DünyaManşet

Turizmde toparlanma nasıl, nerede, ne zaman olacak?




Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO), turizmde toparlanma sürecinin ne zaman başlayabileceğine ilişkin peş peşe araştırmalar yapıyor

Ülkeler turizm programına başladı

İngiltere’de meydana gelen koronavirüs salgınının mutasyona uğraması gibi gelişmeler dikkate alınarak çalışmalar güncelleniyor.

Bu arada araştırma şirketi Mckinsey Global Institute, Oxford Economics işbirliği ile seyahat endüstrisinin ilişkili olduğu sektörleri de dikkate alarak bu alandaki toparlanmanın hangi ülkede ne zaman başlayabileceğine ilişkin bir araştırma yaptı.

Çalışma seyahat endüstrisinde toparlanmanın dünya geneli ve tek tek ülkelerde farklı olacağı belirtilerek ülkelere göre toparlanma ile ilgili bir tablo çıkarıldı.

Toparlanma başlangıcının ülkelerde göre dağılımında İspanya’da sektörün toparlanmasının 2024’e kadar uzayabileceği belirtiliyor.

İlişkili sektörler de dikkate alınarak yapılan hesaplamada seyahat endüstrisinin koronavirüs salgınından dolayı uğradığı kaybın 3 ile 8 trilyon dolar arasında değiştiği belirtiliyor.

Çalışmada sektörün COVID-19 öncesi duruma hangi ülkede ne zaman dönülebileceği, toparlanmanın ne zaman başlayabileceğine ilişkin öngörülerde bulunuluyor.

Çalışmada toparlanmanın iç turizmden başlayacağı, ülkelerin buna göre program yapmaları öneriliyor.

Asya, Çin, Akdeniz iç turizm

Çalışmada iki noktaya dikkat çekiliyor. Birincisi toparlanmanın bundan önce yaşanan krizlerde yeniden yükseliş Avrupa’da başlarken koronavirüs salgını sonrası toparlanmanın bu kez, her alanda olduğu gibi turizmde de başını Çin’in çektiği Asya’da başlayacağı, ikincisi toparlanmanın iç turizmden başlayacağı, ülkelerin buna göre program yapmaları gerektiği belirtiliyor.

Öte yandan yapılan bütün analiz ve öngörülerde başta havayolu taşımacılığı olmak üzere seyahat endüstrisinin 2019 yılı düzeyine 2023’ten önce gelemeyeceği belirtiliyor. Bu arada günümüzde dünya turizminin lokomotifi konumunda olan Türkiye’nin de içinde olduğu Akdeniz bölgesinin önümüzdeki dönemde de en büyük pazar olmaya devam edeceğine işaret ediliyor. Akdeniz ülkeleri içinde ise özellikle İspanya’daki toparlanmanın zaman alacağı belirtiliyor.

Turizmde kamuculuk yayılıyor

Koronavirüs salgını ile dünya genelinde gündeme gelen ve çeşitli alanlarda hızla uygulanmaya başlayan kamuculuk turizm sektöründe de yaşanıyor. Bu konuda aralarında kamusalcılığa karşıtlığı ile bilinen liberalizmin kalesi olarak anılan İngiltere dahil Avrupa’nın birçok ülkesinde hem geniş halk kesimini ilgilendiren hem de işletmeleri ve ülke ekonomisi için kamu yönetimi devreye girdi. Bunun iki çarpıcı örneğinden biri kamuculuğa karşı politikaları ile bilinen İngiltere ve Avrupa seyahat pazarının merkezi olan Almanya’da yaşandı.

İngiltere geçen yıl ülkesinin adıyla özdeşleşmiş 180 yıllık Thomas Cook firmasının iflastan kurtarılması için istediği 300 milyon Euro’luk krediye garanti verip kefil bile olmazken koronavirüs salgını nedeniyle zor duruma düşen havayolu şirketi Virgin Atlantic’e 750 milyon dolar kredi sağlayarak iflasını önledi.

Benzer durum Almanya’da yaşandı. Almanya ülkenin bayrak taşıyıcı havayolu şirketi Lufthansa’nın iflasını önlemek için 9 milyar Euro verip şirketin yüzde 20’sine ortak oldu.

Aynı şekilde Avrupa seyahat pazarının en büyük grubunu oluşturan Alman TUI firmasına kamu kaynaklarından dört milyar Euro kredi sağladı. Benzer durum özellikle bayrak taşıyıcı havayolu şirketleri üzerinden birçok ülkede yaşanıyor. Portekiz hükümeti, TAP hava yollarındaki payını yüzde 50’den 72,5’e çıkarıyor.

İspanya’da hükümet, stratejik öneme sahip şirketlerin ayakta kalması amacıyla Devlet Sanayi Katılımları Kurumu (SEPI) üzerinden İberia havayollarına 10 milyar Euro kaynak sağladı.

TUI’nin kamu eliyle kurtarılması eleştiriliyor

TUI’nin 5 Ocak’da yaptığı olağanüstü genel kurul öncesi grubun kamu eliyle kurtarılmasına eleştiriler sertleşerek sürüyor. Almanya’da yayınlanan günlük ekonomi gazetesi Handelsblatt’da yer alan haberde sektörden ve siyasilerden gelen bu yöndeki eleştirilere yer verilirken ‘Turizm TUI’den ibaret değil’ deniyor. CDU parlamento grup lideri Dirk Toepff er “Bu şirketin paraya ihtiyacı varsa, bunu sermaye artırımı ile gerçekleştirmeli, şirketi kurtarmak kamunun görevi değil” diyor.

Yeşiller Grubu’ndan Stefan Wenzel “ TUI yatırımcılarını kurtarmak devletin işi değil” diyor. Yazıda kamuya ait olan Deutsche Bahn, Commerzbank, Lufthansa ile TUI’nin aynı şey olmadığı belirtilerek, “Çoğunluğu yabancı yarımcılara ait olan şirketi kurtarmak için vergi mükelleflerinin 4,3 milyar Euro’su harcandı” değerlendirmesine yer veriliyor. Bu arada TUI’nin en çok turist gönderdiği başta Türkiye, İspanya ve Yunanistan olmak üzere destinasyonların gruba ortak olarak kurtarılması öneriliyor.









Başa dön tuşu