EkonomiGüncelInstagramKıbrısManşetSiyasetYaşam

Çözüm sürecinin ekonomiye olan potansiyel katkıları irdelendi!!






Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) tarafından düzenlenen “Kıbrıs’ta Çözüm Ekseninde Ekonomi” başlıklı panel, dün akşam KTÖS Konferans Salonu’nda gerçekleşti. SEtkinlikte, ekonomi alanında uzman isimler Mustafa Besim, İzge Arısal, Berkan Tokar, İpek Borman ve Mertkan Hamit konuşmacı olarak yer aldı

Çözüm sürecinin ekonomiye olan potansiyel katkıları irdelendi

Panele CTP Genel Sekreteri Asım Akansoy, bazı MYK Üyeleri, milletvekilleri ve belediye başkanları katıldı. Halkın da yoğun ilgi gösterdiği panelde, Kıbrıs’taki çözüm arayışlarının ekonomi üzerindeki etkileri ve bu bağlamda atılabilecek adımlar detaylı şekilde ele alındı.

Konuşmacılar, çözüm sürecinin ekonomiye olan potansiyel katkılarını vurgulayarak, Kıbrıs’ın gelecekteki ekonomik yapısına dair stratejik değerlendirmelerde bulundular.

Etkinliğin ardından, saat 20:30’da düzenlenen kokteylde katılımcılar bir araya gelerek, ekonomi ve çözüm süreci üzerine sohbet etme fırsatı buldu. Bu anlamlı etkinlik, Eylül ayında çeşitli örgütler ve sendikalar tarafından düzenlenen barış etkinlikleri çerçevesinde yer aldı ve çözüm sürecine katkı sağlamak amacıyla gerçekleştirildi.

Tokar: Sermaye eksikliği yaşayan ülkeler dış yardıma ihtiyaç duyar

Ekonomist Berkan Tokar, düzenlenen panelde sermaye eksikliği yaşayan gelişmekte olan ülkelerin dış yardıma duyduğu ihtiyaca dikkat çekti. Tokar, bu tür ülkelerde dış yardımların istihdam yaratılması, bölgesel entegrasyonun sağlanması, ekonomik ve ticari ilişkilerin geliştirilmesi ve kalkınma hedeflerine ulaşılmasında önemli bir rol oynayabileceğini belirtti.

Tokar, dış yardımların etkisinin ülkeden ülkeye farklılık gösterdiğini ifade ederek, geçmiş tecrübelerin bazı ülkelerin dış yardımları başarılı bir şekilde kalkınma hedeflerine ulaşmak için kullandığını, bazılarının ise bu hedeflere ulaşmakta zorlandığını söyledi.

Yapılan bilimsel çalışmaların, kurumsal kalitesi ve kapasitesi yüksek olan ülkelerde dış yardımların ekonomik kalkınma üzerinde daha büyük bir olumlu etkiye sahip olduğunu gösterdiğine işaret eden Tokar, bu bağlamda siyasi istikrar, hükümet etkinliği, mevzuat kalitesi, hukukun üstünlüğü, yolsuzluğun kontrolü ve hesap verebilirliğin önemini vurguladı.

Kıbrıs’taki çözüm sürecine de değinen Tokar, gerek Türkiye gerekse Avrupa Birliği kaynaklı yardımların ülke için önemini belirterek, dış yardımların etkin bir şekilde kullanılabilmesi adına ülkemizdeki kurumsal kapasitenin artırılması gerektiğinin altını çizdi. Kurumsal yapının güçlendirilmesi ve kalkınma planlarının hazır hale getirilmesi için reformların elzem olduğunu dile getirdi.

Hamit: Kilit iş birlikleri bir tür Güven Yaratıcı Önlem niteliğindedir

Ekonomist Mertkan Hamit sunumunda AB Merkez Bankası eski başkanı Draghi tarafından Avrupa’nın rekabet edebilirliği üzerine hazırlanan rapora odaklandı ve Kıbrıs meselesinin AB’nin ekonomik geleceği ile ilgili tartışmaları göz önünde alarak değerlendirilmesini ele aldı.

Raporda, Avrupa’nın inovasyon ve enerji maliyetleri konularındaki sorunlarına vurgu yapıldığını söyleyen Hamit, “Avrupa’nın küresel teknoloji gelirlerindeki düşüşle karşılaştığını ve karbonsuzlaştırma hedeflerine uyumlu bir büyüme modeli geliştirmesi gerektiğini savunmaktadır. Ayrıca, jeopolitik güvenlik artırımı önermektedir” dedi.

