EkonomiInstagramKıbrısManşetSiyaset

Tuğcu: Aziz Limasollu her ay 147 bin dolar alıyor


Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu Çalışanları Sendikası (El-sen) Başkanı Ahmet Tuğcu ve Genel Sekreter Hüseyin Peksever, Kıbrıs Türk Ticaret Odası (KTTO) ve onun Asbaşkanı Aziz Limasollu’nun, Teknecik Elektrik Santrali‘ndeki büyük rantını ortaya döktü!

Tuğcu: Aziz Limasollu her ay 147 bin dolar alıyor

Bölgeden dün gerçekleştirdikleri yayınla, Ticaret Odası’nın son günlerde hiç ilgilenmediği Teknecik bacalarından çıkan zehirli dumanla ilgili sürekli açıklama yapmasının altında yatan gerçek sebebi ortaya döken El-sen inanılmaz rakamları da açıkladı.

El-sen Başkanı Ahmet Tuğcu, Teknecik’te bulunan 4 adet gaz türbininin yeni gelen iki tanesini Kıb-tek emekçilerinin çalıştırdığını, diğer ikisini ise aylık 147 bin dolar karşılığı sadece 3 personelle KTTO Asbaşkanı Aziz Limasollu’nun çalıştığını açıkladı.

Tuğcu, “KTTO Teknecik Elektrik Santrali’yle ilgili son birkaç gündür bilinçli açıklamalar yapıyor. Çünkü Limasollu’nun sözleşmesi 31 Temmuz’da yani 4 gün sonra bitiyor. 31 Temmuz saat 00.00’da o santrallerin Kıb-tek emekçilerine devredilecek olmasından rahatsızlık duyuyorlar” dedi.

“Çevreyi bu kadar düşünüyorsanız baca sisteminin getirilmesini neden sağlamadınız?”

KTTO Başkan Vekili Ramazan Gündoğdu’nun bir TV kanalında, “Kıb-tek etrafa zehir saçıyor, AKSA’nın filtreleri tamamdır, duman atmıyor” dediğini anımsatan Tuğcu, termik santralin yük santrali demek olduğunu, AKSA’dakiyle aynı olan Teknecik dizel santrallerinin de duman çıkarmadığını söyledi.

Tuğcu, “Aziz Limasollu ve KTTO, doğayı ve çevreyi bu kadar düşünüyorlarsa; maliyeti 10 milyon dolar civarı olan ve TC hükümeti tarafından karşılanacak olan baca sisteminin getirilmesini neden sağlamadınız? Bugün en doğru yatırım olan dizel santrallerin iptalini yapanlar, sizin üyeleriniz değil mi?” diye sordu.

“Sözleşme 4 gün sonra bitiyor”

Bugün Kıbrıs’ın kuzeyinde yıllık 1 milyar 700 milyon KWS elektrik enerjisi üretildiğini, yaz aylarında PİK değerlerinin 415 MW’ta çıktığını, 120 MW’lık termik santralin de en üst sınırda çalıştırıldığını belirten Tuğcu, kablo ile elektrik getirilmesi projesi bugün imzalansa dahi, hizmete geçmesi için 4-5 yıl gerektiğini söyledi, “Peki bu 5 yılda sizin halka layık gördüğünüz bu mu?” dedi.

Ahmet Tuğcu

Tuğcu, “Sayın KTTO, sayaç ihalesi yaşandı birkaç gün önce, sizin üyelerinizdi, neden ses çıkarmıyorsunuz? Sizin üyeleriniz yani sermaye Kıb-tek’in üzerinden rant sağlıyor. Limasollu’nun cebine attığı 147 bin dolar 4 gün sonra son bulacak diye, halkın üzerinden demagoji yaparak açıklama yapmayın” dedi.

“Gerek yerli gerek TC sermayesi, halkın cebinden parayı hortumluyorlar”

Tuğcu şöyle devam etti;

“Ramazan Bey, kadim dostu Cemil Kazancı‘yı arasın da sorsun dumanları nasıl gizliyor? Dumanı dışarı vermiyorlar, filtre de yok.

