Corona virüs önlemlerinde karantinaya karşı çıkan bir grup bilim insanı bir araya geldi. Ortaya çıkan Great Barrington Bildirisini iki haftada 10 binden fazla bilim insanı ve araştırmacı imzaladı.
Bildiriye ayrıca 30 bine yakın sağlık çalışanı ve 535 binden fazla sivil de imza attı. DSÖ Direktörü Direktörü sürü bağışıklığını önermenin ahlak dışı olduğunu söyledi.
Çin’de başlayan corona virüs küresel bir salgına dönüştü. Dünya genelinde vaka sayısı 40 milyonun üzerine çıkarken 1 milyon 118 binden fazla insan hayatını kaybetti.
Sadece 16 Ekim tarihinde dünya genelinde bir günde 416 binden fazla yeni vaka tespit edildi.
Dünyanın önde gelen üniversitelerinde görev yapan üç bilim insanı ABD’nin Massachusetts eyaletinde bulunan Great Barrington kasabasında karantina önlemlerine karşı çıkan bir bildiri paylaştı.
Harvard Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Martin Kulldorff, Oxford Üniversitesi’nde görev yapan Dr. Sunetra Gupta ve Stanford Üniversitesi Tıp Fakültesi’ndeki Dr. Jay Bhattacharya bildiriyi kaleme alan isimler.
Adını imzalandığı yerden alan “The Great Barrington Declaration” toplu karantina kurallarına karşı çıkıyor. Sürü bağışıklığı stratejisinin benimsenmesini isteyen araştırmacılara göre karantinadan vazgeçilmesi gerekiyor.
Karantina kurallarının sosyal düzene zarar verdiğini savunan bilim insanları “odaklı korunma” adını verdikleri bir metod öneriyor. Gençlerin daha az riskli grupta olduğu ve sosyal hayatın yeniden “normal seyrinde” devam etmesi gerektiği savunuluyor. Odaklı korunma yöntemiyle toplumun bağışıklığının az riskli gruplar arasında hızlıca artacağı belirtiliyor.
İmzacılar önerdikleri stratejinin sürü bağışlığı olmadığını savunsa da 518 kelimelik bildiride beş kez sürü bağışıklığı ifadesi kullanılıyor.
İMZA SAYISI 10 BİNİ GEÇTİ
Sürü bağışıklığı önerisiyle büyük tepki toplayan bildiriye aynı zamanda destek de fazla. Bildirinin internet sitesindeki bilgilere göre 4 Ekim tarihinden beri 10 bin 630 bilim insanı imza attı. Ayrıca 29 bin 439 sağlık çalışanı ve 536 bin “endişeli vatandaş” da imzacılar arasında yer aldı.
Amerikan basınına göre Trump yönetimi ilk günden itibaren bildiriye destek vermeye başladı. İmzacılardan Dr. Bhattacharya ve Dr. Kulldorff bildirinin hemen ardından ABD Sağlık Bakanı Alex Azar ve Trump’ın corona virüs görev gücünde yer alan Scott Atlas’la görüştü.
Bildiriye destek veren Amerikan Ekonomik Araştırma Enstitüsü bağışçıları arasında iklim değişikliğini reddeden kampanyalara destek veren Koch kardeşlerin vakıfları da bulunuyor.
DSÖ’DEN TEPKİ: BU BİR SEÇENEK DEĞİL
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Dr. Tedros Adhanom Ghebreyesus, sürü bağışıklığına yönelik stratejilerin “ahlak dışı” olduğunu söyledi. Ghebreyesus, 12 Ekim’de Cenevre’de düzenlenen video konferansta konuştu. Ghebreyesus, sürü bağışıklığının bir aşılama terimi olduğunu söyledi. Toplumların geliştirlen aşılarla birlikte sürü bağışıklığına ulaşabileceğini aktardı.
DSÖ Genel Direktörü, “Tam olarak anlayamadığımız tehlikeli bir virüsün serbestçe dolaşmasına izin vermek, basit bir şekilde ahlak dışıdır. Bu bir seçenek değildir. Ancak pek çok seçeneğimiz var. Ülkelerin bulaşmayı kontrol etmek ve hayat kurtarmak için yapabileceği ve yaptığı birçok şey var. Bu, virüsün serbestçe dolaşmasına izin vermek ile toplumlarımızı kapatmak arasında bir seçim değil.” ifadelerini kullandı.
Ghebreyesus, “Diğer bir ifadeyle sürü bağışıklığı, insanları virüse maruz bırakarak değil, virüsten korumakla sağlanır.” uyarısını yaptı.
İSVEÇ’İN STRATEJİSİ NELER ANLATIYOR?
Corona virüs salgınının ilk ortaya çıktığı günden beri sürü bağışıklığını savunan ülkeler arasında en bilineni İsveç. İngiltere yönetimi de kısa bir süreliğine sürü bağışıklığı stratejisini dillendirse de kısa sürede karantina modeline geri döndü.
Nüfusu 10 milyonu aşkın İsveç’te şimdiye kadar 103 binden fazla vaka tespit edilirken toplam can kaybı da 5 bin 918 oldu. İsveç bir milyon kişiye 585 ölümle nüfusa oranla en fazla can kaybının yaşandığı ülkeler arasında 12. sırada bulunuyor.
İsveç’in yakın komşuları Norveç ve Finlandiya’daki tablolar ise aradaki farkı ortaya koyuyor. Nüfusu 5.5 milyon olan Finlandiya’da sadece 13 bin vaka tespit edilirken can kaybı 351 oldu. Yine 5.4 milyon insanın yaşadığı Norveç’te 16 bin vaka tespit edildi ve 278 kişi Covid-19’dan hayatını kaybetti.
Bu sayılara bakıldığında İsveç’te ölüm oranları iki yakın komşusuna göre 10 kat daha fazla.
İsveç’te tartışmalı “sürü bağışıklığı” stratejisinin mimarı Halk Sağlık Müdürlüğü Epidemiyolog Anders Tegnell kısa sürede çok fazla insanın öldüğünü kabul etti. Tegnell, “Yaşlılarımızı korumakta başarısız olduk” itirafında bulunmuştu.
Corona virüs salgınında sürü bağışıklığı stratejisini benimseyen İsveç’te ekonominin 2020 sonunda yüzde 4.5 küçülmesi bekleniyor. Ülkedeki işsizlik ise mart ayından bu yana yüzde 9’a yükseldi. Covid-19 pandemisinde en yüksek ölüm oranlarından birine sahip olan ülke hakkında, “Hiçbir şey kazanamadılar” yorumları yapıldı.
SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞI NE KADAR İŞE YARIYOR?
Ancak İngiltere’deki Imperial College London’da görev yapan bir immünoloji profesörü bağışıklığın sanıldığı kadar etkili olmayabileceğini söyledi.
CNBC’ye açıklamalarda bulunan Danny Altman, “Bağışıklık oldukça kırılgan gözüküyor. Bazılarında bulunan antikorlar birkaç ay içerisinde yok olacakmış gibi duruyor. Bu sırtınızı dayayacağınız bir şey değil” dedi.
Altman, ikinci dalga halinde ilk dalgada Covid-19’a yakalananların da risk altında olabileceğine dikkat çekti.
Danny Altman, “Bu halen oldukça öldürücü bir virüs ve çok hızlı yayılıyor. İnsanların halen bu gerçekle yüzleşmeye hazır olmadığını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
Hazırlayan: Ahmet Bal / ntv.com.tr