Kıbrıs Türk Esnaf ve Zanaatkarlar Odası (KTEZO), Türkiye Lefkoşa Büyükelçiliği‘nin dayatmakta ısrar ettiği yapay gündem “başörtüsü” krizinin örtmeye çalıştığı gerçek sorunlara dikkat çekerek AKP iktidarı tarafından adanın kuzeyine atanan hükümete yönelik olarak “Ekonomi tepe taklak olmaya devam ederken, her geçen gün cirolar biraz daha gerilerken önlem almak yerine yıkımı hızlandırmak için bir omuz da siz veriyorsunuz” şeklinde eleştiride bulundu
KTEZO: Devlet giderlerini artırarak, bütçe açıklarının faturasını çalışana, ustaya, işletmeye çıkararak bu yol yürünmez
KTEZO yaptığı yazılı açıklamada yaratılan yapay gündemlerle üstü kapatılmak istenen ekonomik yıkım konusuna değinerek atanmış UBP-DP-YDP koalisyon hükümetine sert eleştirilerde bulundu.
Atanmış hükümete “Ekonomi tepe taklak olmaya devam ederken, her geçen gün cirolar biraz daha gerilerken önlem almak yerine yıkımı hızlandırmak için bir omuz da siz veriyorsunuz” şeklinde seslenen KTEZO, atanmış yetkililerin sadece vaatlerde bulunmasına konusunda “Bulutsuz ortamda gittiğiniz her yerde vaat üzerine vaatlerle gürlerken, başımıza sadece taşlar düşmeye devam ediyor” dedi.
“Petrol fiyatları hiç olmadığı kadar gerilemiş iken, elektriğe anlaşılmaz bir şekilde yüzde 11 oranında zam geldi”
KTEZO’nun bildirisi şu şekilde devam etti:
“Hayat pahalılığı, etinden sütüne ve içeceğe kadar aldı başını gitti. Petrol fiyatları neredeyse hiç olmadığı kadar gerilemiş iken, elektrik gibi temel bir ürün anlaşılmaz bir şekilde yüzde 11 oranında zam yedi. Seyrüsefer derseniz başka bir rezalet, zam yüzde 160’ları geçti.
Şimdi de sigorta prim destekleri kaldırılıyor.
İki aydır yerli istihdam, kadın istihdamı üzerinden desteklerin verileceği propagandası yapıldığı halde Meclis dahi toplanamıyor. Olmayacak, olamayacak gündemlerle, yaratılan ekstra kaosla sorunların üstü kapatılıyor.
“Ya kulak verir kendinize gelirsiniz, ya da her şeyin bir sonu olduğunu hatırlamak zorunda kalırız”
Mesajımız da, duruşumuz da çok nettir.
Bu böyle gitmez. Devlet giderlerini artırarak, bütçe açıklarının faturasını çalışana, ustaya, işletmeye çıkararak bu yol yürünmez.
Sizi; kim, nasıl ödeyecek? Ödeyen biziz, göz ardı edilen yine biziz. Harcayan ise sizsiniz. Ya kulak verir kendinize gelirsiniz, ya da her şeyin bir sonu olduğunu hatırlamak zorunda kalırız.