Yalandır diyorlarsa buyursunlar, istedikleri yerde tartışalım bunu.

Bu ülkede Kıb-tek üzerinde gerek yerli gerek TC sermayesi, halkın cebinden parayı hortumluyorlar.

“Ne işiniz var Kazancı ile?”

Buna da maalesef bizi yönettiğini söyleyen Ünal Üstel önderliğinde yapıyorlar.

UBP Genel Başkan adayı olan birinin Cemil Kazancı ile buluştuğunu öğrendim. Ne işiniz var Kazancı ile?

Şu anda bu hükümetin üstünde olan bir TC sermayesi var, yok olmamız için mücadele ediyorlar. Bu ülkeyi o sermaye grubu yönetiyor. Tek bir dertleri var; kendi ceplerini doldurmak.

El-sen yıllardır özerk bir Kıb-tek diyor, bu manzara olmasın diye.

“Asbaşkanınızın buradaki rantını savunmak için Kıb-tek’i mi kötüleyeceksiniz?”

Bugün 415 MW olan PİK, seneye yazda 450 MW’a çıkacak. Acil şekilde yatırım yapılması gerekiyor. Kısa, orta ve uzun vadede yapılması gerekenler bellidir.

Gelecek yazdaki PİK’leri karşılayabilmemiz adına 4 santral için ihalenin bitirilmesi lazım.

Ticaret Odası, bunu çıkıp bağıracağınıza, Asbaşkanınızın buradaki rantını savunmak için Teknecik ve Kıb-tek’i mi kötüleyeceksiniz? Buna asla izin vermeyeceğiz.

Peksever: Bu kriz bugün başlamadı

El-sen Genel Sekreteri Hüseyin Peksever de konuyla ilgili konuştu; sermaye ve hükümetin ilişkilerini ve Teknecik bacalarından çıkan duman üzerinden yaratmaya çalıştıkları gündemi aktardı.

Peksever şunları kaydetti;

“2018’den beri ülkede bir enerji açığının doğacağını, doğru yatırım modellerinin topluma kazandırılması gerektiğini kamuoyuyla paylaştık.

Hüseyin Peksever

Elektrikte paydaş olan Sanayi Odası, Ticaret Odası, Otelciler Birliği ve Esnaf ve Zanaatkarlar Odası‘yla defalarca raporlarımızı paylaştık.

Bu kriz bugün ortaya çıkmadı, yaşanmaya başlamadan önce gündeme getirmeye başladık. Elektrik geriliminin 240 bandında olması gerekirken, 265-190 volt aralıklarında olduğu, bunun da insanların cihazlarını ne denli tehdit ettiği, sürdürülemez olduğu biliniyor.

“Hükümet üzerinde kurultay hesaplı baskı unsuru oluşturmaya çalışıyor”

Son bir haftadır kamuoyunu rahatsız eden Teknecik bacalarından çıkan dumanların çıkmaması gerekir, evet. Bunun olmaması gerektiğini savunuyoruz ve yapılması gerekenleri paydaşlarla paylaşmamıza rağmen o günlerde ses çıkarmayanlar, bugün buradan elde ettikleri rant gidecek diye söylüyor.

Aziz Limasollu, aylık 147 bin dolar parayı aldığı için ve sözleşmesi 31 Temmuz’da sona erecek diye, hükümet üzerinde kurultay hesaplı baskı unsuru oluşturmaya çalışıyor.

Bu bedeli Kıbrıs Türk halkı ödüyor. Bu ranta son verilmesi için biz buradayız, dumana da son verilmesi için buradayız.

Zaten bu santrallerin arıza ve bakımlarını Kıb-tek personeli yapıyor. Hükümete de söyledik; Kıb-tek personeli buna devam edebilir, bizler buna talibiz.

“Biz size memleket yanıyor dedik, siz…”

Cesursanız, mertseniz Sayın Sanayi Odası Başkanı Ali Kamacıoğlu, Asbaşkan Aziz Limasollu, Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, geçtiğimiz sene 17 gün boyunca Kıb-tek emekçileri eylem yaptı, polisle çatıştı, hapse girdi, sizinle de her şeyi konuştu, anlattı.