Bu temel vurgulardan hareketle, Kıbrıs sorunu bağlamında, her iki tarafın da enerji maliyetleri, inovasyon eksikliği ve ekonomik çeşitlilik gibi sorunlarla karşı karşıya olduğu vurgulandı. Hamit, önerilen çözümler arasında ortak enerji ve ticaret altyapısının geliştirilmesi, yenilenebilir enerji projeleri, veri paylaşımı, iş gücü ve beceri gelişimi konusunda iki toplum arasında kilit iş birliklerinin bir tür Güven Yaratıcı Önlem niteliğinde çözüm sürecini destekleyici bir nitelikte ele alınmasını vurguladı.

Borman: Siyasal, ekonomik ve sosyal süreçler birbiriyle ilintilidir

Uluslararası İlişkiler Uzmanı İpek Borman, konuyu küresel bir perspektiften ve uluslararası ilişkiler bağlamında değerlendirerek, küresel dönüm noktalarına odaklandı ve siyasal, ekonomik ve sosyal süreçlerin birbiriyle ilintili ve kesişen süreçler olduğunu vurguladı.

BM Genel Sekreteri’nin bu yılki BM Genel Kurulu’nun açılışında ciddi bir uluslararası düzen eleştirisi yaptığı konuşmasından örnekler veren Borman, dünyada artan sorumsuzluk, eşitsizlik ve belirsizliklerin insanlığı sürdürülemez bir noktaya taşıdığından hareketle, sürdürülebilir kalkınma anlayışının esas alınması gerekliliği üzerinde durdu.

Bu bağlamda, Kıbrıs sorununun çözümüne de daha kapsamlı bir çerçeveden yaklaşılması ve barışın sürdürülebilirliğine odaklanılması gerektiğini, toplumsal cinsiyet eşitliği, ekonomik kalkınma, güçlü siyasi ve idari kurumlar, adalet, sürdürülebilir enerji ve çevre konularının birbirinden bağımsız değil, kesişen konular olarak bir bütün olarak ele alınmasının önemini vurguladı.

Arısal, çözümsüzlüğün, yönetişim ve ekonomi politikalarının performansı üzerinde yarattığı etkileri değerlendirdi

Ekonomik ve Sosyal Politikalar Uzmanı İzge Arısal, çözümsüzlüğün, yönetişim ve ekonomi politikalarının performansı üzerinde yarattığı etkileri uluslararası yönetişim göstergeleri ve örnekler ışığında değerlendirerek, uluslararası ticaret sistemlerine ve Avrupa Birliği gibi bölgesel yapılara entegrasyonun, yönetişim kalitesinin artmasında katalizör görevi gördüğünü vurguladı.

Ekonomik entegrasyon ve yönetişimin bir döngü halinde birbirini desteklediğini ancak başlangıç noktasının çoğunlukla ekonomik entegrasyon süreci olduğuna değinen Arısal, Dünya Bankası tarafından derlenen Dünya Yönetişim Göstergelerine referans göstererek, Batı Balkan ülkeleri ve Türkiye örnekleri bağlamında ekonomik entegrasyon ile yönetişim arasındaki pozitif ilişkiyi ortaya koydu.

Uluslararası ticaret ağlarına dahil olunmamasının, Dünya Bankası ve IMF gibi küresel kuruluşlar tarafından sağlanan yapısal reform programları ile kapasite geliştirme destekleri faydalanılamamasının ve bölgesel ölçekli altyapı yatırımlarına katılamamasının, Kıbrıs Türk ekonomisi ve yönetişim kapasitesi üzerinde geriye döndürülmesi zor çözülmeler yarattığını söyledi.

Besim: Mevcut durum sürdürülebilir değil

Ekonomist Mustafa Besim “Kıbrıs’ta çözümün sağlayacağı kazançlar ve çözümsüzlüğün yarattığı maliyetiler” konulu konuşmasında Kıbrıs’taki mevcut siyasi durumun sürdürülebilir olmadığını ve özellikle Kıbrıslı Türklerin statükodan sosyal, siyasal ve ekonomik olarak büyük zarar gördüğünü anlattı.

Konuşmasında çözümün getireceği ekonomik kazançları rakamlarla ortaya koyan Besim, ancak o zaman Kıbrıslı Türklerin gelişmiş, dinamik ve güçlü bir ekonomi yaratabileceklerini anlattı. Mevcut durumun gelir dağılımında bozulmaya neden olduğunu, mali bağımlılığın artığını ve adeta ülkede bir çözülmenin baş gösterdiğini ifade eden Besim, siyasi iradenin buna dur demesini gerektiğinin altını çizdi. Kıbrıs’ta çözülmenin durdurulması için toplumun mevcut durumun değişmesi için daha fazla talepte bulunması gerektiğini belirtti.









Başa dön tuşu