağmen dönemin Başkanı Hoover yasayı imzaladı.
Bu hatanın sonuçları tarih boyunca hissedildi. İngiltere ve Fransa kendi imparatorluklarıyla sınırlı ticarete yönelirken, Japonya ham madde ve enerji ihtiyaçlarını karşılamak için Çin ve Güneydoğu Asya’da genişlemeye başladı. Bu gelişmelerin altında, ticaret engelleriyle tetiklenen jeopolitik gerilimler yatıyordu.
Ned Davis Research’ten Ed Clissold, “Eğer Çin’le ticaret kesilir ve bölge ülkelerine de tarifeler getirilirse, Çin rotasını tamamen Güneydoğu Asya’ya çevirecektir” diyor.
Jeff Sommer / New York Times
Oksijen