Kalecik III Sözleşmesi’nin imzalanacağını söyledik, haklısınız dediniz, yanımızda olmadınız. Siyasetle duygusal bağlantınız olduğunuzu hiç çekinmeden yüzümüze söylediniz.

Biz size memleket yanıyor dedik, siz yerde bir but var bunun üzerinden ne koparacağınızı düşündünüz.

“Utanmadan Kıb-tek’e ait bin dönümlük araziyi istediniz”

3 ay sonra da oluşturduğunuz SAN-HO adlı paravan şirket aracılığıyla hükümetle anlaşma yaptınız, Kıb-tek’e ait bin dönümlük araziyi istediniz, Ünal Üstel de hiç utanmadan bunu size peşkeş çekti.

Gazetemiz bu arazi peşkeşini manşetine taşımıştı

Biz bunu Makina Mühendisleri Odası ile yargıya taşıdık ve bu protokol iptal edildi.
Yine yüzünüz kızarmadan perde arkasında, ‘haklısınız ama yapamayız’ dediniz. Hükümetle kredi anlaşmanız olduğunu, onursuzca söylediniz.

“Çıkarlarınız için toplumun zehirlenmesine, soyulmasına göz yumuyorsunuz”

Üyeleriniz onurludur ama siz yöneticiler onursuzsunuz ve vatansever de değilsiniz.

Bireysel çıkarlarınız için bu toplumun zehirlenmesine, soyulmasına göz yumuyorsunuz, utanmadan bir de ülkenin kanını emen AKSA’nın bacalarından duman çıkmıyor dediniz.

Duman görülmesin diye 10 ayrı makine kuruldu. Kimse dumanı savunmaz, biz bunun olmaması için 2018 yılında dörtlü koalisyon ile doğalgaz yatırım planını paylaştık.

Bugün abuk subuk yayınlarla hareket ediyorsunuz. Mesele sadece akaryakıt değildir, geçmişte de sizin üyeleriniz bu yakıtı getirip rant elde ediyordu.

Ya gelin gerçekten toplumsal çıkarlar noktasında mücadele verelim ya da susun.

“Hangi yüzle Başbakanlığa adaysınız?”

Ne yaptınız da bu kadar gelir elde ettiniz? Bir de toplumu düşünürmüş gibi bacadan duman çıkıyor diyorsunuz.

Başbakan; rantın ve koltuğun için 18 Nisan 2023’de AKSA sözleşmesini imzalarken, aynı oranda yatırımı Kıb-tek’e yapacağınızı söylemedin mi?

Üç kere görüşmek için yazı yazdık. Neredesiniz?

Hangi yüzle Başbakanlığa adaysınız?

Onurlu UBP üyelerine soruyorum; KKTC Mahkemelerine soruyorum; 17 Nisan 2023’de imzalanan Kalecik III Sözleşmesi’ni dava ettik, hala mı dolmadı karşı tarafın savunmasını dinleme süresi?

Bundan daha önemli gündem ve yolsuzluk mu vardı sayın Mahkeme Başkanı?

Yine bağımsız olduğunu iddia eden Sayıştay Başkanı’na gittik; yeni rapor hazırlamamak için mi görev süreni uzattılar senin?

“Daha ne kadar açık söyleyelim?”

Biz Mahkemeye de Sayıştay’a da Mali Polis’e de gittik.

Milyonlarca dolardan bahsediyoruz. CTP döneminde imzalanan Kalecik II Sözleşmesi’nde Sayıştay raporu 1 milyar 200 milyon dolar fazladan ödeyeceğimizi söyledi.

Ben ve sizler ödediniz bunu.

Mahkemenin ve Sayıştay’ın görevini yapmaması endişe vericidir. Mali Polis’in bu soygunu sorgulamaması endişe vericidir.

Kıb-tek’in hükümet tarafından paravan bir şirket olarak kullanıldığını daha ne kadar açık söyleyelim?”











Başa dön tuşu